Geçen hafta Karadeniz’de idik. Giresun, Trabzon derken Rize’ye geçtik. Rize, canım ata baba yurdum. Memleketim. Sınırlarından içeri girdiğim an büyülendiğim güzel şehir. Önce Pazar’a bağlı Sulet köyünde kayınpederim Faruk Hatırnaz’a misafir olduk. Kayınva

Geçen hafta Karadeniz’de idik. Giresun, Trabzon derken Rize’ye geçtik. Rize, canım ata baba yurdum. Memleketim. Sınırlarından içeri girdiğim an büyülendiğim güzel şehir. Önce Pazar’a bağlı Sulet köyünde kayınpederim Faruk Hatırnaz’a misafir olduk. Kayınvalidem Melahat hanımın güzel Laz böreği, lahana sarmasını, kuzinede yapılan mayalı buğday ekmeğini yedik. Biz geleceğiz diye çok güzel bir hazırlık yapmışlardı. Bunca yıllık damatları olsak da; misafir perverliklerine, emeklerine gönülden teşekkür ediyoruz. Köyden hem mutlu, hem de tok ayrıldık. Aslında Ayder’de kartopu oynayıp, Batum’u gezip, Ankara’ya dönecektim. Yol arkadaşım, misafirim Prof.Dr. Zakir Avşar ‘Bu yağmurda göreceğimi gördüm, fazlasına gerek yok” diyerek, görmek istedikleri dostları olduğunu söyleyince Ardeşen’den Rize’ye geçtik. Rize’de Prof. Dr. Zakir Avşar’ın kardeşten öte ilişkileri olan, dostları, arkadaşları 3-Er iletişim’in sahibi Ali Yaşar Er’e uğradık. Zakir Bey’in kimi ne zaman, nerede tanıdığını bilmek zordur. Bu güzel dostlukları ne şekilde kurmuştur, geçtiği yerlerde nasıl iz bırakır, bu da ayrı bir mesele. Ama Ali Yaşar Bey ile tanışıklıkları taa öğrencilik yıllarından. Ali Yaşar Bey’in kardeşi Cengiz Er ile öğrencilikte aynı evi paylaşmışlar. Dolayısıyla, ailenin her ferdi ile uzun yıllara dayanan bir dostluk, kardeşlik gelişmiş aralarında. Ali Yaşar Bey, Başbakan Erdoğan’ın da teyzesinin oğlu. Danıştay üyesi İbrahim Er’in, Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdür yardımcısı Recep Ali Er’in, Gazeteci Cengiz Er’in, Rize Üniversitesi Bürokratlarından Adnan Er’in kardeşi… Er ailesi, Rize’de köklü, itibarlı, herkes tarafından sevilen, sayılan, mütevazı yaşantılarıyla tanınan, hiçbir şaibeye bulaşmayan, örnek olarak gösterilen bir ailedir. Amcaları rahmetli Kemal Er, Anavatan Partisi Rize il başkanlığından tanıdığım kişidir. Ali Yaşar Er’i ilk kez gördüm. Rize’de ticaretle uğraşıyor. Memleketi bekliyor. Baba ocağını tüttürüyor.  Sayın Tayyip Erdoğan Başbakan olunca, kendi üzerinden ailesine ve Başbakan’a asla laf gelmesin diye düşünen duyarlı, hassas ve dürüst bir insan. Allah kendisine kolaylık versin, başı ağıran ona gidiyor, o da elinden geldiğince yardımcı oluyor. Rizeliye ve Rize’ye hizmet için uğraşıyor. Sohbet ettik, çayını kahvesini içtik, ayrıldık. Rize’de diğer bazı dostlarımıza uğradık, meslektaşlarımla, bürokratlarla, esnaflarla sohbet edip, Rize’nin nabzını tuttum. Ayder Arıcılık’tan, arıcı bir dostumun talebi olan Kafkas arısının anasını alıp, Ankara’ya döndüm. Zakir Hoca ile seyahat ederken, yanımızda bir de küçük ama marifeti büyük bir yol arkadaşım daha oldu… Arı ile seyahatin kendine göre tedirginliği de yok değil… Ya elimizden kaçarsa, duygusu insanı bir hayli meşgul ediyor… Bakırcı  veda ediyor mu? Rize Belediye başkanı Halil Bakırcı 2014 Mart ayında veda ediyor. Aday olmayacak, dahası söylentilere göre, aday gösterilmeyecek. 