Sevgili okurlar hepimizin ortak değeri Trabzonsporumuz son yıllarda uygulanan yanlış yönetim ve transfer anlayışı yüzünden hem ekonomik hem de sportif anlamda çökmüş olduğuna büyük bir üzüntü ile birlikte tanık olduk.
 
Yeni başkan teslim aldığı kulübün başına geçtiğinde karşılaştığı gerçekler yanında UEFA’dan gelen uyarıları da dikkate aldığında yeniden yapılanma ile ancak bu kaos ortamından kurtulabilineceğine karar vererek harekete geçti.
 
Bu kararı vermeden evvel elbette bilgisine güvendiği birçok insanla da temas kurarak düşüncesini pekiştirdi.
 
Ellinci yılda şampiyonluk vaat etmiş olmasına rağmen kulüp gerçekleri hayal satmak yerine gerçekçi olmasını zorunlu kıldı.
 
Bu konuda camiadan aldığı destekte işini kolaylaştırınca Ersun hoca ile anlaşarak işe koyuldu.
 
Ersun hoca şehirde tartışılıyor olmasına rağmen, bana göre alınabilecek en iyi hoca olduğunu geçen yazımda da belirtmiştim.
 
Gerekçelerimi de özetlersem: Öncelikle bu üçüncü gelişi olması münasebeti ile camiayı çok iyi tanıyor. İkinci olarak yeniden yapılanma konusunda ülkenin en iyilerinden biri ve de iddialı.
Zaten kulübün yeniden yapılanma zorunluluğu onun evet demesinin en büyük gerekçesi oldu.
Şu anda yaşadığı heyecanın temelde ana nedeni de bu.
Bunun yanında herkesin yakinen bildiği bir diğer özelliği de bilgiyi edinme ve de onu teknoloji ile birlikte kullanma sonucunda oluşturduğu futbolcu portföyü.
Son olarak sevelim sevmeyelim ülkemizde teknik adam olarak geldiği mevkilerde hep bilgisi birikimi ve de alın teri var, bilinen bir torpili de yok.
       
Sonuç olarak kulübün geldiği bu noktada Ersun hoca camianın ne istediğini çok iyi biliyor.
UEFA uyarıları ve de bütçe mecburiyetleri başkan tarafından kendisi ile işin başında konuşulduğuna göre büyük bir istek ve de heyecanla aldığı bu görevi başarmak gibi bir zorunluluğu var.
Ersun hocanın başarmak zorunluluğu var da bizim Anadolu devrimi yapmış bu takımı düştüğü bu hazin durumdan kurtarmak gibi bir zorunluluğumuz yok mu?
Elbette var.
 
Hal böyle olunca kulüp menfaati adına örtüşen bu iki konuyu başarıya ulaştırmak için hem yönetime hem de Ersun hocaya kayıtsız şartsız destek olmamız gerekiyor.
Desteğin ilk şartı da huzurlu çalışma ortamı ile birlikte zaman olmalıdır.
Unutmayalım bu gidişi durduramaz isek şehirde başta kendilerini kulübün sahibi görenler olmak üzere hiç kimse birbirlerinin yüzüne bakamayacak hale gelir.
İyi haftalar.
Belki de iyi tatiller.