Şiirlerin ilham perisidir Eylül. Masalsı bir izlenim bırakır. Güz yağmuruyla çiselendikçe yaprak, yumuldukça yumulur annesi ağacın sıcacık koynuna. Eylül pembesi düşlerin okyanusunda yüzdükçe daha bir kanat çırpar mutluluğa...

Kocakarı takvimine göre Eylül ayının ilk haftalarında çıkan ve sonbaharı müjdeleyen Mihrican Fırtınasından mustarip sarı benizli güzel (güneş). Nezleden yataklara düşmüş bu aralar, gözünü açamaz olmuş. Poyraz esintileriyle Karadeniz'e göç eden bıldırcınlar için yöre halkı çoktan pusuya yatmış bile... Baksanıza sezon başında bir iki maç kaybedince hor görülen, şampiyonluk yarışında saf dışı bırakılmak istenen canım Trabzonspor da bırakın bıldırcın avını değil Kartal avına soyundu Pazar gecesi. Beşiktaş'ın hocası Şenol Güneş'in adının kazınıp "Papara Park" kimliğini alan stadyumda 'Fırtına' koptu ki İstanbul beyzadesi tokat manyağı oldu!

Galatasaray ve Rizespor'a yenilince "kolay lokma" olarak görülen Trabzonspor geçen hafta yedi tepeli şehirde Kasımpaşa'yı "Çaylak Fırtınası" ile Marmara'nın serin sularına gömdü, bu hafta da Akyazı'da Beşiktaş'a nal toplattı. Pandora'nın kutusundan çıkan yeni transferler sadece Trabzonspor için değil Beşiktaş, dolayısıyla Şenol Güneş için de birer soru işaretiydi. Nicolas Pepe'nin rol almadığı gala gecesinde, "bulduğu üç pozisyondan biri gol olur" diye lanse edilen Nijeryalı Paul Onuachu ve Fransız ön libero Batista Mendy'nin nasıl bir performans gösterecekleri merak konusuydu. Kısa süreli bir ayrılıktan sonra Trabzon'a dönen Berat Ayberk Özdemir zaten bizden biriydi.

Bjelica'dan denizci tabiriyle "Yelkenler fora!" komutu gelince sahaya çıkan bu futbolcular Akyazı'ya görsel ve işitsel bir estetik kazandırdılar. Sakatlandığına kadar canhıraş mücadelesini bir de golle süsleyen Onuachu ve rakip futbolculara aman vermeyen Mendy'ye hayran kaldım. Şöyle düşünün, bu iki futbolcu sadece takım arkadaşlarına payanda olmadı, kulüp yönetiminin de teminatı oldular. Artık Beşiktaş maçı ve elde edilen üç farklı skor gösterdi ki kartlar yeniden karılıp dağıtılacak ve şampiyonluk yarışında Trabzonspor için bir kulvar daha açılacak. Sevgili rakipler, daha durun! Fırtına'nın bir de İngiliz krallığının asli temsilcisi 'aslan'ı var ki, o aslanı yani Nicolas Pepe'yi de ilerleyen haftalarda süreceğiz sahneye... Siz siz olun boyunuzdan büyük işler karşısında Brütüs rolüne soyunmayın. Hele dört başı mamur Trabzon'a karşı asla! Apışıp kalırsınız, Beşiktaş'ın sözde Trabzonlu, ama açıklamalarıyla aslen diaspora başkanı Ahmet Nur Çebi gibi. Beşiktaş'a bir de tavsiye: "Dersini Almış da Ediyor Ezber" türküsü iyi gider bu mevsimde! Repertuarımızda bir de Kuzeyin Oğlu Volkan Konak'tan "Göklerde Kartal Gibiydim" şarkısı var, Sabahattin Ali'nin muhteşem dizeleriyle büyülü bir atmosfere kapılacaksınız. İlaç niyetine...

BAŞKAN DOĞAN, ŞAPKADAN TAVŞAN ÇIKARDI!

