Asırlık lambalara yeniden hayat veriyor: Nostaljiyi teknolojiyle buluşturuyor
Giresun’da yaşayan 43 yaşındaki Mesut Fırtına, çocukluk yıllarında başlayan lamba merakını bir mesleğe dönüştürdü. Gündelik işinden arta kalan zamanlarda kendi atölyesine kapanan Fırtına, gaz lambaları, fırtına fenerleri ve Karadeniz’e özgü idare lambalarını titizlikle restore ediyor. Bugün antikacıların, koleksiyonerlerin ve nostalji tutkunlarının yakından tanıdığı bir isim olan Fırtına, "Bu, sadece bir hobi değil, geçmişe duyulan bir saygı" diyor.

Bir usta çırak ilişkisiyle başlayan 33 yıllık yolculuk
Mesut Fırtına’nın lambalara olan ilgisi daha 10 yaşındayken başladı. Mahallede bozulan bir lambayı tamir ettirmek için gönderildiği Yakup Çakır Usta, onun için bir dönüm noktası oldu. O gün kurulan bağ, yıllar içinde dostluğa ve ustalık yolculuğuna dönüştü.
“O lambayı tamir ettirmeye gittim, ama aslında içimde bir şeyler kıvılcımlandı. Sonra sık sık uğrar oldum. O gün bugündür elim lambadan hiç ayrılmadı” diyen Fırtına, yıllar içinde kendini bu alanda geliştirerek profesyonel restorasyon işlerine yöneldi.

Gaz lambaları yeniden hayat buluyor
Fırtına'nın atölyesinde restore ettiği lambalar arasında, 100 yıla yaklaşan parçalar bulunuyor. Bunlar arasında özellikle eski Alman yapımı gemici fenerleri, fırtına fenerleri, köylerde kullanılan klasik gaz lambaları ve Karadeniz’e özgü idare lambaları öne çıkıyor.
“Her biri farklı bir dönemin tanığı. Restorasyon süreci hem teknik bilgi hem de sabır istiyor. Ama lambaların tekrar yanmaya başlaması, o ilk ışığı gördüğünüz an her şeye değiyor” diye anlatıyor Fırtına.
Bugün bu lambalar sadece aydınlatma değil, evlerde, ofislerde, kamplarda dekoratif ve nostaljik bir öğe olarak da yeniden değer kazanıyor.

Elektrikli sistemle nostalji korunuyor
Günümüzde bazı kullanıcılar, lambaların orijinal görünümünü koruyarak daha pratik bir kullanım istiyor. Bu noktada Mesut Fırtına, nostalji ile modern teknolojiyi birleştirerek lambaları elektrikli hale getiriyor.
“Bazı insanlar gazla uğraşmak istemiyor ama o sıcak ışığı yaşamak istiyor. Ben de onları kırmıyorum. İçine modern sistem kuruyorum, dışı olduğu gibi kalıyor. Böylece geçmişin ruhunu koruyarak bugüne taşıyoruz.”
Bu yaklaşım, özellikle genç nesil koleksiyonerler ve dekorasyon meraklıları arasında büyük ilgi görüyor.
Geçmişin izini sürenlerin uğrak noktası
Fırtına’nın küçük atölyesi, yalnızca bir tamir yeri değil; bir zaman tüneli gibi. Eski lambaların izini süren koleksiyonerler, antikaseverler ve nostalji tutkunları için adeta bir çekim merkezi haline gelmiş durumda.
“Her lambanın bir hikâyesi var. Kimisi bir deniz fenerinden, kimisi bir dağ köyünden çıkıp geliyor. Onları tekrar ışıldatmak, o hikâyeyi yaşatmak gibi” diyen Fırtına, işinin sadece teknik bir beceri değil, aynı zamanda bir gönül işi olduğunu vurguluyor.
Giresun’da bir atölyede yeniden ışıldayan bu lambalar, yalnızca birer obje değil; geçmişin sıcaklığını bugünün yaşamına taşıyan anılar. Sizce nostaljiyle teknoloji bir araya geldiğinde ortaya daha anlamlı işler çıkmıyor mu?