Bebek katili şimdilerde,
İyilikten,
Güzellikten,
Barıştan dem vuruyor.
Şiddeti asla tasvip etmiyormuş.
***
Oy gözüne kurban olayım o zindan duvarlarının.
Nasıl da işe yaramış böyle.
***
Kürt / Türk kardeşliğinin katili,
Çocuk,
Öğretmen,
İmam,
Asker,
Polis ve daha nice canların katili,
Şimdi,
Savaşa savaş açmışmış.
Kalbi yumuşamışmış.
***
Kim bilir belki şimdilerde,
Biricik sevgilisi,
Ayfer'ine aşk şiirleri de yazıyordur.
***
Kim bilir,
Hayal kurduğu,
Yüzme havuzlu,
Lale bahçeli villalarında,
Çocuklarının sevimli oynaşmalarını düşlüyordur.
***
Kim bilir nasıl da sövüyordur;
Kalaşnikof silahını icat eden,
Rus komutan,
Mihail Timofeyeviç Kalaşnikof'a
***
Evet,
Eminim,
Fransızlara da,
Almanlara da,
Amerikalılara da,
Yunan ve hatta Ruslara da sövüyordur.
"Kışkırttınız beni,
"Yaktınız başımı "
Diyordur...
 *
Hatta,
"Bu Türk ve İslam düşmanları,
Beni insanlıktan çıkartılar.
Merhametsiz,
Sevgisiz,
Hain  ve hatta gaddar halk düşmanı yaptılar."
Diyordur...
*
Kim bilir,
Bu Apo;
Şimdi,
Ziya Gökalp okuyordur.
Necip Fazıl okuyordur.
Hüseyin Nihal Atsız'ı
Yahya kemal'i
Mehmet Akif Ersoy'u okuyor,
Hatta,
Mutlaka,
3 ihlas bir Fatiha okumadan uyumuyordur.
*
Dedim ya,
O kodesin duvarları nasıl da uslandırır,
Nus ile uslanmayanları...
 
Ez Oni!
 
Sürücü, yaya geçitte bekleyen vatandaş geçsin diye durunca,
Kızılca kıyamet koptu.
Kornalar art arda öttürüldü.
Taaaat...
Tataaat...
***
Nedir şimdi bu kornaların anlamı?
Öyle ya.
Devam et.
Neden durup yol veriyorsun yayaya?
Hatta,
"Ez oni!" 
Der gibi bir hal işte.
***
Ama olsun,
Nasıl olsa,
"Bize her yer Trabzon!"
 
Emekli Müftü Öğrendi İşi
 
Eski CHP'li İhsan Özkes,
Yani Parti kurma aşamasındaki,
Ahmet Davutoğlu'na methiyeler dizmeye başladı.
Sanırım bu allama/ballamalardan sonra,
Davutoğlu da boş durmaz.
***
İşte İhsan Özkes'ten Ahmet Davutoğlu'na inciler.
***
"Sayın Davutoğlu, sıradan bir insan değil.
Çok birikimli birisi ve dini bilgiler dahil, bu toprakları kültürünü çok iyi bilen birisi.
Çok okuyan birisi.
Sadece bu toprakların dilini örfünü adetini bilmekten öte,
Batı dillerini de bilen birisi.
Dünyayı biliyor.
Dolu bir kişi.
Ve neticede böyle bir kişi olmasa sayın Cumhurbaşkanı tutup da danışmanıyken Dışişleri Bakanı yapmazdı.
Ondan sonra da Başbakan yapmazdı.
Netice de demek ki bir şeyler var ki,
Yani dolu dolu ki,
Ondan yararlanmak istedi."
***
E daha ne desin İhsan Hoca,
Daha ne desin...
 
Huylunun Huyu
 
HDP eski milletvekili,
HDP eski Mardin Belediye başkanı iken,
Teröre verdiği destek nedeniyle hakkındaki,
İşlem gereği görevden alınarak tutuklanır.
***
Vatan/Millet en büyük hassasiyeti olan Devlet Bahçeli,
Buna rağmen,
Bu zatı,
Yaşı ilerlemiş ve hasta diye affedilmesini,
Cumhurbaşkanına önermişti.
Sonra bu talep,
Sayın Cumhurbaşkanı tarafından da uygun görülmüş ve bu hain affedilmişti.
***
Sonra,
Hastalıktan ölmek üzere(!) olan bu Ahmet Türk,
Aniden diriliverdi.
Belli ki dışarısı iyi geldi ona.
 
Öyle ya,
O nefes darlıkları gitti.
Dizlerine can geldi.
Yani adeta adam yeniden diriliverdi.
***
Ve yeniden,
Mardin Belediye başkanlığına talip oldu.
Talip oldu ve de seçildi.
Sonra yine eski huylar...
***
Lakin Süleyman Soylu'ydu İçişleri Bakanı.
Onu ve beraberinde,
Van  ve
Diyarbakır Belediye Başkanlarını görevden aldı.
Çok da iyi etti.
***
Hani bir söz vardır.
Katranı kaynatırsan olur mu şeker.
Cinsini öptüğüm cinsine çeker.
***
Bir hatırlatmada Köroğlu'ndan gelsin.
Derdi ki,
Köroğlu bir şiirinde:
Kaçanı göndermem,
Çalın kılıncı.
Der.
Çünkü o bir düşmandır.
Şimdi gider ve daha güçlü olunca,
Yine döner saldırır.
***
Söz konusu vatansa,
Tebrikler Süleyman soylu.
Devlet duruşu budur işte...
 
Fıkra
 
Zararsız bir deli ile bir general,
Bir handa aynı odada misafir olurlar.
Deli hancıya,
Sabah erken yola çıkması gerektiğini söyler ve sabah ezanında uyandırılmasını rica eder.
Hancı deliyi istediği vakitte uyandırır.
Karanlıkta giyinmeye çalışan deli,
Yanlışlıkla generalin elbiselerini giyer ve yola koyulur.
Epey yol gittikten sonra ortalık aydınlanınca,
Üzerindekileri fark eder.
Şöyle söylenir:
"Vay aptal hancı!
Benim yerime generali uyandırmış!".