Günlük yaşamın vazgeçilmez mesleklerinden biri olan kalaycılık, teknolojik gelişmeler, değişen mutfak alışkanlıkları ve ekonomik nedenlerle kaybolmaya yüz tuttu. Hem sağlıklı hem de lezzetli yemek pişirmesiyle bilinen bakır eşyaların ömrünü uzatan kalay işlemi, bugün sadece birkaç ustanın elinde yaşatılmaya çalışılıyor.


Kalaycılığın önemi bilinmiyor, çırak yetişmiyor

Ordu’da kalaycılık yapan 36 yaşındaki Davut Gündüz, mesleğin geldiği noktadan endişeli. Kalaycılığın geçmişte evlerin ve çarşıların vazgeçilmez bir parçası olduğunu belirten Gündüz, artık mesleğe ilgi olmadığını söylüyor. “İlk olarak bakırlar yıkanıyor, sonra tezgâhta ısıtılıp kalaylanıyor. Ancak bakır kullanımı azaldığı için işimiz de azaldı,” diyen Gündüz, yeni ustaların yetişmemesinin en büyük sorunlardan biri olduğunu vurguluyor. “Meslek büyük ölçüde ustaların vefatıyla durdu. Çırak yetişmeyince bu zanaat da unutuluyor” diyor.


Kalay yapılmazsa sağlığa zarar verebilir

Kalaycılığın sadece estetik değil, sağlık açısından da önemli olduğunu dile getiren Davut Gündüz, bakır kapların düzenli olarak kalaylanması gerektiğini ifade ediyor. “Eğer bakırın iç yüzeyinde kırmızı renkler belirmeye başlarsa, bu artık kalayın bittiği anlamına gelir. Kalay yapılmazsa yemek zehirlenmeye neden olabilir,” diyen Gündüz, doğru kullanıldığında ise kalayın uzun süre dayanabileceğini belirtiyor. “Bakır, ocakta direk ateşte yanmazsa ve bulaşık makinesine girmezse uzun ömürlü olur.”


Kalaycılık pahalı ama vazgeçilmez bir zanaat

Bakır ürünlerin kalay fiyatları ürünün boyutuna göre değişiyor. Gündüz, en küçük yumurta sahanlarının kalay ücretinin 200-250 TL arasında olduğunu belirtiyor. Büyük tencereler, kazanlar ya da sahanlar için bu fiyat katlanabiliyor. Kalay işlemi maliyetli olsa da, sağlıklı ve geleneksel yemek pişirme arayışında olanların hâlâ bu yöntemi tercih ettiğini söyleyen usta, “Lezzet olarak çelik ya da teflonla kıyaslanmaz. Gerçek bir et yemeği ya da kuru fasulye, bakırda piştiğinde tadı bambaşka olur,” diyerek mesleğin değerini vurguluyor.


Unutulmaya yüz tutmuş meslekler arasında yer alan kalaycılık, sadece bir geçim kapısı değil, aynı zamanda kültürel mirasın da bir parçası. Bu zanaatın yaşaması, hem ustaların hem de toplumun sahip çıkmasına bağlı.

Kaynak: İHA