Trabzonspor İş Geliştirme, Sponsorluk ve Projelerden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Cem Aşık: Trabzonspor sadece kupaya odaklanan bir kulüp değil, her anlamda örnek olmak zorunda.
EFSANE KADRO İLE BİR ARADA
Klişe gibi gelebilir ama ben gerçekten Trabzonspor ile büyüdüm. O dönemlerde seremoniye tek çocuk çıkarılırdı. 1982-83 ve 1983-84 sezonlarında, henüz 3-4 yaşlarındayken, Avni Aker Stadındaki birçok maçta Kaptan Şenol Güneş’in elini tutarak sahaya çıktım. Özellikle Trabzonspor’un şampiyonluk yaşadığı dönemde, hemen her maçta seremoniye çıkan tek çocuktum. Şenol, Turgay, Necati diye başlayıp ezbere bilinen o efsane kadrodaki bütün futbolcular beni çok severdi. Ayrıca sahaya çıktıktan sonra hemen dışarı çıkmayıp hakem gelene kadar orada topla oynardım. Hatta boş kaleye gol attığımda tribünler alkışlardı beni. Düşünün, bir çocuk için bundan büyük mutluluk olur mu?
4 YAŞINDA OKUMA ÖĞRENDİM
Babam Trabzonspor’da yöneticilik yapmış, Trabzonspor aşığı bir isim ve doğal olarak evde hep Trabzonspor konuşulurdu. Ayrıca eve mutlaka birkaç gazete alırdı. Ben de spor sayfalarını açtırıp anne-babamdan okumalarını isterdim. Her gün tekrarlanan bu ortamda zamanla harfleri öğrenmeye başladım. Hem kaptan olduğu, hem de çok başarılı maçlar çıkardığı için sanırım gazetelerde Şenol Güneş ile ilgili haberler çok çıkardı. Annemler okurken oraya baka baka ‘Şenol’un harflerini öğrenmeye başladım. O ilgim sürekli arttı ve sürekli spor haberlerini inceleye inceleye 4 yaşında okumayı tamamen öğrendim. Yani herkes alfabeyi 'A-B-C' ile öğrenirken, ben 'Ş-E-N-O-L' harfleriyle başladım. Hatta bunun bir avantajı oldu, o dönemki sistemde ilkokul 1. Sınıfı atlayarak direkt 2. sınıftan okula başladım.
TRABZONSPOR: DEĞERLER BÜTÜNÜ
Yani benim Trabzonspor ile bağım çok kuvvetli başladı ve giderek daha da güçlendi. Benim için Trabzonspor sadece bir spor kulübü değil, fanatik bir taraftarlıktan da öte ruhumuzu, karakterimizi, hırsımızı, inancımızı, inadımızı ifade eden değerlerin bütünü. Galibiyetlerle, kupalarla bitmeyen bir sevgi, bir isyan, bir başkaldırı, bir yaşam biçimi. Küçüklüğümden beri bu kulübün bir parçası olmanın, hizmet etmenin hayalini kurdum. Başkanımız Ertuğrul Doğan ile geçmişten gelen bir tanışıklığımız var. Sohbetlerimizde hep Trabzonspor’un vizyonunu, yönetim anlayışını konuşurduk. Son yönetimi kurarken beni de bu ekibin içinde görmek istemesi, hayatını bordo ve mavi renklere adamış birisi için büyük bir gurur kaynağı.
BURADA DİNLENMEK, HATA YAPMAK YOK
Trabzonspor’da yönetici olmak, sadece karar verici değil, her anlamda örnek olmak demek. Düne kadar taraftar olarak sorumluluklarım maça gitmek, TS Clup ürünlerini satın almak, tribünde takıma destek olmak şeklindeydi. Ama şimdi yönetici olarak milyonların sevdiği bir kulübe en iyi hizmeti vermek zorundasınız. Taraftar olarak 9-10 milyon kişiden biriydim, şimdi yönetimdeki 21 kişiden biriyim. Burada dinlenmek, hata yapmak yok. Çok çalışmak, üretmek var. Bu 21 kişi sorumluluğunu yerine getirmezse işler aksıyor, mutlaka çok katkı vermek zorundasınız.