2009’ da aday gösterilmeyecekti, Anne Bakırcı, oğlu gibi sevdiği Başbakan Erdoğan’ı arayıp ‘Oğluma bir dönem daha şans ver, aksi halde çok üzülür” dediği, Başbakan Erdoğan’da anne Bakırcı’yı kırmadığı, Rize’de konuşuluyor. Biz sadece söylentileri aktarıyoruz. 2009’da Rize’de ne olmuştu, hatırlayalım. Seçmenin yüzde 79’u sandığa gitti. AK Parti, dolayısıyla Halil Bakırcı 22.475 bin oyla yüzde 47 ile başkan seçilirken, Anavatan Partisi’nin adayı (ortak) adayı Kenan Bıyık, 20 bin oyla yüzde 42 oy almıştı. Bakırcı, az bir farkla seçilmişti. AK Parti, bu seçimlerde risk almayacak. Bu yüzden Başbakan Erdoğan Rize’de vizyonu yüksek, seçimi rahat alacak bir adayın bulunması için teşkilata talimat verdiği Ankara kulislerinde konuşuluyor. Bazı isimler telaffuz ediliyor ama şimdilik yazmıyoruz. Aday aranıyor. Merkez sağdan bir aday da çıkarabilirler. Hatta Bakan Hayatı Yazıcı, sürpriz aday bile olabilir. Yine THY Genel Müdürü Kotil ya da Yönetim Kurulu başkanı Hamdi Topçu da olabilir. Şimdilik söylenti, her seçim öncesi böyle söylentilerin olması doğaldır. Bunun kararını elbette ki Başbakan Erdoğan verecektir. Başka bir gerçekte şu, başkan Bakırcı, Başbakan Erdoğan’a ölümüne, gönülden bağlı kişilerden biridir. Kişisel görüşüm şu: Aslında Bakırcı, ilk önceleri Rizeliye itici gelmiş, fakat samimiyeti ve içtenliğini fark eden hemşerilerim, Başkan Bakırcı’yı kabullenmişler ve de sevmişlerdir. İlginç özelliklere sahip olan Başkan Bakırcı, Rizeli’nın dilinden anlayan, taviz vermeyen kişiliği olan, her şeyden önemlisi şaibesi olmayan, olduğu gibi görünen, göründüğü gibi olan kişidir. Başkente ki Rize Günleri’nde daha yakından tanıma fırsatını buldum. Rize simidi ile özel peynirini yedik. CHP’ nın adayı Kenan Bıyık mı? Rize’de Belediye başkanlığı seçimleri AKP ile CHP arasında geçecek. Rize’de MHP’de varlık gösterse de fazla oy alamaz. CHP’nın adayı tekrar Kenan Bıyık olabilir. Bana göre de iyi tercih olur. Kenan beyin emeği ve masrafı çoktur. En azından benim gönlümdeki aday Kenan beydir. Eğer Rize’de, 2009’daki gibi AKP’ye karşı ittifak yapılırsa, AKP yine zorlanacaktır. CHP-MHP-DSP diğer partiler ortak aday çıkarmanın uğraşı içindeler. Yine de Başbakanın ilinden seçimi almak kolay değil. Üniversiteye rektör aranıyor Rize’de önemli bir makam da Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Rektörlüğüdür. Bildiğiniz gibi, geçtiğimiz aylarda bazı entrikalar döndü ve mevcut rektör Arif Yılmaz hoca istifa etmişti. Arif hoca, çok değerli bilim adamıydı, kendine yakışanı yaptı, onurlu davrandı. Sonrasında da emekli oldu. Şimdi