Tarihin doğru yerinde durmak diyorlar ya, bakın Fatih Sultan Mehmet Han,1453 de İstanbul’u fethettiğinde; "Trabzon fethedilmedikçe İstanbul'un fethi tamamlanmamış sayılır" diyerek dönemin "kilit şehrini" Trabzon'u da 1461 yılında fethederek Roma'nın son kalıntısını tarih sahnesinden silmişti.

Fatih tarihin doğru yerinde doğru karar vermişti. Çünkü hedefi Anadolu'da Türk birliği ve hakimiyetini sağlamaktı. Cumhuriyetin ön sözünün yazıldığı Çanakkale Savaşlarında Gazi Mustafa Kemal Paşa, Anafartalar’da," Ben size savaşmayı değil ölmeyi emrediyorum" derken, tarihin en kritik zamanında en etkili kararını veriyordu.

Mondros, Sevr gibi koca devletimiz Osmanlı İmparatorluğu'nun sonunu getiren anlaşmalara imza atanlar ise, 600 yılı aşkın hüküm süren bir İmparatorluğun parçalanmasına yönelik tarihin kör karanlık mahzenlerinde zamanın en büyük yanlışını yapıyorlardı. Gazi Mustafa Kemal Paşa, sadece Samsun'a çıkmakla kalmayıp Milli Kurtuluş Hareketini planlaması da doğru zamanda doğru yerde verdiği karardı.

Amasya Genelgesi ile başlayan Sivas Erzurum Kongreleri ile devam edip, "Ya istiklal ya ölüm" diye zamanın doğrusunda kurtuluşa giden kararını milletiyle birlikte vermişti.

Bu doğru karar;

"Vatan bir bütündür asla bölünemez....." inancıyla Kurtuluş Savaşının en etkili kurşunu gibiydi. Batılı emperyalistlerin kışkırtmaları ile Anadolu’yu işgal etmeye kalkışan Yunanlıların Bursa'yı ele geçirdikten sonra Osmanlı Devletinin kurucularından Osman Bey'in türbesindeki sandukaya yakışıksız bir şekilde yaslanarak "Osman kalk, torunlarını kurtar bakalım" demesi tarihin yanlış zamanında, erken konuşulan kibir sözü değil miydi?...

Ve zamanın yanlış yerindeydi, Megola İdea hayalini taşıyan hayalperest Yunan... Nitekim Yunan Orduları Komutanı Trikopolis'in esir alınıp Atatürk'ün karşısına getirildiğinde, aynı Trikopolis " Biz bu topraklara niye geldik ki" diyecekti. Fakat bilmiyordu ki esir komutan, işgal öncesinde Atatürk'ün söylediği "Geldikleri gibi giderler" kararlılığı,doğru zamanda verilen doğru kararının sonucuydu, esareti...

Şimdilerde de tarihin doğru yerinde ve zamanında doğru karar vermek adına yapılan bazı görüşmelere verilecek tek cevap vardır: Vatan bir bütündür ve asla bölünemez... Ve bu tarihin akışı içinden süzülüp gelen Türkün karakteri olan bağımsızlığının temel şartıdır.