BORÇ KONTROLLÜ ŞEKİLDE AZALIYOR
Gelirlerimiz, yarıştığımız rakiplerimizin çok gerisinde. Çünkü Trabzon’un kişi başına düşen geliri, yarıştığımız rakiplerin bulunduğu şehirlere göre daha az. Sosyoekonomik statü rakiplerimizin altında ve bu ortamda daha az harcamayla daha büyük işler yapmak, en az hatayla ilerlemek, gelir gider dengemizdeki açığı azaltmamız gerekiyor. Kulüp gelir gider dengesinde her ay 5-6 milyon Euro açık veriyor. Eğer bunu karşılayacak gelir getirici projeler üretmezseniz, Uğurcan, Ahmetcan Kaplan, Yusuf Yazıcı örneklerindeki gibi altyapıdan futbolcu yetiştirip, geliştirip onlardan gelir elde etmezseniz, her yıl borç en az 70 milyon Euro artar. Tek çözüm var, sürdürülebilir finansal yapı. Başkanımız Ertuğrul Doğan büyük bir vizyona sahip. Geliştirilen projeler, alınan arsalar, sponsorluklar, genç futbolculara yatırım ile kulübün gelir-gider dengesini kontrol altına almaya başladık, kulübün borcu kontrollü şekilde azalıyor.
KADROMUZU EN YAŞLIYDI, EN GENÇ OLDU
Sadece ekonomik sorumluluklar değil, tabii ki saha içi başarı çok önemli. Sürekli harcayarak kısa vadede başarı elde edebilirsiniz ama kulübü uçuruma sürüklersiniz. Bu nedenle geliştirilen gelir getirici projelerin yanında altyapıdaki üretim ve doğru zamandaki pazarlama ve dış transferdeki politikanız çok önemli. Altyapıda ne kadar büyük potansiyele sahip olduğumuzu; geçen sezon Juventus, Inter gibi devleri eleyerek Avrupa 2.si olan U19 takımımız gösterdi zaten. Bütün kategorilerimizde yıldız adaylarımız var, bu cevheri en iyi şekilde değerlendirmek için büyük çaba harcıyoruz. Öte yandan transferde yabancı oyuncuları alıp satarken para kazanamazsak yolun sonu uçurum olur. Transferde birkaç tecrübeli ismin yanına genç yabancıları bulup, onları geliştirip gelecekte uygun zamanda satarak kulübün sürdürebilir ekonomisine destek olmak zorundayız. Bu sezon bu yönde oluşturulan transfer politikamızın meyvelerini almaya başladık. 3-4 sezon ligin en yaşlı kadrolarından birine sahiptik, şimdi ortalaması en genç kulüp haline geldik.
TRABZON İNSANININ DNA’SI!
Portekiz, Hollanda ve Belçika kulüpleri bizim için önemli örnekler. Çünkü onlar düşük bütçelerle büyük başarılar elde ediyor. Sırrı çok basit: Doğru sistem, doğru planlama ve şehrin ruhuna uygun oyuncu profili. Bunu şöyle planlıyoruz: Trabzon olarak DNA’mıza uygun isimleri bulmalıyız. Trabzon insanının DNA’sında mücadele var, dik durmak, inat ve inanç var. Bu şehirde herkes o ruhtan beslenir. Futbolcu da teknik adam da öyle olmalı. Buna uygun, coşkulu, yerinde duramayan isimlerle oluşturan kadro hem bugünü hem de kulübümüzün yarınını kurtarır. Başkanımızın tecrübesi başta olmak üzere sabırla, fazla dolduruşa gelmeden oluşturulan bu transfer politikasını daha güçlendirerek sürdüreceğiz.
HER ANLAMDA ÖRNEK KULÜP
Trabzonspor sadece kupaya odaklanan değil, her anlamda örnek alınan bir kulüp olmak zorunda. Mesela Ahmet Minguzzi olayındaki gibi toplumsal duyarlığı ön planda tutmalı, her türlü sosyal sorumluluk projelerinde önde olmalı. Etik değerler anlamında örnek gösterilen kulüp denilince akla önce Trabzonspor gelmeli. Bu yönde her gün daha güçlü atılımlar yapıyoruz. Öte yandan çocuklarımıza, kadınlarımıza yönelik projelerimizle de fark yaratıyoruz. Trabzonspor’un yönetimine asil listeden giren ilk kadın yönetici bu dönemde oldu, önümüzdeki dönemde bu sayının artmasını hedefliyoruz. Yani bütünsel anlamda, sahada ve ekonomide başarıda ayrıca kalitede örnek gösterilen bir kulüp olma yolunda ilerliyoruz. Ve bu yolda yönetimde herkese büyük görevler düşüyor.
GENÇLERE TAVSİYELER
Gençler önce hangi konuda güçlü olduklarını keşfetmeli. Bir işi sadece başkası yapıyor, kazanıyor diye seçmemeliler. En büyük zeka, insanın kendini tanımasıdır. Ne yapmak istediklerini, hangi alanda fark yaratabileceklerini anlamaları çok önemli. Sadece yetenek değil; merak, araştırma ve iletişim becerisi de gerekli. Çünkü geleceğin dünyasında insanı farklı kılacak şey, sıcak iletişim kurabilmek olacak. Robotlar veya yapay zekâ pek çok şeyi yapabilir, ama insanın kalbinden konuşamaz.



