Apolas Lermi,
Sitem etti.
Özellikle biz hemşerilerine sitem etti.
*
"Varsa yoksa futbol,
kültür sanat umurlarında değil"
Gibisinden twitter attı...
*
Haliyle de hayli tepki aldı.
Hatta bir gazeteci kardeşimiz köşesinden kendisine,
*
"Trabzon'da sanat,
Senin sandığından hayli etkilidir.
Hatta her gün yayınlanan,
bir gazetenin birinci sayfasından bir karikatür ve her hafta,
tam sayfa yayınlanan bir karikatür ve mizah sayfası varken.



Şiirler ve onca kitaplara
Edebiyat ve sanat eserlerine,
Resim sergilerinden sen bi habersen..."
*
Biliyorum;
Sanatçılar duygusal olur.
Hassas olurlar.
Takdir edilmek onları motife eder.
Apolas Lermi de bunu beklemektedir.
Ama yavaş kaldırıp hızlı vurmuştur.
*
Apolas Lermi,
Yani bizim Tonyalı Abdurrahman Lermi.
Duygusal sesi ve etkili yorumu,
Onu kısa zamanda sevilen ve aranan bir sanatçı yapmıştır ve biz de kendisiyle gurur duymaktayız...
*
Sitemle ilgili kendisini aradım.
Bana verdiği cevapta:
"Zazaca bir müzik yaptım.
Türk /Zaza kardeşliğine katkı anlamında.
Başarılı bir çalışmaydı.
Ama gel gör ki,
Trabzon basınının tek satır yok.
Bu duyarsızlığına içerledim.
Benimkisi bu anlamda küçük bir sitemdi."
Dedi.
*
Evet,
Apolas Lermi bizimdir.
Bizim şehrimizin,
Bölgemizin yanık sesidir.
Onu sevgimizle daha da büyüteceğiz.
Ondan vazgeçemeyiz.
Çünkü derdimiz,
Aşkımız,
Hüznümüz ortaktır bizim.

HUYLUNUN HUYU

Mete Kalkavan
Futbol sahalarının günahkar çocuğu.
Özellikle Trabzonspor'a karşıtlığı ile ünlenmiştir.
***
Adam Trabzonspor Gençlerbirliği maçına verildiğinde Trabzon Basını ve Taka,
"Eyvah Yandık yine!"
"Yine mutlaka bir musibet yaşatır bize bu zevat!" demiştik.
Hiç yanıltmadı bizi.
Aynen yaptı yine yapacağını.
***
Bu her olmaz işte olur,
Sonra gelir birilerinden merhamet diler...
***
Bir Ankaragücü maçı sonrasında da aynı cinayetleri işlediğinde,
"Valla bi kastım yoktu."
"İki gözüm önüme aksın ki yoktu."
"Özür diliyorum..."
"Çok özür diliyorum... "
Diyerek yalvarmaları ona yeniden merhamet kapılarını açtırmıştı.



Ama gel gör ki,
Huylu huyundan vazgeçmiyor.
Borda Mavi gördü mü,
Adamın kimyası değişiyor.
Tekrar sarısı cebinde lacivert bir hal alıyor.
Tükürdüğünü yalıyor.
Trabzonspor'un aleyhine çalıyor da çalıyor...
***
Şuraya bakın;
Gençlerbirliğinin futbolcusu,
Faulle elde ettiği topla gol atıyor.
Gölü atan gelip Trabzonsporlu oyuncudan özür bile diliyor.
***
Bizim şaibeli hakem ne özrü,
"Buz gibi gol" diyor.
Bu cüretkar,
Var'a da gitmiyor.
Ve binlerce taraftar,
Hiç edilen
2 puanın ıstırabına çaresiz seyirci kalıyor...
***
Ey Futbol Federasyonu!
Kaç yüz bin kere yazılacak ki,
Bu zulümler dursun.
***
Kaç milyon kere...
Kaç hafta,
Kaç ay,
Kaç yıllar yazılacak ki,
Bu sesi duyacaksınız.
Bıktık usandık artık...
Yeter be!

TEŞEKKÜRLER KOMUTAN

Bu gün izin sonrası ilk köşe yazımı yazıyordum ki,
Tığ gibi bir adam ziyaretime gelmiş.
Oturduk konuşmaya başladık.
Çorlu'da yaşıyor.
Aslen Sürmeneli.
Memleketten 2.5 yaşında ayrılmış.
***
Trabzon hariç,
Memlekettin pek çok bölgesinde ve
Azerbaycan'da görev yapmış bir Türkiye aşığı.
Güler yüzlü ve kalender bir hemşerimiz.
Emekli Kurmay Albay.


Oğlu KTÜ'yü kazanmış.
Onun kaydı için gelmişler ve sılayı rahim ediyorlar...
***
Beni yazılarımdan,
Karikatürlerimden tanıyormuş.
***
"Her gün mutlaka,
Taka ve
61 Saat'i izliyorum.
3 kere 5 kere bu sitelere giriyorum.
***
Muhteşem karikatürleriniz var.
Paylaşmak istiyorum,
Ama izniniz olmaz diye öylesine bakıp geçiyorum."
***
İşte Türk askeri bu.
Asker ahlakı bu.
Kültürü töresi bu Türkün.
***
O kutsal üniforma insanı önce adam eder,
Sonra da komutan yapar.
Evet,
Ne diyor Metin Komutan,
"İzniniz olmaz belki diye paylaşamadım."
İzin ne demek dostum.
Dükkan senin...

PARİS SEVDİ BİZİ

Sevgili hemşerimiz,
Bülent Cumhur Biliyorsunuz Paris Trabzonlular Derneği Başkanı.
Nazik daveti neticesinde,
Haziran başlarında Paris'te 44. Sergimi açmıştım.
45. Sergimi,
 Yunanistan'da açacağımı umuyordum ki,
Başkan Cumhur Paris'te sergimizi tekrar görücüye çıkartmış.
Çünkü Fransızlar,
Bir milleti kültür ve sanat faaliyetleriyle değerlendiriyorlar.
O sanat maharetleriyle ciddiye alıyorlar.
Onun içindir ki,
Bu gün benim karikatür sergim,
Bir başka gün,
Bir başka sanat insanı hemşerimin resim sergileri Paris'te,
Türklerin prestiji olmaktadır.
Ne güzel demiş Atatürk.
"Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir."
Teşekkürler Başkan Cumhur...

NEYİ SEVDİM
Samsun'da Çiftlik Caddesini,
*
Sinop Gerze'de balık yemeyi,
*
Ayancık'ta  sakin atmosferi ve iskelede balık tutan
Trabzonsporlu Ayancıklıyı.
*
Amasya'da,
Yeşil ırmak kenarında akşam yürüyüşünü ve o muhteşem Atatürk heykelini.
Ve tarihi mekanları...
*
Erzincan'ın Çağlayan beldesini ve Çağlayan Şelalesini ve etrafında öğle yemeğinin keyfini.
*
Erzurum'da dadaşın Trabzonluya olan sevgisini sevdim.

 FIKRA


Tren Yolcuları
Biletçi kompartımana girer:
- Biletleriniz.
Pencere yanında göbekli adam bir kart uzatır
- Milletvekili, der.
Karşısındaki:
- Bakan, der.
Köşede oturan sıska adam da cebinden biletini çıkarıp:
- Seçmen, der.