Dünyadaki takımlara baktığımızda İngiltere’de Liverpool, İspanya'da Atletico Bilbao, Barcelona, Arjantin’de River Plate, Türkiye’de tek şehrinin takımını tutan Trabzonspor taraftarı. Bu şehrin 'farklı, büyük' oluşu, 'sevginin de ötesinde, bir sevda, bir aşk' olmasında yatıyor. Sokaklar, caddeler sırtına Trabzonspor forması giyen erkekler, kadınlar ve çocuklarla dolup taştı... Bu kulübüne, başkanına sahip çıkan bir duruşun sokağa yansımasıdır. Yalnız Türkiye'de de değil, dünyada da bir ilki gerçekleştirerek tarihe geçtiler... 42 bine yakın taraftarı tribünde. Tribündeki 40 bin kişinin 100 katı da Türkiye ve dünyaya yayılmış büyük bir sevda bu. Beşiktaş maçından sonra protokol tribününde Bordo- Mavili taraftarlar Başkan Ertuğrul Doğan’a gösterdikleri sevgi selinin yanında kuyruğa girip biran önce onunla sarmaş dolaş olmak istemeleri ve Başkan Doğan’ında aynı özveri, heyecan mutlulukla taraftarla sarmaş dolaş olması onları öpmesi yüzündeki tebessümden belli oluyordu. Bu ne büyük aşk... Bu ne büyük sevda...

Bu satırların yazarı daha çok hangi renkleri sevdiğini cümle alem biliyor. "Bordonun yanına hangi rengi yazmalıyım?" demesinin de çok fazla anlamı yok! Çünkü konu Trabzonspor Başkanı Ertuğrul Doğan’dır. Dış görünüşüne aldanmayın, icraatları ile gündeme geliyor. Transferin bitimine az bir zaman kala üç nokta transfer yaparak hedefi tam on ikiden vurdu. Adeta şapkadan tavşan çıkardı. Mendy ve Onuachu’nun Beşiktaş karşısında ilk kez Papara Park’ta taraftarların önüne çıkan bu iki futbolcu oynadıkları futbol ile herkesin takdirini kazandı. Bu iki oyuncunun ilk kez Trabzonspor formasını giyerek büyük bir resmi maçtaki futbolları ile resital yapmaları tribünleri dolduran herkesi memnun etti. Her iki futbolcunun transferinden Başkan Doğan tam not alırken, Trabzonspor’un "başarı" kelimesiyle nitelendirilebilecek döneminin temsilcisi oldu. Ertuğrul Doğan, Trabzonspor'u umutsuzluğa sürükleyen Agaoğlu Avcı ikilisinin bıraktığı enkazı ortadan kaldıran başkan oldu. Yaptığı nokta transferlerle detayımı ayağa kaldırıp, şampiyonlukta hedefe soktu. Vizyondan düşmüş filmin hoş bir hatırası gibiydi Trabzonspor. Ertuğrul Doğan tekrar Trabzonspor 'u ayağa kaldırmakla kalmadı, rakiplerine de büyük korku salmayı da başardı.

ERİK DALI DEĞİL KOLBASTI ÇALINMALI

Papara Park’ta kazanılan her önemli maçtan sonra oyuncuların orta saha yuvarlağında sıralanıp, taraftarlarında büyük desteği ve katılımlarıyla kolbastı müziği ile oynamaları bir nevi gelenek halini almış, futbolcularla taraftarların birlikteliğini pekiştiren önemli bir unsur olmuştu. Beşiktaş maçı sonrası da galip gelinen her önemli maçta olduğu gibi Trabzonsporlu futbolcular orta sahada toplanmaya başladıkları anda bizimle alakası olmayan, Anadolu takımlarının ayda yılda bir aldıkları galibiyetler sonrası stadyumlarında çaldıkları “Erik dalı” müziği başladı. Bu tarz durumlarda çalınacak parçalar özel, kulübe, kulüp tarihine, bölgeye has parçalar veya kulüp marşı olmalı ki tribünlerin ve camianın bütünleşmesine katkısı olsun. Müzik ve eğlencenin bu anlamda etkisi inkâr edilemez ve bu tarz müzikler başarının tadına tat katar. Tıpkı, Liverpool - You'll Never Walk Alone Ever, Manchester City - Hey Jude gibi insanları eğlendirirken “Biz” duygusunu oluşturup, güçlü hissettirir, aksi halde bugün erik dalı, yarın ağaç kökü, ertesi gün gaydırı guppak Cemile’ye kadar gider…

