Kâğıt üzerindeki rakamlar bazen sahadaki oyundan daha serttir. KAP’a yapılan son açıklamalar, Türk futbolunun bir kez daha aynaya bakmasını zorunlu kılıyor...

Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor’un toplam borcu 65 milyar lirayı aştı. Bu artık sadece mali kriz değil, kültür krizidir.

Yani sadece “dört büyükler” dediğimiz yapı, birçok Anadolu kulübünün toplam bütçesini katlayan borç ekonomisiyle yaşıyor. Üstelik bu borçlar, tesis yatırımı ya da altyapı geliştirmesiyle değil, teknik direktör tazminatları, bitmeyen transfer masrafları ve günü kurtarma politikalarıyla oluştu.

Futbolu yönetenler, gelir üretmek yerine “borcu yönetmeyi” beceri sandılar.

UEFA’nın Finansal Fair Play sistemi bir dönem Türk kulüplerini korkutuyordu. Artık o bile anlamını yitirdi. Çünkü korku, sorumluluk duygusuyla yer değiştirmedi.

Kulüplerin her genel kurulunda aynı cümle tekrarlanıyor: “Borçları azaltacağız.” Ama ertesi sabah yeni transfer, yeni maaş artışı, yeni prim haberleri…

Futbol yöneticiliği, popülist bir meslek haline geldi; finans disiplini değil, sosyal medyada alkış toplamak öncelik oldu.

TFF, her defasında “denk bütçe zorunluluğu” açıklıyor ama hiçbir yaptırım gelmiyor. Oysa denk bütçe, sadece muhasebe meselesi değildir; adalet meselesidir de...

Bir kulüp borçla yaşarken, diğeri mali disiplin kurmaya çalışıyorsa, bu rekabetin eşitliği kalmaz. Bugün Türk futbolunun asıl krizi, mali adaletsizliktir. Bu tablo sürdürülebilir değil; çünkü sistem, başarısızlığı ödüllendiren yapıya dönüştü.

589 milyon Euro’luk futbolcu satmış, 900 milyon Euro harcamışız. Yani her kazandığımız 1 Euro için 1,5 Euro borç yazmışız. Bu, ticaret değil; intihar planı.

Bir yanda stat gelirine umut bağlayan yöneticiler, diğer yanda 100 milyonluk transferler… Her sezon “şampiyon olursak kurtuluruz” diyen zihniyet, aslında batışı hızlandırıyor.

Bugün tablo “korkunç” değil, kaçınılmaz. Çünkü sistem; aklı değil, alışkanlığı hakim kıldı. Futbolu yönetenler değişti ama zihniyet aynı kaldı... Borç alınıyor, umut satılıyor, hesap sorulmuyor.

Türk futbolu artık finansal değil, ahlaki bir yeniden doğuşa muhtaç. Çünkü sadece kasalar değil, vicdanlar da eksi bakiyede.

İnsanın “madem üyeleri sorgulamıyor, boşver” diyesi geliyor ama olmuyor!...