Tarihten ders almadığımızda hiç bitmeyecek emperyalist oyunları çözmek mümkün olmayacak.
 
Osmanlı ve Türk milleti tarihte çok savaşa tanıklık etti, 16 Türk Devleti kolay kolay kurulmadı. Hepsinin arkasında kahramanlık destanları var.
 
Gençlerimize dil, matematik, yabancı dil eğitimi kadar tarih bilgisi vermenin de çok değerli olduğunun idrakine bir kez daha kanaat getirdim.
 
Neden?
 
Milli mücadelede Atatürk ve silah arkadaşları, yoksul halkımız, sıfırı tüketmişken seferberlikler ilan etti.
 
1. Dünya Savaşı seyrini doğru tahlil etmeden Batılıların, Rus ve Çin etkisinin bugün Orta Doğu’da kurduğu tezgahı gerçek anlamda çözemeyiz.
 
Osmanlı 1. Dünya Savaşı’nda aslında güçlü devletlerin yanında yer almak istedi; ancak konjonktür öyle gelişmedi.
 
Sayısız sebepler var.
 
İngiltere ile Fransa ile ve en son Rusya ile bir dizi diplomasi çalışması yapıldı.
 
Ancak, hazır lokma olarak görülen Osmanlı, Batı Trakya’da, güney cephelerinde yenilen Osmanlı, Batı ordularına ne katabilirdi ki?
 
Özellikle Rusya ile yapılmak istenen ittifak girişiminde Rus Dışişleri Bakanı elçimizi bir hafta Rusya’da oyalamış, sonra anlaşmanın olmayacağını söylemiştir.
 
Osmanlı Devleti içerde memur maaşlarını dahi ödeyemez duruma gelmişti.
Almanya seçeneği tek kalmıştı, Osmanlı Almanya ile ittifaka itildi,
 
Bugün Payitaht Osmanlı dizinden de öğreniyoruz ki, Almanya’dan trenlerle gelen altın ile memur maaşları ödendi, cephanelerle  orduda bazı iyileştirmelere gidildi. Sonuç olarak Osmanlı İmparatorluğu ittifak devletleri saflarında 1 Dünya Savaşı'na girmiştir.
 
Rusya ve İngilizlerin oyalanması, Fransa’nın yavaşlatılması için farklı cepheler açılmalıydı.
 
Almanya’nın yapmayı düşündüğü şey Hindistan’ı İngilizlerden kurtarıp lojistik desteğin kesilmesiydi.
 
Osmanlı farklı cepheleri açan ülke konumunda oldu. Bazı cephelerde yenilmez denilen ordular yenildi. Hiç unutmayacağımız, unutturmayacağımız, Çanakkale destanımız var.
 
Çanakkale’nin kazanılması Rusya’da Bolşevik ihtilalini hazırladı ve Rusya savaştan çekildi.
 
Mustafa Kemal Atatürk Çanakkale Savaşı'ndaki başarılı komutası ile tanınmış ve bu başarısı milli mücadelede lider olmasına etki etmiştir.
 
Kut'ül Amare’de kesin bir zafer kazanan Osmanlı İmparatorluğu, İngiltere'nin son dönemde yaşadığı ve tarihten gizlemek istediği en net zafer ile ayrılmıştır.
 
Son dönemde Fahrettin Paşa ismi çok sık gündeme gelmişti.
 
Yiyecek hiçbir şey kalmadığı halde sadece Çekirge yiyerek Mekke şehrini koruyan çöl kaplanı lakaplı Fahrettin Paşa gibi kahraman askerler, 1. Dünya Savaşı sırasında hünerlerini göstermiş ve dünya savaş tarihine damga vurmuşlardır.
 
1. Dünya Savaşı’nda Kafkas Cephesi milletimiz için hüsran olmuştur.
Enver Paşa komutasındaki ordumuz, Kafkas cephesinde Ruslar karşısında büyük bir yenilgi almış, çoğu askerimiz soğuk ve bulaşıcı hastalıklar sebebiyle şehit oldu. Sarıkamış’ı hiç unutamayız.
 
Savaşta Ermeni tehcirine de değinmek gerekir.
 
Tarihçiler tehcirin olmaması durumunda Doğu’da Ermeni devletinin kurulmasında hiçbir engel kalmayacağını, Osmanlı’nın tehcir kararında haklılığını vurguluyor. Kuşkusuz tescirde Osmanlı’ya biat temiş olanlarda  yollarda veya saldırılarda yaşamlarını yitirenler oldu. Osmanlı asla toplu bir ölüme gitmemiştir.
 
Tarihten ders çıkarırsak yakın tarihte ne darbe tehditleri ile yüzyüze oluruz, ne de postmodern darbe süreçlerine maruz kalırız.
 
Zira amaç değişmiyor, önemli olan rol üstlenenlere fırsat vermemek, gençliğimize millet şuurunu kazandırabilmek.
 
Böyle olduğunda hangi hainler böyle bir yola tevessül edebilirler.
 
TRT Televizyonunu kutluyorum. Abdulhamit, Ertuğrul Dizileri ve diğerleri.
 
Ve Abdulhamit’i oynayan Bülent İnal. Müthiş. ‘Sinema, Dizi’ deyip geçmeyin. ABD dünyayı yıllarca sinema ile yönetti, yönlendirdi.
 
Bugüne uyarlanan senaryolar ve mesajlar, dün ve bugün tıpatıp aynı
 
Uyanık durdukça cesur oldukça şifreleri çözüyoruz.