Geçmişte bıldırcın avı, Trabzonluların vazgeçemediği bir hobi ve hatta ekonomik kazanç sağladığı bir etkinlikti.
Her sonbaharda Trabzon üzerinden geçen bıldırcın sürüleri, küçük bir yağmur veya rüzgârlı bir havada yere konar, Trabzonlular da bıldırcınları yakalayıp, yiyecek olarak bunlardan istifade ederdi.
Eskiden o kadar çok bıldırcın yakalanırdı ki kendi ihtiyaçlarını karşılayan Trabzonlular, geri kalan bıldırcınları İstanbul’a ve Avrupa’ya ihraç ederdi. Mesela 1936 senesindeki bir gazete haberine göre Ekrem Ongan Müessesesi, limanda bulunan İsviçre bandralı Vıngalan Vapuru ile Trabzon’dan Hamburg’a 5.000 bıldırcın ihraç etmişti.
Bıldırcın aynı zamanda ekonomik olarak zor durumda olan insanlar için de alternatif bir beslenme kaynağı idi. Yani ete ve balığa para ödemek durumunda olan Trabzonlular, dünyanın en lezzetli etine sahip bıldırcına her hangi bir bedel ödemeden sahip olabiliyordu.
Bıldırcının Trabzonluların gözündeki yerini ifade eden bir yazar şu ifadelere yer vermiştir:
Hemen hemen her yılın bu günleri Trabzon’da rüzgârlı ve yağışlı geçer. Ve bu esiş ve yağış arasında da şehrin dört köşesi bıldırcınla dolar. İşte böyle zamanlarda halk harekete gelir yer yer elektrik altlarında bıldırcın yakalamak için nöbet bekleyenlere, elde fener ve ağlarla Boztepe sırtlarına, Değirmendere düzlerine tırmanan uzananlara rastlanır. Köşe başları bekleyenlerle dolar, sırtlar ışıklara bezenir ve nihayet bu arama ve araştırma havanın kapalı olduğu müddetçe uzar. İlk bakışta ehemmiyetsiz görünen bu iş oldukça kârlıdır da. Şöyle şans yerinde olur da 200 adet bıldırcını yakaladın mı tanesi 4 kuruştan aşağı olmadıktan sonra 7-8 lirayı hak etmiş yani orta halli bir işçinin sabahtan akşama kadar çalışması karşılığında aldığı paranın 5-10 mislini bir iki, saat içinde aldın gittin demektir. İşte bu bundan ötürüdür ki, yılın bu günlerinde tezahür eden bu işe el atmayan bu kervana karışmayan pek az kişi kalır.
Yazarın da ifade ettiği gibi eti oldukça lezzetli olan bıldırcının göç zamanı olan sonbahar da Trabzon’da birçok evde gözler pencerelerde kalırdı. Ellerinde fenerlerle bıldırcın avına çıkan Trabzonlular, hem karınlarını doyuracak hem de para kazandıracak olan bu hayvanı avlardı.
Trabzon halkının geceleri ellerinde ışıklarla bıldırcın avına çıkmalarını adeta fener alayına benzeten bir diğer yazar ise sonbaharda Trabzon’da yaşanan bu durumu şu şekilde yazıya dökmüştür:
Boztepe’nin dün geceki manzarası 30 Ağustos akşamı yapılan fener alayından farksızdır. Bir yabancı bu gezgin, ışıklar hakkındaki tahminlerinde yanılabilir. Biz Trabzonlular yediden yetmişe biliriz ki onlar bıldırcın mevsiminin müjdecisidirler. Bıldırcın mevsimi deyip de geçmemeli. Bütün yıl bugünün gelmesini bekleyenlerin sayısı şehrin nüfusunun dörtte üçünü teşkil eder. Zenginin her gün kasaptan aldığı yağlı et, senede bir defa bu mevsimde fakire gökten gelir.
Günümüzde ev yasakları ve bıldırcın avlayacak alanların yapılaşmaya kurban edilmesi nedeniyle bıldırcın avı azalmıştır. 2019 yılında çıkarılan bir kanunla gece avı hepten yasaklanınca geçmişte şehrin kültürel hafızasına kazınan bu etkinlik de tarihin tozlu raflarına kaldırılmıştır.