Ekim ayı un ihracatında dönüm noktası oldu
Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu (TUSAF) Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Çakmak, buğday unu ihracatında ekim ayında yaşanan dikkat çekici artışı sektör adına önemli bir kırılma noktası olarak değerlendirdi. Uzun süredir düşüş trendinde olan un ihracatının, 2025 yılı ekim ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 40,9 artışla 241 bin ton ve 86 milyon dolar seviyesine yükseldiğini belirten Çakmak, bu yükselişin son 17 ayın en güçlü artışı olduğunu vurguladı. Sektör temsilcileri, bu performansın yılın son çeyreğinde süreceğini öngörüyor.
Yeni pazarlar etkili oldu, toparlanma sinyali verdi
2025’in ilk yarısında küresel talepte yaşanan daralma ve bölgesel kayıplar nedeniyle Türkiye’nin un ihracatı miktar ve değer bazında gerilemişti. Ocak-Ekim 2025 döneminde un ihracatı, geçen yılın aynı dönemine göre miktarda 2,63 milyon tondan 1,93 milyon tona, değerde ise 1,01 milyar dolardan 725 milyon dolara düştü. Ancak ekim ayında yaşanan güçlü artış, bu kaybın telafi edilebileceği yönünde umut verdi. Çakmak, toparlanmada küresel talepteki hareketlilik ve yeni pazarlara açılmanın etkili olduğunun altını çizdi.
Geleneksel pazarlar zayıflarken alternatif bölgeler öne çıkıyor
İhracat performansındaki değişimde pazar dağılımının da etkili olduğunu belirten Mesut Çakmak, Irak, Sri Lanka ve Somali gibi geleneksel pazarlarda gerileme yaşanırken, Suriye, Gana ve Sierra Leone gibi yeni ve yükselen pazarlarda ciddi artışlar kaydedildiğini söyledi. Özellikle Afrika kıtasına yönelik satışların artışı, Türkiye’nin pazar çeşitlendirme stratejisinin olumlu sonuçlar verdiğini gösterdi. Bu tablo, sektörde yeni bir ihracat dengesi oluştuğuna işaret ediyor.
Hedef: Düşüşü telafi edip yılı güçlü kapatmak
TUSAF Başkanı, ekim ayında yakalanan bu ivmenin yılın son çeyreğinde devam etmesiyle birlikte, 2025 yılını daha az kayıpla kapatma hedefinde olduklarını açıkladı. Çakmak, “Afrika başta olmak üzere yükselen pazarlara odaklanarak toplam ihracattaki düşüşü dengelemek istiyoruz. Ekim ayı, un sanayimizin uluslararası rekabet gücünü artırma yolunda umut verici bir gelişmeydi” dedi. Sektör, bu yükselişi sürdürülebilir kılmak için hem ürün kalitesine hem de lojistik kabiliyetlere yatırım yapmayı sürdürüyor.
Un ihracatında yaşanan bu olumlu gelişme, Türkiye’nin tarıma dayalı sanayisinde atılan stratejik adımların meyvesini vermeye başladığını gösteriyor. Sizce bu toparlanma kalıcı olur mu? Görüşlerinizi yorumlarda paylaşabilirsiniz.