2010-2011 ve 2020-2021 şampiyonluk sezonlarında stadyumda çalınan kolbastının ortamı nasılda hareketlendirdiğini, taraftarın nasıl mutlu olduğunu hepimiz gördük, yaşadık. Kolbastı artık Trabzonspor’un marşı gibi olmuştur, farklı işlere girişmeye gerek yoktur. Bunu hallettikten sonra sıra gelir Mendy ve Onuachu gibi yeni gelen oyunculara kolbastı öğretmeye. Bu iş için de Faroz mahallesinin kolbastı ustalarından Obuz Erol biçilmiş kaftandır, Eminim ki Obuz Erol ders verme işini seve seve yapacaktır. İş ustasından öğrenilir…

OBUZ, GAMIŞ ORHAN’A DANIŞACAĞIM

Geçen haftaki yazımda, Obuz Erol’un yalanın distribütörü olduğunu ileri sürüp, bayilik dahi vereceğini söylemişti. Obuz’dan kimse bu distribütörlük için talip olmuyor! Ama Obuz bu konuda hiç geri adım atıp, umutsuzluğa kapılmıyor. Antalya’da ikamet eden ve annesinin rahatsızlığı nedeniyle memleketi Trabzon’a gelen Kostantin Temel'i arayarak mahalleye gel bir çay içelim sohbet edelim der. Ben de öğle saatlerinde Faroz’a indim. Kahvenin önüne vardığımda Obuz Erol, Kartal İlyas ve iki arkadaşla ile birlikte bir masada oturmuş herkes kendine okey oynuyorlardı.

Temel ağabey ile bir kenarda oturduk, hem sohbet ediyoruz hem de Obuz Erol’a yalanın distribütörlüğü bayiliği için kimseyi bulup, bulamadığını sordum. Obuz bu konuda ser verip sır vermezken, Kostantin Temel ağabey bombayı patlattı. Obuz’un Antalya’da bu konuda distribütör bulduğunu, birkaç güne kadarda anlaşma yapacağını söyledi. Obuz'a, "Kaç paraya yalanın distribütörlüğünü vereceğini" iki üç kez sormama rağmen, Obuz ser verdi sır vermedi. Sonunda yanına gidip, "Kaç paraya anlaşma yapacağını" sorduğumda, "Bu konuyu danışmanım olan Gamış Orhan’a danışacağım. O ne kadar ücret derse anlaşmayı bu şekilde yapacağım" dedi.

AYAKLARI UĞURLU GELDİ

Erzurum Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Başhekimi hemşerimiz Prof.Dr. Bilgehan Erkut, yıllarca spor camiasının içindedir. Yavuz Selim ve Hüseyin Avni Aker’de saha komiserliği yapan ve sonrasında Antalya’ya yerleşen Temel Karayunus da keza öyle. Antalya'da Taka Gazetesi'nin de temsilciliğini yapıyor. Antalya'dan güzel haberlere de imza atıyor. Temel Karayunus'un lakabı da Kostantin Temel'dir.

İstanbul’da ikamet eden bir diğer hemşerimiz de kardeşim kadar sevdiğim Mehmet Beşel ile Pazar günü Papara Park’ta Beşiktaş ile oynanan derbi maçını izledik. Maçtan önce çoğu futbol otoritesi Beşiktaş'ı favori gösteriyordu. Ama Trabzonspor Başkanı Ertuğrul Doğan, transferin son günlerinde yaptığı çok önemli nokta atışı transferle maçın da Süper Ligi’n de seyrini değiştiren operasyonel bir adım attı. Sonuç da nokta atış, 12'den vuruş transferle Trabzonspor taraftarının ve Beşiktaş camiasının başını döndüren bir sonuç aldık. Ama ben yine de sözümdeyim. Bilgehan hocam, Temel ağabey ve Mehmet kardeşimin ayakları uğurlu geldiğine inanıyorum.