An itibariyle her şey güllük gülistanlık, her şey yolunda ve değmeyin keyfimize durumları söz konusu..

Abdullah Avcı'nın şemsiyesi altında müthiş bir sezon geçiriyor takım. Allah nasip ederse de bu sezon ve akabinde ki mantıklı yapılanma ve adımlar ile; seri şampiyonluk kupasına ambargo koyacak bir Trabzonspor'un temelleri atıldı çok şükür...

Avcı sistem adamıdır dedik defalarca. İBB kariyeri ve de ardından temelleri atılan ve sürekli zirveye oynayan bir Başakşehir yapılanmasını, Trabzon için çoktan öngördü ve bütün enerjisini bu oluşuma vermiş durumda...

Ainesi iştir kişinin, lâfa bakılmaz...

Vitrinde Abdullah Avcı gibi örnek bir karakter var her şeyden önce...

Ayakları yere sağlam basan, kendisine öz saygısı olan ve ADAM olmasının bir sonucu olarak, karşısındakine de son derece saygı duyan ama ne gözünde büyüten ve kaçak oynama korkusu olan, ne de üst perdeden bakan ve onu hakir gören bir tarzı olmaması; başarısının ana faktörü. NET...!!!

Futbolcular açısından bakacak olursak bir de psikanalizimize?

Nwakaeme kendi ile tamamen barışık bir figür. Karşısındakine ÖNCE İNSAN şiarı ile bakıyor, hiç şımarmıyor ve son derece gerçekçi...

Visca'nın Konya'ya attığı 2. golden sonra ayağına kramp girince, gol sevinci için kendisine koşan Siopis'i durdurarak, Visca'yı işaret etmesi ve gol sevinci yaşamadan hemen Visca'ya müdahale etmesi; Nwakaeme'nin ÖNCE İNSAN bakış açısı temelli olduğunun apaçık bir ispatı...

Peres için uzun zamandır dile getirmek istediğim tavsiyem; Roma'da oynamış ve kendisini ispatlamış böyle bir yıldızın rakip takımla dalga geçer modunda ki yaklaşımından, nerede patlayacağı belli olmayan agresivitesinden ve sürekli hakemle ikili diyaloglara girmekten bir an önce vazgeçmesi yönünde. Zira antipatik oldu artık. Her an takımı 10 kişi bırakacak tarzından bir an önce sıyrılması şart...

Visca için de birkaç cümle...Cincon'a attığı 2. gol ve 1. Konya golü; ne kadar da soğukkanlı tam da Trabzonspor'un şampiyonlar liginde istediği ayak şeklinde dile geliyor adeta...

Uğurcan ve Abdüş bizle şampiyonlar ligi oynasınlar ve hem kulübe girdi kazandırsınlar, hem de Avrupa'da boy göstersinler. Kazan - Kazan hipotezi işlesin yani. NET...

Hugo tam bir profesyonel görev adamı. Nerede, ne zaman olacağını ve hamlesinin farkındalığında. Tıpkı Hamsik gibi...

Berat'ı uçuracak ve O'na çıta atlatacak rol model, Hamsik'den başkası değil...

Bakasetas, Siopis ve yaşı kemale ermiş Nwkaeme'yi 2 yıl sonra sat. Kasanı doldur. Yapılanma ve yeni yıldızlar için kullan...

Allah nasip eder de şampiyonluk kupası Trabzon'a gelirse; bir daha ki sene ve şampiyonlar ligi için bu takıma, muhakkak hareketli bir santrafor ve dinamik bir orta saha ile Peres'in ikamesi bir sağ bek şart...

Varsa diğer transferler de yapılsın elbette ki...

Şampiyon olursak nasipse; sadece lig şampiyonu olmayacağız dostlar?

Aynı zamanda transfer şampiyonu da olacağız. Ama boş beleş, gereksiz değil?

Nasıl ki 95-96, 2004-2005, 2010-11'de kupa elimizden kayınca; takım hep dağıldı ve başa sardık...

Nasıl ki futbolcular hep İstanbul'a gitti...

Şimdi de; ligimizde yıldızı parlayan ve milli takımın vazgeçilmez Türk futbolcuları, artık tercihlerini İstanbul'dan yana değil de; bilâkis Trabzonspor için kullanacaklar. NET.

Örnek: Maliyetleri nedeniyle boşa düşünce alacağımız bir Efecan Karaca, Uğur Çiftçi, Trabzon'un çocuğu Ferdi Kadıoğlu, Kaan Ayhan, Koray Günter ve diğer milli futbolcular; koşa koşa Trabzon'un yolunu tutacaktır...

Demişti dersiniz...

Ve geriye de sadece; Ahmet Ağaoğlu sonrası, O'nun ayarında ve vizyonunda bir başkan ile yola devam etmek kalır...

Vizyon, çap, ego, enaniyet, öngörü, tecrübe ve nereden geldiğini unutmama kriterleri ile..

Selâm ve muhabbetle sevgiler & saygılar