12 Eylül 1980 öncesinde yaygın gazeteler günlerce beklenir ve Anadolu’ya ulaştıklarında içinde bayat haberde olsa merakla okunurdu.
Teknoloji o kadar gelişti o kadar değişti ki, insanlara acıyı da sevinci de anında yaşattırıyor. Yalova’dan İstanbul’a geçerken deniz otobüsünde yan koltuktaki gencin cep telefonuna gözüm ilişti.
Ekranda Şemdinli’de 6 şehit yazıyordu. Pendik’e indiğimizde arkadaşım Hamza Satır karşıladı bizi. Şehit sayımızın 9 olduğunu söylediğinde doğrusu her Türk vatandaşı gibi bizlerde yıkıldık.
Öğleden sonra 10’u asker 8’de sivil vatandaşımızı kaybettiğimizin haberi geldi. Bütün bunları yaşarken birkaç gün önce İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu’nun ziyaret ettiği şehit Binbaşı Kulaksız’ın eşi Funda hanımın söyledikleri kulaklarımda çınladı; “Çocuklarımı babasız büyütebilirim ama vatansız asla.”
Yıllardır hep tartışılır.
Siyaset sohbetlerinde geçer.
Dış güçler denir, ama itiraz edenler her şeyi de dış güçlere bağlamayın diye itiraz ederler.
Gezi Parkı olaylarının içinde provokasyonu gördük.
17-25 Aralığı yaşadık 15 Temmuz darbe gecesinden sonra dış güçlerin tam 10 gün bekledikten sonra ‘Pardon’ demesine tanıklık ettik.
Sanırım dış güçlerin Türkiye’nin içine elini sokup sokmadığı konusunda bütün vatandaşlarımız uyanmıştır.
Yolava’da ki gazeteciler cemiyeti başkanlarının buluşmasında Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden gelen meslektaşlarımızla da konuştuk.
Özellikle şehir merkezlerinden PKK’nın sökülüp atılması onları da rahatlatmış. Ancak terörün sinsiliği asla bitmiyor.
Özellikle Suriye ve Irak sorunundan sonra terör örgütü çok daha rahat silah edinmeye çok daha rahat bombalı araç yapımını kolaylaştırmaya başladı.
Ne kadar önlem alırsak alalım bir yerden kaçıyor. Bütün bu yaşananlar Türkiye’ye yönelik, “Biz bu topraklarda sizi rahat ettirmeyeceğiz”  mesajlarını verip provokasyonun fitilini ateşlemektir.  
Zor günlerden geçiyoruz.
Görüyorum bir bölüm şehitlerimizi, patlayan bombaları umursamayıp hayatını devam ettiriyor. Kuşkusuz panik yapmayacağız ama 18 vatan evladıyla birlikte, onların aileleriyle birlikte iki damla göz yaşı akıtmaktan da geri durmayacağız.
Yalnız olmadıklarını hissettireceğiz. Eğer takmama duygusu gelişirse o zaman düşmanlarımız hedefine ulaşır.
Hatta kopmalarda başlar.
Siyaset grubuna çok iş düşüyor, seçimler olur, yarış olur kazanan kaybeden vardır.
15 Temmuz sonrasında Yenikapı ruhu oluştu.
Yenikapı ruhunu o veya bu bozdu diye bakmayalım. Eksildiği yönden yeni bir hamle yapalım.
İnanın sonuç alınacaktır.
Terörü sıfırlayamayız, ama en azından çözümü için mesafe alırız.
Bunda Kulaksız’ın Sayın Bakanımıza söylediği söz tarihi bir sözdür.
O söz hem Çanakkale ruhunu hem de 15 Temmuz ruhunu yansıtan, anlatan en önemli mesajdır.
Elbette ki daha fazla para kazanmak, daha lüks yaşamak, daha çok koltuk işgal etmek ihtirassından kurtulabilirsek…