Dizide öyle bir yansıtılıyor ki sanki dizideki "Koçari" ve "Furtuna" köylerine devletin polisi ve bekçisi gir(e)memiş bugüne kadar. Sanki girilemeyen bir bölge burası. Herkeste bir silah. Canı sıkılan silâhına sarılıyor. Mübarek köy değil, sanki savaş meydanı. Hem bu Koçari ve Furtuna isimleri de çok yapmacık duruyor.
"Koçari" ifadesini biz daha çok Hülya Polat'ın "Koçari" türküsünden hatırlıyoruz. Dizinin senaristleri hiç zahmet etmemiş, yaratıcılıklarını kullanmayı akıl etmemiş, köyün adını bu türküden almışlar. Oysa "Koçarı (Koçeri)" Kars yöresinde oynanan bir oyuna verilen addır. Trabzon'la da bir ilgisi yoktur. Trabzon ve çevresinde bu isimde bir köye bugüne kadar şahsen rastlamış değilim.
Her iki köyün girişindeki köy isimlerinin yer aldığı tabelalara "Koçarililer Giremez", Furtunalilar Giremez" ifadelerinin yazılması kanunen de yasaktır. Türkiye Cumhuriyeti'nde herkes her şehre, her köye girebilir. Seyahat özgürlüğü kanunla teminat altına alınmıştır. Emniyet ve jandarma güçleri dizide bu ifadelerin kullanılmasına izin vermemeliydi.
Trabzon insanı serttir belki ama ondan daha da çok merttir. "Arka Sokaklar" dizisinde göremediğimiz öfke nöbetlerini bu dizide görüyoruz. Dizinin başta başrol kahramanları olmak üzere, hemen herkes birbirlerine silah çekiyor. Her fırsatta birbirinin köyünü basıyorlar.
Dizinin başrol oyuncusunun adı "Esme" ama bildiğim kadarıyla Trabzon'da Esme diye bir kadın ismi yok. Hatta bir başka başrol oyucusu olan Ulaş Tuna Astepe'nin dizideki ismi Adil. Adil, Trabzon'a has bir isim değil. Hatta Türkiye genelinde de bu isme pek rastlanmıyor. Yine doktor rolündeki bir başka oyuncunun dizideki adı Oruç, Trabzon'da belki bir kişinin bile adı Oruç değil. Bunları da dizinin Trabzonlu senaristi Nehir Erdem'e sormak lâzım.
"Taşacak Bu Deniz" dizisinde başta Sürmene ve Araklı olmak üzere, Trabzon'un birçok ilçesi ve köyü doğal mekân olarak kullanılıyor. Çekimlerin bir kısmı Araklı Limanı'nda, diğer kısmı ise Araklı Taşgeçit Köyü'nde yapılmış. Dizinin birçok sahnesinde başta Araklı Konakönü Mahallesi olmak üzere, tarihî konaklar ve kıyı şeritleri kullanılıyor. Yine çekimlerin büyük kısmı Sürmene'nin hemen yanı başında yer alan Balıklı Mahallesi'nde (eski adıyla Civra'da) yoğunlaşıyor. Burası başta "Sen Anlat Karadeniz" olmak üzere, daha önceki Karadeniz dizilerinde de sıkça kullanılmıştı. Öte yandan dizide Arsin, Maçka, Of, Düzköy gibi ilçelerden de görüntüler ve mekânlar zaman zaman dikkatimizi çekiyor.
"Taşacak Bu Deniz" dizisindeki sahnelerde cinsellikle ilgili görüntülere yer verilmemesi takdir edilecek bir yöndür. Yani ailecek izlenebilecek bir dizi diyebiliriz. Keşke dizide bu kadar silâh kullanma ve kavga sahnesi olmasaydı, şüphesiz daha iyi olurdu.
Malum olduğu üzere "Taşacak Bu Deniz" dizisi Trabzon ve ilçelerinde çekiliyor. Doğal olarak Karadeniz şivesi (aslında ağzı demek lâzım) kullanılıyor. Fakat dizi oyuncuları bu konuda çok da başarılı değil. "Haçan, ula, daa" gibi yaygın kelime tekrarlarıyla işi kotarmaya çalışıyorlar ama bu da belli bir noktadan sonra seyirciyi rahatsız ediyor. Demem o ki "Taşacak Bu Deniz" dizisinde bariz ağız hataları (söyleyişleri) dikkat çekiyor.
Belli ki "Taşacak Bu Deniz" dizisindeki oyuncular Karadenizli değiller. Aslında Karadenizli olmaları da gerekmiyor zaten. Fakat keşke Trabzon ağzını (şive değil) öğrenselerdi. Bu konuda iyi bir eğitim alsalardı. Belli ki almamışlar. Almışlarsa da yanlış kişilerden almışlar. Söyleyiş yanlışlıkları oyuncuların başarılarına da gölge düşürüyor.
Ülkemizde yerli diziler ciddi bir hazırlık dönemi olmadan çekiliyor maalesef. Ama bölge temalı dizilerde işin içine ağız özellikleri girince meselenin ciddiyeti daha bir belirgin oluyor. Zira bu gibi bölgesel dizileri genelde doğal manzara ve ağız için seyrediyor insanlar. O da istedikleri düzeyde olmayınca veya yanlış olunca dizinin sürdürülebilirliği kalmıyor.
Türk televizyonlarının yeni gözdesi olan ve her yayınlandığı hafta izlenme rekorları kıran "Taşacak Bu Deniz" dizisi, Karadeniz'in eşsiz doğasında çekiliyor. Yani dekor alabildiğine doğal ve güzel. Dizi için özel ve suni bir köy dekoru oluşturulmuş değil. Bu doğallık ve güzellik içerisinde birçok hatalar görmezden geliniyor. Çoğu insan da bu doğal ortamın cazibesine kapılarak diziyi izliyor. Başta Trabzon olmak üzere, Karadenizli kimi gurbetçiler memleketlerine duydukları özlemi bu diziyi izleyerek gidermeye çalışıyorlar.