Türkiye’nin köklü siyasi hareketlerinden biri Demokrat Parti ve Doğru Yol Partisidir.
Bugünki sağ siyasi yelpazeye baksanız içinde bu hareketten gelmeyen isim yok gibidir.
27 Mayıs 1960 darbesinin 58. yılını geride bıraktığımız şu günlerde bu hareketten gelen kimi partili, kimi iş ve spor adamı isimlerin iftar davetine katıldım.
Özdemir Kasap’taki iftarda DYP’nin eski il ve Merkez ilçe Başkan ve yöneticileri de vardı.
Bu hareketin saygın isimlerinden Bekir Bülbüloğlu geçen yıl katılamadığı iftara bu yıl katıldı.
Bülbüloğlu sağlık sorunu yaşadı ancak şimdi kilosu da formu da gayet yerinde sağlığı da iyi.
Doğruyol Partisi’nin ağır topları Av. Ali Sürmen, Halit Karabina, Süleyman Aydoğdu gibi ömrünü siyasete veren isimler de oradaydı.
Süleyman Aydoğdu siyasete İYİ partide devam ettiğini ve mutlu olduğunu söyledi.
Mimar Ziya Usta’nın organize ettiği yemeğe katılım iyiydi.
Bu hareketin içinden doğan AK Partili Yomra Belediye Başkanı İbrahim Sağıroğlu da vefayı unutmadı.
Sağıroğlu söz aldığında ‘Dava arkadaşlarım’ diye başlaması dikkat çekti, alkışlandı.
Şu bir gerçek,
Geçmişte siyasette en büyük tartışmalar bürokrat atamalarında olurdu ve tatlı idi.
Bugün siyasette çok farklı kavgalar var.
Koltuk kavgası siyasetin tadını kaçırıyor.
Mutlaka ben olmalıyım.
Masadaki Demokratların nabzını ölçtüm, kime oy verecekler diye.
Tayyip Erdoğan’a verecek olan var.
Çetin Bayrak ekmeği eline aldı ve şunu söyledi: ‘Şu ekmek hakkı için, Hüseyin Örs’ün bu masadaki herkeste emeği var.
Gece 3’te Çiller’in afişlerini asarken kulağıma; ‘Arkadaşlar yemek yemedi, götüreyim de çorba içsinler’ diyen birisidir.
Onun için bu masadaki herkes onun için bir şey yapar.’
İftar yemeğinde Bekir Bülbüloğlu’nun duygulandığını da farkettim.
Bülbüloğlu, Doğru Yol Partisi il başkanı iken iki kez partisinden milletvekili adayı olmuş fakat meclise gidememişti.
Siyaette bu, şans işidir.
Trabzon’da onca yıl uğraşan ama seçilemeyen nadir isimlerden birisi o diğeri ise Dursun Ali Düzenli’dir.
Erol Emral’ı da unutmayalım.
Hak ettiler ama milletvekili olamadılar.
Bülbüloğlu, ‘Beni çok mutlu ettiniz’ dedi.
Davette genel bir anlayış ve mesaj olarak şunu gördüm:
Siyasetin yapılmadığı anda bile dostluk devam ediyorsa en güzeli bu.
Özdemir Kasapta kim yoktu?
Mustafa Çam’ın yokluğu hissedildi.
Kaşüstü’nü imar eden adam geçirdiği kazanın ardından Ankara’da.
GATA’da yattı ve şimdi evde.
Yine rehabilitasyon merkezine dönecek.
Artık gideni tanıyor ve göz ucu ile gazete bile okuyabiliyor.
Oğlu Emrah Çam’a,  Başkanın arkadaşı kardeşi olarak teşekkür ediyorum.
ABD’den doktor ve ilaç getirdi ve babasının hayata tutunmasına yardımcı oldu.
Allah Şifa versin.
Allah bir sonraki iftarda da ekibi bozmayıp Mustafa Çam’ı da ilave etsin.