Türkiye birkaç gündür CHP'li Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan'ın kentte yaşayan yabancı uyrukluların su faturası ve katı atık vergisi ücretlerine 10 kat zam yapacağını açıklamasını konuşuyor.

Sevgili okurlar, Bu açıklama sonrası haliyle gözler partisi CHP'den gelecek açıklamaya çevrildi.

CHP'li Seyit Torun, Özcan'ın görüşlerinin partinin tutumu ile taban tabana zıt olduğu açıklaması yaptı, 'Açıklaması kendisini bağlar' dedi.

Bunun üzerine Özcan'dan da bir açıklama geldi. Özcan, geri adım atmadı, partisiyle de ters düştü.

Türkiye’de göçmenlere yönelik iyi niyet olduğu kadar göçmen muhalifliğinin de halkta bir karşılığı olduğu da su götürmez bir gerçek.

Özcan’ın kararı ayrımcılık olarak değerlendiriliyor ki haksız bir yorum da değil.

Türkiye göçmenlerle birlikte nüfusu 90 milyona varan bir ülke konumuna geldi.

Her şey bir tarafa insanları etnik kökeninden ötürü aşağılamanın  insanlığın temel sorunu olduğunu bilmek gerekir.

Cumhuriyet Halk Partisi’nin Sol hareketin lideri olarak böylesi bir ayrımcılıkla suçlanıyor olması göçmenlere yaklaşımın Avrupa’daki aşırı sağ gruplarla aynı kulvara ittiği yorumları yapılıyor oldu.

Her şeye karşın Türkiye’nin göçmenler konusunu bir karara bağlaması gerektiği de ortaya çıkıyor.

Göçmenler sigortasız ve güvencesiz sömürülecek işgücü olarak görülmemeli.

Yasadışı ve kayıtsız göçmen meselesinin çözülmesi gerekir.

ABD’deki Yeşil Kart benzeri uygulamayla Türkiye’de yaşayan ve üreten, kriminal işlere bulaşmamış tüm göçmenler kayıt altına alınabilir suça bulaşanlar ise kesinlikle sınır dışı edilmeli.

Konuyla ilgili yoğun itirazlar var, şu eleştiriler yapılıyor:

‘Göçmenler Türkiye’den kovulsun” diyen kişi solcu da olamaz, demokrat da olamaz, liberal de olamaz, dindar da olamaz.’

Türkiye Suriye’de yaşanan acımasız savaşta hem soydaşlarının hem de mültecilerin sığınağı oldu.

Türkiye’nin bu kardeşlik adımı dünya tarihinde hiç unutulmayacaktır, geçmişte Osmanlı ‘kucak açtı; ama ihanete uğradı’ denilse de insanlıktan hiçbir şekilde taviz verilmemelidir.

Türkiye, ezilmişlerin, yoksulların son limanı olmalı.

Bunu derken açıkça ifade etmek gerekir denetimsiz, kontrolsüz, plansız mülteci hareketine hiçbir şekilde taviz verilmemeli.

CHP’li Özcan’ın partisiyle ters düşme pahasına böylesi adım atma siyasi konjönktürde önümüzdeki dönemde yeni işaretler barındırıyor olabilir.

Nasıl ki Cumhur İttifakı kendi içerisinde ittifak halkasını genişletmek istiyor, Millet ittifakı veya yeni ittifak oluşumlarında farklı arayışlar olabilir.

CHP, İYİ Parti, HDP dengesinde, Saadet, Deva, Gelecek ve Memleket Partileri 2023 öncesinde kendilerini bir yerde konumlandıracaklar.

CHP içerisinde Mansur Yavaş, Ekrem İmamoğlu, Canan Kaftancıoğlu gibi etki alanı olan isimlerin nasıl konumlanacakları merak ediliyor.

Tanju Özcan ile başlayan tartışmaların ilerleyen günlerde bizi nereye götüreceğini izleyip göreceğiz. 2023’e giden yolda hem Cumhur hem de Millet İttifakında bu tür çalkantılar olacaktır.

AKDENİZ: HİÇ KÜSMEDİM

‘Erdoğan’ın o dokunuşu’ başlığı ile yaptığım değerlendirmeye Milli Görüşün efsene il başkanı Ali Rıza Akdeniz’den de cevap geldi. Akdeniz şunları söyledi: ‘Bir anlık kırgınlık olur. Ama AK Partiden, partimden hiç kompadım. Hatırlayın 2007 seçimlerindeki televizyon programlarımı ve gazete manşetlerimi. 2008 yılında İl Başkanlığına giden ve oradaki il başkanı ve tüm arkadaşlara ‘korkmayın biz bunları geçmişte Refah Partisi ile Fazilet Partisi ile yaşadık’ diyen benim. Başka Partiden aday olmak bir yana işaret bile vermedim.’