Atatürk’ten Nefret Edenler Hoca Efendi Hazretlerine Sığındı!

Ben 17 yaşındaydım. O, 21…  Ben öğrenciydim, o nişanlı…
Ben Atatürk ilke ve inkılapları ile büyütülmüştüm. O katı dindar bir aile tarafından…
Ben Mustafa Kemal’i severdim. O ise nefret ederdi.
Bizim evde babamın sözü geçerdi… Onların evde hoca efendi hazretlerinin.
Ama uzaktan da olsa akrabaydık ve görüşüyorduk.
Sonra bir gün ağlaya ağlaya geldi. “ Babam düğün yapmama izin vermiyor. Gelinlik bile giymemi istemiyor!” dediğinde afalladığımı hatırlıyorum. Bir baba neden kızına düğün yapmak istemez ki? Tüm saf şaşkınlığımla sorunca aldığım cevap gençlikten olsa gerek tuhafıma gitmişti.
“ Efendi hazretleri televizyon bile eve sokturmuyor, düğün, dernek, eğlenceye hele de gavur işi gelinliğe izin verir mi sanıyorsun?”
“Vermez mi?”
Vermedi pek tabi…
Kuran kursunun içinde, gelinlikten bozma uyduruk bir kıyafetle ağlaya ağlaya gelin oluverdi bizimkisi. Babasının, hoca efendi hazretlerinden aldığı icazetle hayalini kurduğu en güzel günü katletmesini seyrederek gelin oluverdi.
İçinde kapanması imkansız koskoca bir uhdeyle!
 İsmailağa Cemaatinin Hoca efendisi Cübbeli Ahmet’in kızını bembeyaz gelinlikler içinde üstelik İstanbul’un en lüks ve elit mekânlarından biri olan Four Seasons Otel’de düğün yaparken gördüğümde, ister istemez o arkadaşımın döktüğü gözyaşları geldi gözümün önüne… Çünkü icazet Cübbeli’nin hocası Mahmut Efendiden gelmişti. Kendisi de aynı düşünceleri savunan Cübbeli Ahmet, kızının Four Seans düğün sonrası tepkileri için bir açıklama yapmış, savunmasını da “ İstemezdim ama ne yapayım kıza laf geçiremedim! ”sözleriyle geçiştirerek olayı duygusala bağlayıp sorunu çözmüştü.
Yani işine geldiği gibi…
Misal, Cübbeli Ahmet’in 2015 Mart’ında “ Demokrasi çok tehlikeli bir kelimedir. Allahın işine karışırım demektir. Ne demokrasisi; biz demokrasiden yana değiliz. Biz şeriatçıyız! Sözlerine karşın Temmuz 2016 da söylediği: Bir gece demokrasi nöbeti tutan direkt cennetlik olur! Sözleri gibi… (Feto’dan önce söylenenler, Feto’dan sonra söylenenler diye kitap yazmayı bile düşünüyorum artık)
O akrabanla bu olayın kriterini yaptınız mı? Diye soranlar olabilir.
Hayır! Çünkü bu tarz cemaatlerde - kadın yabancı erkeğin karşısına çıkamaz- düsturu olduğundan dolayı, evlenince eşsiz görüşmelerde bir yerden sonra baydığından dolayı artık görüşmüyoruz.
------
Cemaat, tarikat yapılanmalarına dair yazacak o kadar çok şey var ki aslında…
Mesela birçok insan farkında değil ama Fettullah Gülen’in güçlenmesiyle birlikte dinin içine adeta bir ilahmış gibi sokulmaya çalışılan biri daha var.
 Cellaledin Rumi! ( hep karşı geldiğim adıyla ) Mevlana! ( Yine yazıyorum: Mevla tek Allah’tır. Hiçbir kul bu adla adlandırılamaz! Yanına efendi-efendimiz anlamına gelen ekler getirilmeye çalışılsa da bu sinsi bir kelime oyunuyla Allah’a şirk koşmaktır! Örnek: Mevlana Kebap…)  Rumi adına düzenlenen Şeb-i Aruz etkinlikleri var ki, o etkinliklerinde İslam ile hiçbir bağlantısı yoktur.  Tamamen Yahudi mistizmi Kabala öğretisini İslam’a sentezleyen bu törenlerin nasıl ses getirdiğini de atlamamak lazım.
Son dönemde “ Ne olursan gel “ felsefesiyle okuyucunun dikkatini çekerek yüz binlerce baskı yapan Celalledin-i Rumi kitapları ve Şems ile olan karşılıklı ruhani iletişimi de dünyada büyük ilgi çekmektedir. Mucizevî bir kimlik gibi öne çıkarılan Rumi’nin sözleri Hollywood filmlerinde bile yer alırken, sevgili Peygamberimizden tek kelam edilmemesi, peygamberi olmayan İslam’ı hedefleyen sinsi ve derin yapılanmanın ipuçlarından biridir aslında. (Diyanet Kur’an da mehdi inancı yoktur diye açıklama yapmadığı ve bunu kitaplardan çıkarmadığı sürece daha çok Mehdiler gelir gider bize.)
Tıpkı kendisine “ Kâinatın İmamı “ sıfatını veren Fettullah Gülen’in  “ Peygambere Resullah demenize gerek yoktur!” diyerek hedeflediği peygambersiz İslam gibi… Pek tabi sormak lazım “ Ne ara kâinatın imamı oldun?” diye…  
Bu arada bir soru da Sayın Meclis Başkanına?
Ülkede OHAL varken! Bu gün 11 polis şehit olurken… TSK Suriye’deyken… PKK elde bombayla geziyorken! FETO uçuşta ki,  artık iş adamları kaçarken paralarla birlikte çatılarda yakalanıyorken! Ülkenin en temel taşı Karadeniz’de teröristler olayı kökünden halletmek için pusuda bekleşiyorken. ABD Kürtleri kullanarak Suriye’de İsrail’e bırakılmak üzere “ Büyük İsrail Projesini “ oluşturmak üzere özerk Kürt bölgesi için avuçlarını ovuşturuyorken. Gaziantep her türlüsünden hücre evi doluyken. Hatay ajan kaynıyorken. Suriyeli gençler bizim burada sahilde keyif çatıyorken. Benim askerim tank tepesinde can derdindeyken. Terör düğün evi-cenaze evi demeden can alıyorken. Hakan Şükür bile imana gelip helallik istiyorken. Kısacası yarına ne olacağımız belli değilken…
Ben bile henüz tatil yapmaya çekiniyorken… Mecliste neyin tatili?