Nurgül Yeşilçay İstanbul’u terk etti, İzmir’de köy hayatına başladı
Rol aldığı dizilerdeki güçlü oyunculuğu, yıllara meydan okuyan güzelliği ve enerjik sosyal medya paylaşımlarıyla tanınan Nurgül Yeşilçay, hayatında radikal bir değişikliğe imza attı. Son olarak "Veda Mektubu" dizisinde Alanur karakteriyle izleyici karşısına çıkan Yeşilçay, İstanbul’un karmaşasından uzaklaşarak İzmir’de köy yaşamını tercih etti. Traktör sürmesinden elektrikli testere kullanmasına kadar doğayla iç içe paylaşımlar yapan Yeşilçay, kısa sürede sosyal medyanın gündemine oturdu. Hayranları, ünlü oyuncunun bu doğal halini çok beğendi.
İstanbul’u terk etti, doğaya yerleşti
Şehrin yoğunluğundan bunalan Nurgül Yeşilçay, geçtiğimiz aylarda İstanbul’dan taşınacağını duyurmuştu. Bu kararını hayata geçiren oyuncu, İzmir’in sakin bir köyünde kendine doğanın tam ortasında bir yaşam kurdu. Yeni evini sıfırdan inşa ettiren Yeşilçay, köy hayatına hızla uyum sağladı. Şimdilerde vaktinin büyük bölümünü bahçesinde ve tarlada geçiriyor.
Traktör sürdü, testere kullandı, kepçeye bindi
Yeşilçay’ın sosyal medya üzerinden paylaştığı köy hayatı videoları hayranları tarafından ilgiyle takip ediliyor. Ünlü oyuncunun traktör kullanırken çektiği video kısa sürede binlerce beğeni aldı. Bununla da yetinmeyen Yeşilçay, elektrikli testereyle budama yaptı, zeytin hasadı gerçekleştirdi ve kepçe bile kullandı. Gündelik hayatta pek alışık olmadığımız bu kareler, hayranlarının da dikkatinden kaçmadı.
Sosyal medyada yorum yağmuru: “Tam bir köy kızı olmuş”
Nurgül Yeşilçay’ın doğayla iç içe halleri sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. “Köy hayatı çok yakıştı”, “Tam bir köy kızı olmuş”, “Görünce tanıyamadım” gibi yorumlarla kullanıcılar ünlü ismin doğallığına hayran kaldı. Kimi takipçileri onun bu tercihini “cesur ve ilham verici” bulurken, bazıları da “şehirden kaçma hayalini gerçekleştirmiş” diyerek övgüde bulundu.
Ünlü oyuncunun doğaya dönüş kararı ve bu yeni yaşam biçimi, şehir yaşamından uzaklaşmak isteyen birçok kişi için de örnek teşkil ediyor. Nurgül Yeşilçay, köy hayatının sadece huzur değil, aynı zamanda üretim ve özgürlük anlamına geldiğini gösteriyor.
