Milli futbol takımımızın başarısız olduğu zamanlar da ülke olarak çok üzülüyoruz. Özellikle takımımızın böyle korkak, kendine güvensiz, baskı altında çok hata yapan bir takım olmasını hem hazmedemiyoruz hem de öfkeleniyoruz. Ben de kendi adıma diyorum ki, bu gayet normal bir durum. “Neden mi?” Açıklayayım.
Süper Lig'de futbol oynayan oyuncuların çoğu yabancı, Türk olanlar da çifte vatandaşlıkları olan futbolcular. Geriye Türkiye’de doğmuş, Türkiye’de futbol eğitimi almış futbolcular kalıyor.
Şöyle kabaca bir matematik hesabı yaparsak, Süper Lig'de hemen her takımın ilk 11'inde şimdiye kadar yaptığım tespitlere göre çoğunlukla yabancı futbolcular görev yapıyor. Bazı karşılaşmalarda daha fazla yabancının oynadığını görüyoruz. Yani Süper Lig'de 18 takım var, bu durumda yabancı futbolcuların cirit attığı bir Süper Ligimiz var demektir.
Yabancıların çoğunluğu direkt ilk on birde oynayıp, takımlarına katkı yapmaya çalışıyorlar. Geriye kalan Türk futbolcuların ilk on birde olanları azınlıkta. Bu Türk futbolu adına bir çelişki, hem de ne yaman çelişki değil mi? Takımlarında oynatılan Türk çocuklarının sayısı o kadar az ki (1-3) bilemezsiniz. Bu gençlerin geleceğini hiç düşünüyor musunuz?
Sanmıyorum. Düşünseydiniz her takımda sahaya çıkan Türk futbolcu sayıları bu kadar az olmazdı. Milli Futbol Takımında sadece Türkiye’de doğmuş, Türkiye’de futbol eğitimi almış, yetişmiş kaç Türk futbolcusu var? Çift pasaportlu kaç Türk futbolcusu var? Buna yurt dışında yetişmiş, futbol eğitimini yurt dışında almış Türk futbolcularını da katarsak kaç kişi eder?
Hiç düşündünüz mü? Milli Futbol takımımız neden başarılı olamıyor diye? Takımında sürekli oynayan futbolcu kendini devamlı geliştirir, oynamayan da devamlı geriler, melekeler, sportif özellikler zayıflar, azalır zamanla iş göremez hale gelirler. Bir futbol takımında sürekli oynayanlar yabancı futbolcularsa garibim Türk futbolcular ne yapabilirler ki, yedek kulübesinde haftalarca, aylarca beklerler. Peki, hangileri sportif yetenekler bakımından daha çok gelişir, sürekli seviye atlarlar? Tabii ki sürekli oynayan yabancılar. Burada oturup iyi düşünmekte yarar var.
Takımlarının on birinde devamlı oynayan yabancı futbolculardan sürekli yararlanmak ve başarılı olmak mümkündür. Peki, sadece çok az sayıda Türk futbolcusunun oynayabildiği bir ligden nasıl daha çok başarılı Türk futbolcusu çıkarabiliriz? Çok zor, hatta benim gibi imkânsız diyenleriniz de olmuştur. Ben imkânsız diyenlerdenim. Hesap çok basit, Türkiye Süper Ligi geneli için söylüyorum, takımlarında hasbelkader oynayan çok az sayıdaki (30) Türk futbolcusundan 5 tane yetenekli ve yeteneğini geliştirebilen futbolcu çıkaramazsınız. Çünkü sürekli oynatılmıyorlar.
Fakat sürekli oynayan yabancı futbolculardan ki, bunların sayıları yaklaşık 160-200 futbolcu. Bunların sürekli geliştiğini ve futbol adına katma ürettiklerine şahit oluyoruz. Tabii ki piyasa değerlerini yükseltiyorlar. Çünkü takımlarında sürekli ilk on birdeler ve sürekli oynayarak gelişiyorlar. Haydi, başınızı ellerinizin arasına alın ve Türk futbolu hakkında düşünmeye devam edin. Bunun sebebi sizsiniz!
Siz mi kimsiniz? Uzun yıllar önce, 1971-1972 futbol sezonunda Türkiye'ye ilk defa yabancı futbolcu getirilmesine imza atarak izin verenlersiniz. Yıllardan beri ülkemiz futbolunu katledenlersiniz. 1971-1972 yıllarından sonra belirli zamanlarda Türkiye'de takımların oynatabileceği yabancı futbolcu sayılarını sürekli artırarak bugünkü trajik durumu yaratanlarlasınız.
Yabancı futbolcu 8-10 kişi olarak ilk on birde, yerliler 1-3 kişi, diğer yerlileri mecazi anlamda ölüme terk edenlersiniz. Bu mu sizin Millilik kavramınız, bu mu sizin gençlerinize layık gördüğünüz verdiğiniz değer? İyi düşünün! Ülke sporunu, özellikle ülkemiz futbolunu yönetenlerin yazdığım ve benim gibi düşünen insanların bu konuda yazdığı fikir ve düşünceleri dikkate almasını diliyorum.
Süper Lig'de bir futbol takımında, bir maçta 8-10 yabancı, 1-3 Türk oynayabiliyor. Bu uygulama rakamlar yabancı futbolcular lehine değişse de sürekli her hafta aynı şekilde ısrarla uygulanıyor. Bu durum böyle devam ettiği sürece ülkemiz gençlerinin gelişmesini ve yeteneklerini ortaya koymasını yani Türk futbolunda gelişmeyi beklememiz hayalcilik olur.
