CHP Trabzon Milletvekili Haluk Pekşen, Meclis’te Gazetecilerle konuştu:
Dedi ki: ‘Soy ağacı uygulamasının gerçek amacı: ülke nüfusunun büyük bölümünün Türk kökenli olmadığı, Türk soydan gelmediği, azınlık olduğu algısını yaratmak. İnsanları ayrıştırıp, kutuplaştırmak. Ne Mutlu Türk’üm sözünü ortadan kaldırmaktır. Bu bir Emperyalist oyunudur’
Devam etti:
“Soy ağacı bilgileriniz tüm dünya ile paylaşıldı. Bu paylaşmalardan sadece siz mutlu olmadınız. Devlete güvenerek teslim ettiğiniz kişisel verileriniz artık ayyuka çıktı ve herkesin elinde. Annenizin kızlık soyadını sormalarına gerek kalmadı.”
Çok önemli bir tespit…
***
E-Devlet üzerinden 14 Şubat gece yarısından itibaren alt-üst soy ağacı sorgulaması yapıp ailelerimizin geçmişini (1800’lü yıllara kadar )öğrenmeye başladık. İlk gün 1 gecede yaklaşık 8 milyon kişi e-Devlet’e soy girişi yaptı. Önce çöken sistem 3 gün sonra yeniden açıldı. Şimdi artık herkes elinde ‘nereden geldiğini bildiren kâğıtlar ile geziyor. Arkadaşları ile bu bilgileri paylaşıyor. Hatta sosyal medya aracılığıyla yayınlıyor.
 Bu neyin sevinci? Neyin ispatı? Neyin paylaşımı bilinmez ama güvenlik açısından bu bilgilerin ortalıkta gezmesi konusunda oldukça sıkıntı ve bir o kadar da uyarı var.
Milyonlarca kişi E-Devlet'te başlatılan ‘soyağacı sorgulama’ hizmetinden dedelerinin kökeniyle ilgili bilgiler elde etti. Bazı vatandaşlar aslında göçmen olmadığını, bazıları ise Bulgar ya da Boşnak göçmeni olduğunu öğrendi. Bunun üzerine özellikle Avrupa Birliği’ne (AB) üye ülkeler Bulgaristan, Makedonya, Yunanistan ve Romanya göçmeni olduğunu öğrenen vatandaşlar, çifte vatandaşlık almak için harekete geçti.
Bu arada yakın çevremden başlayarak söyleyebilirim ki, dün ‘ülkede özgürlük ve demokrasi kalmadı’ gerekçesiyle, hem paralarını hem de gelecek yatırımlarını yurt dışında arayan ve şekillendiren varlıklı insanlara, şimdi de ‘soy ağacı ile elde edilecek vatandaşlık’ ile ülkeden ayrılmak isteyenler topluluğu eklendi. Şimdi herkes, ( özellikle AB ülkelerine dayanan soy ağaçları olanlar) çoktan ruhen o ülkelere yerleştiler bile…
Devlet eliyle birden bire altsoy-üstsoy çalışması yapılıp bizlere sunulmasının, hem de şimdi sunulmasının herhalde bir anlamı vardır! Tam da bölgede mezhepsel savaşlar ile elde edilecek enerji sahaları paylaşımı varken. Tam da yine bölgede enerji bazlı post-modern savaşlar için herkesin ‘as’lına dönme projeleri planlanırken. Tam da Doğu Akdeniz ve Kıbrıs üzerinde Levanten bir devlet oluşumu planlanırken…
Zamanlaması çok önemli..
Rektör bey, bu işe bir el atın.!
“Ordu Üniversitesi” başlığıyla bir yazı yazmıştım. Rektör Prof.Dr. Tarık Yarılgaç’a bir konuyu aktarmıştık. Anlaşılan etkili olmadı veya rektör beye farklı bilgi verildi.
Ordu Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi’nde öğrenim gören, birinci sınıf kız öğrencimiz, ders hocası; Hasan Buyruk’a “hocam beklediğim notu alamadım, sınav kâğıdıma bir daha bakabilir misin?” dedi diye başına gelmeyen kalmadı.
 Hakaretler, küfürler havada uçtu. Kız neye uğradığını şaşırdı, Kız öğrencimiz 21, bay hoca 50 yaşının üstündeymiş… Kızı yaşındaki öğrencisine yaptığına bakın!
Geri zekâlı, aptal, beyinsiz, sizinle mi uğraşacağım. İstediğin yere şikâyet et. Sen bittin, bu dersten asla geçemesin” diyerek kolundan tutarak kapıya çarptığı iddia ediliyor
Ve bay hoca bununla da yetinmedi ve kızı yaşındaki öğrenciyi dekanlığa şikâyet ederek disiplin soruşturması açtırdı. Soruşturma komisyonu kuruldu. Ve komisyon bu öğrencimize “Kınama” cezasını verdi.Hoca,hocaya ceza verecek değil ya..
Okuldan atsaydınız barı. Egosu yüksek bay hocamızda mutlu olsaydı.
Öğrencimizin tek suçu, kız arkadaşı ile birlikte hocaya gidip, “Hocam, daha yüksek notubekliyorum” demesi.
Çocuklarımız kimlere emanet?
Ve daha acısı, bu öğrencimiz bu bay hocadan, dört yıl boyunca zorunlu olan dersini almak zorundadır… Yanı bay hoca isterse, husumeti devam ettirirse ki, ettiriyor. Daha geçen hafta dört öğrenciyi odasına çağırmış, bu öğrencimize ve olaya şahitlik eden diğer öğrenciye yine hakaretler yağdırmış.
Bay hoca bununla da yetinmiyor, dersinde de saydırıyor(muş).Rektör bey, rica ediyoruz. Lütfen bu  olaya bir el atın.!
Hey Gidi Hacettepe Hey.!
Hacettepe Üniversitesi Hastanesi, Türkiye’nin en önemli hastanesiydi. Türkiye’nin her tarafından hasta akın ediyordu. Bir önceki rektörü Murat Tuncer döneminde çöküşe geçti ve devam ediyor. Hastane borç batağında… Önemli doktorlar hastaneden ayrıldı
TAKA Ankara Temsilcimiz Tacettin Çebi, bir hemşerimizi yönlendirdi. Bu hemşerimiz, özel ücreti ile Cildiye Bölümü’nden muayene ettiremedik. Doktor ve muhatap bulamadık. Önemli bir branştaki doktoru bulmak, muayene olmak, Emar, Röntgen ve  Ultrason  gibi çekimlere randevu alabilmek, uzayda yaşamak gibi zorlaştı.
İhsan Doğramacı  hocamızın kemikleri sizliyor..