Milli sporumuz Güreşin günümüze kadar ulaşmış güzel bir örneğidir yağlı güreşler. Yağlı güreşte güreşçiler Baş, Başaltı, Büyük orta; Küçük orta, Deste gibi gücüne göre sınıflandırılır. Başpehlivanlık için güreşenlere BAŞ, bir tık altına ise BAŞALTI güreşçiler denir. Başaltı güreşçiler; baş pehlivanlara nispeten biraz daha genç güreşçilerdir ve kısa bir zaman sonra başa güreşecek güreşçiler bu sınıfta güreştirilir. Futbolda da böyle bir tasnif yapacak olsaydık Pehlivanlık için güreşenlere dört büyükler dememiz uygun olurdu herhalde. Aynı şekilde futbolda başaltı diye tabir edilecek, pehlivanlığa güreşenleri en çok zorlayacak ekipleri de tasnif edecek olursak, özellikle son yıllarda gerçekleştirdiği çıkışla ilk sıraya Sivasspor’u yazmak gerekirdi.
 
Özellikle geçen yıl yaklaşık 25 hafta zirveyi elinde bulundurarak Sivasspor’un bu bağlamda rüştünü ispatladığını düşünüyorum. Her ne kadar Korcan, Mini Cooper ve Mecnun Otyakmaz üçgeninde 2011 yılında ayyuka çıkan şike rezaletinin gölgesinde kalsa da spor camiasının takdirini kazanan bu sportif başarının Sivasspor tarihinde hak ettiği yeri alacağını düşünüyorum.
 
Velhasıl her ne kadar ciddi eksikleri olsa da (Kovid-19 ve sakatlık), yorgunluk belirtileri gösterse de (Perşembe UEFA maçı yaptı) Abdullah Avcı ile çıkış arayan Trabzonspor için zorlu bir sınav olabilecek nitelikte bir maç, ayrıca da Üst tarafla mesafeyi kapatmak isteyen Trabzonspor ve düşme hattı ile arasında sadece 1 puan kalan Sivasspor için mutlak kazanılması gereken hayati bir dönemeç olarak karşımıza çıktı.
 
Maç önü bu kadar sohbet yeter şimdi gelelim maça;
 
Trabzonspor maça ideal kadrodan 2 eksikle, sakat Nwakaeme ve kart cezalısı Pereira'dan noksan bir şekilde başladı.
 
Maçın ilk 10 dakikası mutlak bir Trabzonspor baskısı ile takip eden 10 dakika da Sivasspor baskısı ile geçildi 20nci dakikadan ilk yarı sonuna kadar kalan sürede tam bir taktik savaşı yaşandı. İki tarafta oyun disiplinini elden bırakmadan, defansif tedbirlerden taviz vermeden sabırla oynamaya devam etti. Tam ilk yarı böyle biter aksiyonlar ikinci yarıya kaldı derken Ekuban kendi kale önünden alarak 60m taşıdığı topta Abdulkadir Ömür ile şık bir duvar pası yapıp topu rakip ağlara bıraktı ve ilk yarının skorunu tayin etti.
 
Sivasspor ikinci yarıya önde baskıyla başladı. Rıza hoca Trabzonspor’un beklerini rahatsız edip oyun kurmalarina engel olmak istemiş, sürpriz bir de gol bulursam tadından yenmez demeye getirmiş. Planı tuttu da…
 
Dakika 70'i gösterirken ilk gölün kopyası bir atak şekillendi. Ekuban yine kendi sahasından aldığı topu 40-50 metre sürdü ve Diabate ile yaptığı duvar pası sonrası bu sefer kötü bir vuruşla topu kaleciye nişanlandı. Bu sahne sanki bir kırılma anı oldu ve 5 dakika geçmeden Sivasspor golü buldu, maça denge geldi.
 
Kalan dakikalarda skora razı bir Sivasspor, şuursuzca gol arayan bir Trabzonspor gördük dersek yanlış olmaz..
 
Sonuç itibariyle rakip Sivasspor iyi yağlanmış bir güreşçi misali bizim pehlivanın elinden kaydı gitti.
Geçmiş olsun..