Sular, mazlumun gözyaşını taşıracak kadar tuzlanmıştı artık... Bir gemi düştü yola. Kamarasından kaptan köşküne vicdanla yüklenmiş. Adını direnişin tam kalbinden almıştı.

Adı Sumud...

Soyadı Umud...

Ne demirden ne tahtadandı o gemi.

Yelkenleri beyaz kefenle örülmüş, direkleri adanmışlıkla dikilmiş.

İnsanlık yüklü o gemi yüzüyordu karanlık sulardan ufka doğru.

Arkasında bıraktığı her dalga zulme direniş, her çizgi zalime diklenişti.

Bir çocuk elindeki taşa ev diyordu orada.

Bir anne sinesindeki acıya evlat diyordu orada.

Bir baba sırtındaki kurşuna imtihan diyordu orada.

Ve deniz onların çaresizliği getirmişti kıyıdan kıyıya.

Sumud...

Batırılmak istenen inancın, silinip yok edilmek istenen tarihin, toprak altına gömülen bedenlerin hakikati, onuruydu.

Sumud bir kelimeden çok

bir duruşun çığlığıydı.

Kökü susturulmaya çalışılan bir halkın vicdanıydı.

Ne kadar set çekilirse çekilsin önüne, inanç denizden daha derindir...

Üstad Prof.Dr.Nurullah Genç'in dizeleriyle,

Istırabdır yiğidim azığımız hicrandır

Mirasımız mahkumdur mahzundur perişandır

Gene de ye’se düşme yiğidim, imtihandır

Filizlenen her ölüm mazlumlara nişandır.

Ne gönüllerde sevinç, ruhlarda beyaz kaldı

Ufka bir bak, ilerle, inkılâba az kaldı.

Ülkemden hatırıma hep sefiller geliyor

Bin yüzlü Ebrehe'ler kara filler geliyor

Şimdi devran değişti Ebâbiller geliyor

İbrahim bahçesinden taze güller geliyor.

Alemde duyulacak kutlu bir avaz kaldı

Ufka bir bak yiğidim inkılâba az kaldı.

Çöküyor sırtımızda yükselen vahşi duvar

Heykeller kırılıyor, dökülüyor mumyalar

Toprağın sinesinde umut var, heyecan var

Okşadığın her kökten fışkırıyor bir bahar.

Buzlar çözüldü, kıştan kuru bir ayaz kaldı

Ufka bir bak yiğidim, inkılâba az kaldı.

Gözlerin ayet ayet büyüyen bir bebektir

Ellerin sokaklarda uçuşan kelebektir

Sana rehberlik eden ne cindir, ne melektir

O bir İnsan-ı Kâmil, mücella bir dilektir.

O'ndan bize ebedi sürecek bir haz kaldı

Ufka bir bak yiğidim inkılaba az kaldı.

Bulanık akan sular durulacak yeniden

Gökyüzüne direkler vurulacak yeniden

Saâdet menziline varılacak yeniden

Çağlar üstü bir nizam kurulacak yeniden

Cehaletin elinde lanetli bir saz kaldı

Ufka bir bak yiğidim inkılâba az kaldı.

Bu kan kokan coğrafya, bu çığlıklar senindir

Bu gözü yaşlı tarih, hıçkırıklar senindir

Yeryüzünde çiğnenen bütün haklar senindir

Prangalı hükümler aydınlıklar senindir.

Yıllardır uygarlıktan sana hep enkaz kaldı

Ufka bir bak yiğidim inkılâba az kaldı.

Tasalanma yiğidim, zaman bizden yanadır

Külümüzden yükselen duman bizden yanadır

Son durak, son ilahi ferman bizden yanadır

Dünya düşman olsa da iman bizden yanadır

Kapıları açacak çoşkun bin niyaz kaldı

Ufka bir bak yiğidim inkılâba az kaldı.

Mahzenlerde beklemek ziyan artık yiğidim

Fecr-i sâdık vaktidir uyan artık yiğidim

Ateşlere girsen de dayan artık yiğidim

Hakikate dönüyor rüyan artık yiğidim

Zalimler için karar verildi infaz kaldı

Ufka bir bak ilerle inkılâba az kaldı...

Muhabbetle