Finale kadar gösterilen mücadele, alın teri ve inanç, bir kupadan çok daha kıymetliydi. Özellikle Divan Başkanlığı’nın açıklamasında vurgulanan “bir inanç, direniş ve efsanenin inadı” ifadesi, bu gençlerin neyi temsil ettiğini açıkça ortaya koyuyor. 70’lerin devrimci Trabzonspor ruhunu yaşatan bu çocuklar, Türkiye’nin futbol geleceğine umut ve ilham verdi.
Kupa müzesine gitmese de, bu yolculuk; vefalı taraftarın, futbola aşık gençlerin ve kulübün karakterinin unutulmaz bir yansıması oldu. Şimdi sırada bu başarıyı bir gelenek hâline getirmek var. Bu hikâyenin devamı gelecektir, çünkü bu çocuklar artık yalnız değil… Onların arkasında bir şehir, bir ülke var!
Trabzonspor Divan Başkanlık Kurulu Başkanlığı da genç oyuncuları kutladı. Divan Başkanlığından yapılan açıklama şöyle; “Sonuç ne olursa olsun, asıl kazanan biz olduk. Çünkü finale kadar sahada yalnızca bir takım değil; bir inanç, direniş ve bir efsanenin inadı vardı!
Trabzonspor U19 Takımımız, adını Avrupa’nın zirvesine yazdırmak için yürekten mücadele etti. Karşılarında dünyanın en büyüklerinden biri vardı ama onlar; Türkiye’nin gururu oldular yılmadılar, korkmadılar, pes etmediler! Tıpkı 70’lerde Anadolu'nun kalbinden doğup devleri yıkan o büyük Trabzonspor gibi…
Tıpkı 94- 96’larda her türlü zorluğun karşısında dimdik duran o inanç gibi… Çocuklar, sizler bugün bir kupadan çok daha fazlasını kazandırdınız: Bir ülkenin sevgisini, bir camianın sonsuz gururunu, milyonların yüreğinde ölümsüz bir iz bıraktınız. Başarı sadece kupalarla ölçülmez. Başarı; alın teriyle, yürekle, vazgeçmeyen ruhla yazılır. Ve siz; Trabzonspor’un, Türkiye’nin gerçek ruhunu bir kez daha Avrupa’ya gösterdiniz! Sizinle gurur duyuyoruz! Bu hikâye burada bitmez… Şimdi yenisi başlıyor. İyi ki varsınız.”
