Birkaç gün önce Ankara’nın havasını koklamış ve ‘Bulutlu’ demiştim.
AK Parti ile MHP’nin birlikteliği ebedi olacak değildi.
Bir gün bitecekti.
Dün AK Parti’nin önemli isimlerinden birisi diyor ki, ‘Devlet Bahçeli  Türkiye’nin kaderini etkileyecek 4 dokunuş yaptı. Türkiye ekonomik felakete gidiyordu 3 Ağustos 2002’de genel seçim dedi. Yine Türkiye kaos yaşayacaktı Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığına onay verdi. Devlet Bahçeli 15 Temmuz’a karşı Cumhurbaşkanımıza ve mücadelesine tam destek oldu. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin arkasında durarak sürecin kazasız geçilmesini sağladı.’
Sonra da ekledi, ‘ittifaklar ebedi olmuyor. Tamamen bitmiş de değil.’
Cumhur İttifakı 24 Haziran öncesinde başladı ama kökleri 7 Haziran 2015’e gidiyor.
İki tarafın hem AK Partinin hem de MHP’nin sıkıntıları vardı. Bu sıkıntıların aşılması için MHP ile AK Parti bir araya geldi.
Başkanlıkta MHP AK Parti adayı Recep Tayyip Erdoğan’a destek verdi.
AK Partililer de ortağımız meclis dışında kalmasın diyerek yaklaşık olarak yüzde 6’lık bir oranda AK Partiye yüklendiler.
İki parti arasındaki kırılma Çakıcı olayında yaşandı.
Devlet Bahçeli seçim öncesinde bir vefa veya eski bir dost diyerek Çakıcı’yı Kırıkkale’de ziyaret etti.
Bu ziyaretin ardından Çakıcı’nın hastanedeki hareket alanı genişledi ve rahat etti.
Aniden HSYK Kırıkkale Başsavcısını görevden aldı.
Çakıcı’yı da Sincan Cezaevine gönderildi.
Bahçeli o günlerde, ‘Başsavcıyı benim ziyaretimden dolayı mı aldılar’ diye etrafına sordu.
İkinci kırılma Af tartışmasında oluyor. Bahçeli af talep ediyor.
AK Parti iktidarı ve Tayyip Erdoğan, ‘Kişiye karşı işlenen suçları biz affedemeyiz devlete karşı işlenen suçlarla ilgili bir af tartışılabilir’ diyor.
Bahçeli kabul etmiyor.
Üçüncü kırılma yerel seçimlerle igili.
Devlet Bahçeli, ‘İstanbul’da aday çıkarmayacağız’ dedi. Tayyip Erdoğan ‘Bu ortağımız jesti’ benzeri açıklama yapıyor.
Yani başka bir ortaklık yok her yerde seçime gireceğiz derken Bahçeli bir işaret alıyor.
Brunson’un tahliye edilmesi de Bahçeli’nin içine sinmiyordu.
Ayrılığın AK Parti açısından da iki noktası var.
Anketlerde MHP’ye, AK Parti’den kaçan oyların devamı.
Bu birinci ve en önemlisi.
Diğeri ise bundan sonraki süreçte AK Partinin çizeceği yeni yol haritaları.
Örneğin yerel seçimlerde MHP ile ittifak yapmayan bir AK Partinin kürt kökenli seçmenlerden daha fazla oy alacağı ihtimali.
Grup toplantısında Bahçeli ve ayakta alkışlandı.
Demek k, MHP milletvekilleri de ittifakın yıkılacağından haberdar idi.
Tayyip Erdoğan ise temkinli konuştu, Uyuşturucu satanları içenleri affedemeyiz.
Ayrıca MHP’nin jestlerini unutmuş değil ve ittifak devam etmeli diyor.
Şimdi ne olacak?
Bir süre önce İYİ Partili bir milletvekili veya yorumcu ‘neden iktidara biz ortak olmuyoruz’ dedi. Acaba oraya doğru bir evrilme olur mu?
AK Partinin meclisteki sıkıntılarını aşarken İYİ Parti destek olur mu?
Meral Akşener’in kısa süre önce Bahçeli ile birlikte söz düellosuna girmesi ve AK Partililerin de ‘Akşener yanlış yapıldı’ demesi bir işaret olabilir mi?
Siyasette gelişme olunca olaylara tersinden bak ve oku denir.
Acaba yerel seçim öncesinde AK Parti ve MHP yeni bir strateji mi geliştirdi?