vekâleten, üniversiteyi seçimlere götürecek olan Prof.Dr. Hüseyin Kahraman atandı. Kendisini bir Rizeli olarak tanımıyorum. Ancak Üniversitedeki çalkantılar bitmedi. Anlaşılan o ki, Hoca da tutmadı. Üniversite’yi Başbakan’ın adına ve iline layık bir noktaya taşıma noktasında ufkunun yetmeyeceğine dair ciddi kaygılar var.Rizeli böyle düşünüyor. Başbakan Erdoğan, Rize’de siyaset yapacak, inşaat müteahhitliği öğrenecek hoca değil, bilimle uğraşacak, Üniversiteyi her alanda başarıya götürecek, vizyonu yüksek, bilimle uğraşacak bir rektör arıyor. Bunda da çok haklıdır. Kuşkusuz ki, Başbakan’ın ilindeki bir üniversite her alanda şanslı bir üniversitedir. Ancak bunu başarıyla yönetecek, Başbakanı zora sokmayacak, hatta başarılarıyla övünülecek bir üniversiteyi yapacak rektör çok önemlidir. Bu rektörün bölgeden olması da gerekmiyor. Bürokrasiyi bilen,Ankara’yı tanıyan,YÖK  ile ilşkileri bulunan,Maliye’den kaynak aktarımında güçlük çekmeyen,herkesi kucaklayan bir bilim adamı olmalı. Ancak, mutlaka ufku olmalı. Üniversiteyi bütün bu avantajları ile çağı okuyan ve okutan bir kurum haline getirebilecek bir yaklaşımı benimsemeli. Yazıcı’nın Yazıcı’dan çektiği Ticaret ve Gümrük Bakanı Hayatı Yazıcı, Rize-Çayeli, bu köşenin yazarı ise Ardeşenlidir. Bakan Yazıcı’yı çok sever takdir ederim. Kendisi benim abim değil, güzel bir hemşerimdir. Rize’den çok sayıdaki hemşerim arıyor  ve ‘Abine söyle şu tayınımı yapsın, bunu yapsın”  diyor. Beni boşuna aramayın’ Kel ilaç bulsa kafasına sürer misali. Hayati Yazıcı’nın kardeşi olsam, bürokrasi mağduru değil, bir yerlerde müsteşar olurdum. Diyeceğim şu ki, bu tür talepler için beni değil, kendisini arayın derken, Bakan Yazıcı ile Havaalanı’nda karşılaştık ve aynı espriyi kendisine yaptık, sohbet ettik, kendisini İstanbul’a yolcu ettik. Vali içine kapanık Bu arada Trabzon’un yeni valisini Bakanın yanında tanıdık.1980’den sonra Trabzon’da görev yapan tüm valileri tanırım. Ancak mevcut vali Abdil Celil Öz’ü öncesinden tanımıyorum. Medyadan uzak duruduğunu, içine kapanık bir vali olduğunu söylediler. Trabzon medyası, Ankara-İstanbul ve İzmir’den sonra en önemli medyadır. Medyadan uzak duran vali, halktan da uzak durur. Trabzon’da görev yapan valilerin profilleri bellidir. Vali Öz, farklı profil çiziyor. Trabzon’da görev yapmak ayrıcalıktır ve de zordur. Maya tutması lazım. Daha açık ifadeyle Trabzonlu, mevcut valiye henüz ısınamadı. Vali Öz’e haksızlık yapmak istemem, ama herkesin söylediği bu. Bu arada Vali Öz’e gecikmeli olsa da yeni görevinde başarılar diliyorum. Baba ve oğul Trabzon’a giderken de dönerken de önemli din ve siyaset adamı, Diyanet İşleri eski başkanı ve Gümüşhane eski milletvekili Lütfü Doğan ile eski milletvekili Prof.Dr Yahya Doğan ile sohbet ettik. Lütfü Doğan, çok itibar gören, saygı duyulan önemli bir din adamıdır. Baba-oğul  sohbetlerine bayıldım.Allah nazardan saklasın.