Bunun manevi boyutunu, yenilgileri, turlardan, Avrupa kupalarından vb. organizasyonlardan saf dışı kalmaların oluşturduğu negatif etkiyi, finansal zararları, moral ve motivasyon bozukluklarının ülkemiz sporcularının üzerinde oluşturacağı olumsuzlukları hiçbir zaman ve hiçbir şartta göz ardı etmemeliyiz.
Yabancı futbolcu (sporcu) uygulamasının maddi boyutunu düşününce, aklım bir türlü almıyor. Bu konuda ülkemizin tüm kurumlarında (dolaylı veya dolaysız ilgili kurumlardan söz ediyorum) bir vurdumduymazlık hakim olduğunu düşünüyorum.
Başta T.C. Merkez Bankası'nın, özellikle futbolcular dahil tüm yabancı sporcuların ülkemizin döviz kaynaklarını yurtdışına çıkarmalarına izin vermelerinin ekonomik açıdan mantıklı bir açıklaması olamaz. Merkez bankası döviz rezervini arttırabilmek için bizler yurtdışından ülkemize daha fazla turist gelmesini beklerken, futbolcuların milyon Euroları alıp, ülkemizden döviz çıkışı yapmalarına olanak verilmemesi gerekir. Diğer finans kurumlarının bu konuda sessiz kalmaları gayet normal, çünkü onlar bu işten sürekli para kazanıyorlar.
Fakat bu ülkenin sporunu, özellikle futbolunu yönetenlere ne demeli? Her şey apaçık ortada. Tekrar tekrar yazıyorum, her takımda 11 kişinin 8 veya 10’u yabancı futbolcular. Süper Ligde; 7. Hafta Kasımpaşa – Trabzonspor karşılaşması, Trabzonspor’un ilk on birinde 10 yabancı, 1 yerli oyuncu, 8. Hafta oynanan Trabzonspor-Kayserispor karşılaşmasında Trabzonspor takımının ilk on birinde 9 yabancı 2 yerli futbolcu vardı.
Bu sayılar ligin önceki haftalarında da yukarıda sözünü ettiğim seviyelerdeydi. Bunların transfer ve maaş ücretleri milyon Euro olarak ödeniyor. Takımlarda ilk on birlerde oynayan ülkemiz gençleri 1-3 kişi arasında değişiyor. Varın siz düşünün. Bu tabloyu görüp, futbolda yabancı oyuncu uygulamasına devam etmek doğru mu?
İşte Milli Takım, işte futbolumuz, her şey ortada. Bu durum sizin vicdanınızı, içinizi hiç mi acıtmıyor? Vicdanen hiçbir sorumluluk duymuyor musunuz? İspanya karşısında alınan ağır yenilgi, trajik halimiz sizin gözünüzü hala açmadı mı? Kendi sahamızda yaşatacağımız cehennemi biz yaşadık. Bir Türk vatandaşı olarak üzülüyorum. Fakat üzülmenin bir çare olmadığını da biliyorum. Bu duruma özellikle Türk futbolunu yönetenlerin üzülmesi ve önlem alması gerekir (0-6). Bu öyle geçiştirilecek sıradan bir sonuç değildir, takkeyi masanın üstüne koymak ve üzerinde düşünmek gerekir.
Bence yapılacak tek şey, Türk sporunu özelde Türk futbolunu bu yabancı istilasından maddi ve manevi olarak kurtarmaktır. Bu gidişe dur demeli, dur diyecek biri veya birileri mutlaka vardır ve olmalıdır da. Ülkemizin ekonomik kaynaklarının bu derece harcanmasına ve ülkemiz sporunun, futbolunun önündeki gelişimi engelleyen tüm sınırlamaların kaldırılmasında Türk futbolu açısından çok önemli yararlar olacaktır.
Örnek veriyorum;
Yabancı ve yerli futbolcu sayılarını bu ve bundan sonraki makalelerimde inatla yazmaya devam edeceğim. Makalemin hemen her paragrafında inatla yazdığımı bilerek tekrar yazıyorum. Trabzonspor, Süper Lig'de oynadığı toplam 7 lig maçının 6’sında ilk 11’de olmak kaydıyla 8 yabancı, 3 yerli futbolcuyla, Kasımpaşa maçında da 10 yabancı, 1 yerli futbolcuyla sahaya çıktı. Bu yazıyı yazdığım saatlerde oynanan Kayserispor maçında da il on birde 9 yabancı, 2 yerli futbolcuyla müsabakaya çıkmıştır. Merak edenler araştırabilirler. Ben bu durumun diğer haftalarda aynen yabancı ağırlıklı (8+3, 10+1, 9+2 vs.) olacak şekilde devam edeceğini düşünüyorum. Yani Sürekli ilk on bir’ler de oynayan yerli futbolcular az olacaktır. Siz federasyon olarak kural koymuşsanız, kuralı uygulayanların bir günahı yoktur. Artık siz düşünün! Vesselam.
“TÜRK FUTBOLU DEMEK YETMEZ, GERÇEK TÜRK FUTBOLUNU YARATMAK SİZİN YETKİNİZDE!”
Öğr. Gör. Yılmaz ÇAKMAK