AK Parti Trabzon Milletvekili Vehbi Koç’un son Trabzon ziyaretinde bize de uğradı. Misafirimiz oldu.
Yaptığı değerlendirmeler hem ülke gündeminin geniş fotoğrafını hem de Türkiye’nin içinden geçtiği zorlu süreci tüm açıklığıyla ortaya koyuyor.
Koç’un özellikle KYK yurtları, ekonomik yükler, bölgesel savaşların Türkiye’ye yansımaları ve iç siyasete dair çıkışları birbiri ardına dikkat çeken açıklamaları oldu.
Bugünkü köşe yazımda Milletvekili Vehbi Koç’un açıklamalarından öne çıkan çarpıcı satırları derleyip analiz edeceğim.
Milletvekili Vehbi Koç’un üzerinde önemle durduğu ancak iktidar partisi tarafından hiçbir zaman siyasi malzeme olarak kullanılmayan üniversitelerde okuyan gençlere sağlanan destekti.
Türkiye’de 1 milyona yakın öğrencinin KYK yurtlarında kaldığını ve devletin bunun için yılda 200 milyar lira harcadığını belirtirken böyle bir sosyal ve eğitim imkânının hiçbir ülkede olmadığını söyledi.
Bir öğrencinin devlete aylık maliyetinin 18 bin TL olduğuna dikkat çeken Koç, “200 milyarlık hizmetin reklamını yapmayan devlet, 50 liralık çorbanın reklamını yapanlarla yarışıyor. Mumla ay bir olur mu?” dedi.
Koç’un Türkiye’nin iş gücü yapısına dair değerlendirmesi de oldukça dikkat çekiciydi:
“Türkiye’de 34 milyon çalışan, 17 milyon emekli var. 6 milyon da köyünde, bağında bahçesinde çalışan vatandaşımızı sayalım. Türkiye’de 2 milyon 500 bir vergi mükellefi var ortaklıklarla 4 milyonu bulun. Ne yazık ki 60 milyon insan bu 4 milyon kişiyi doyuramıyor
Bu cümle, ekonominin toplumsal baskısını, geniş kitlenin memnuniyet düzeyini ve üretim yapısındaki dengesizliği tek başına özetliyor.
Koç’un açıklamalarının en geniş bölümü ise Türkiye’nin içinde bulunduğu jeopolitik çember üzerineydi.
Son 30 yılda yaşanan bölgesel savaşların Türkiye’ye ekonomik ve siyasi etkisini uzun uzun anlatan Koç, Irak’tan Suriye’ye, Rusya-Ukrayna savaşından Afrika’da Sudan ve Libya’daki çatışmalara kadar geniş bir çerçeve çizdi ve şu tespitte bulundu.
Bütün bu oluşumun merkezinde bulunan Türkiye’nin tek avantajının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gibi güçlü bir lider ve onun devleti yönetme iradesi olduğunu ifade etti.
Milletvekili Koç ekonomiye dair en net hedefi ise şöyle ortaya koydu. “Makro hedefimiz ekonomiyi bu sıkışmışlıktan planlı bir şekilde çıkarıp yükü zamana yayarak hafifletmektir. Türkiye bunun mücadelesini veriyor” derken bu cümle, hükümetin ekonomik programının özeti olarak okunabilir.
İç siyasete yönelik mesajlarında oldukça sertti.
Meclisin açılışına katılmayan CHP grubunu eleştirerek, “TBMM’ye milleti temsil edin diye gönderiliyorsunuz hem temsil ediyorum diyorsun hem gelmiyorsun. Bu nasıl bir anlayış. Yetmezmiş gibi elin kapılarında dolayıp Türkiye’yi rezil ediyorsunuz” dedi.
Ayrıca terörle mücadelede devletin stratejisini anlatırken ilginç bir benzetme yaptı.
“Bazı çevrelerin elindeki kartları devlet birer birer topluyor. Söz mü dedin, buyur söz; hukuk mu dedin, buyur hukuk… Ellerinde kart kalmıyor.”
Dem Parti heyetinden Sırrı Süreyya Önder’in Meclis’te söylediği iddia edilen şu cümleyi de aktardı.
“Bahçeli öyle bir yere çiviyi çaktı ki biz oraya paltomuzu bile asamıyoruz.”
Bu söz, son dönemdeki siyasi denklemin nasıl değiştiğini göstermesi bakımından oldukça dikkat çekici.
Vehbi Koç’un bu açıklamaları hem ekonomik hem siyasi hem de toplumsal alanlarda AK Parti’nin fotoğrafını çizmesi açısından önemliydi.
Kimi zaman savunmada, kimi zaman eleştiride, kimi zaman iddialı…
Ancak bütün ifadelerinin ortak noktası şu.
Türkiye’nin zorlu bir coğrafyada, yoğun bir baskı altında, çoklu krizlerin ortasında ayakta kalmak için mücadele verdiği gerçeğidir.
Koç’un dediği gibi:
“Değişmeyen tek şey değişimdir. Biz de sıkı bir şekilde işimizi yapmaya çalışıyoruz.”
Görünen o ki hem Ankara’da hem Trabzon’da hem de bölgede hareketli günler devam edecek.
Milletvekili Vehbi Koç’a hem ziyaretinden hem de samimi açıklamalarından dolayı teşekkür ediyorum.