2002 seçimlerinin hemen öncesiydi.
Bu Gazete yeni kurulmuştu.
CHP’nin Trabzon İl Yöneticisi Şenol Özkarabekir aradı.
‘Akif abi ile kahvaltıya geleceğiz.’
Tamam da, tabak yok, çatal yok.
Hemen plastik bıçak çatal ve tabak aldırdım.
Kaşar peyniri, Salatalık, Domates ve birkaç menü koyarak sabah röportajına başladık.
Hamzaçebi Maliye Bakanı olarak konuşuluyordu.
DYP barajı geçemeyince AK parti fırladı ve tek başına iktidar oldu.
Akif Hmazaçebi partide hep ileriye gitti.
Türk siyasi yaşamına da kalite kattı. Partinin Milletvekili, Grup Başkan vekili ve daha sonra da Türkiye Büyük Millet Meclisinde Başkan vekiliği görevine getirildi.
Grup Başkan vekili iken nezaketli ama hafif ısıran üslubu, Meclis Genel kurulundaki tarafsızlığı ile öne çıktı.
Sonrasında parti içinde oyuna geldi.
TBMM Başkan vekilliğine seçilemedi.
Bu ne Kılıçdaroğlu, AK Parti ve MHP’lilerin hoşuna gitmedi.
Hatta AK Partililer grupta ‘Abi üzüldük’ dediler.
Akif Hamzaçebi’nin bir diğer adı da Üstad’tır.
Maliyecidir.
Gelirler Genel Müdürlüğü yaptı.
Maliyecilerin hepsi sayar ve severler, bilgisinden dolayı üstadım derler.
Üstad, şimdi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına doğru yola çıktı.
Ankara temsilcimiz sevgili Tacettin Çebi, Ankara’daki duayen yazarımız Osman Yazıcı ile birlikte Kumsal restoratta Akif beyi ağırladık.
Akif beyin Genel sekreter yardımcısı Uğur Tuncay da bize katıldı.
İstanbul için yola çıkarken Kemal Kılıçdaroğlu’na şöyle demiş:
‘Halkta karşılığı olan; anketlerden çıkan, sivil toplum örgütlerinin istediği ismi aday olsun. Ben varım.’
Akif Hamzaçebi, İstanbulu 2 kez turladı ve döndü.
Önümüzdeki günlerde basınla ve STK’lılarla buluşacak.
İki isim daha aday adayı.
Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin.
Onların hedefinde İstanbul’dan çok Akif bey var!
Hamzaçebi’nin önemli mesajı şu oldu: ‘İki istanbul var biri zengin biri fakir İstanbul. Ben o fakir istanbula yoğunlaştım. Onların sorunları ile ilgili ciddi projelerim var.’
İstanbul zordur.
Emekli Albay Beyazıt Akyüz ile Çukurambar da sohbet ettik.
Kulağı delik bir isim.
İstanbul’u 3 başlıkta özetledi;
1-İstanbul’da hangi parti olursa olsun tek Trabzonlu Başkan adayı çıkmalı.
2-Aday olacak olanlar şimdiden Balkan ve Kafkas göçmenlerinin oylarını alcaksa Balkanlara ve Kafkaslara giderek orada çalışma yapacak. Ayrıca hem Doğu Anadolu hem de İç Anadolu halkı ile Anadolu’da bütünleşecek. Yani Sıladan gurbete gurbetten sılaya köprü kurulacak. Derneklere gitmekle bu olmaz.
3-İstanbul’da 1 milyona yakın işçi çalıştıran yaklaşık olarak 20 büyük aile var. Onlar önemli. Başkan olacak olan onları da ikna etmeli.
Akif Hamzaçebi harekete geçmiş.
İstanbulu da harekete geçirmiş.
Kazanmak için işinin zor olacağını biliyor.