Türkiye İstatistik Kurumu‘nun (TÜİK) açıkladığı işsizlik rakamlarına bakılırsa çalışabilir nüfusun nerede ise yarıya yakını işsiz geziyor.
Resmi kayıtlara göre 3 milyon 443 bin işsiz var.
Yani nüfusun yüzde 10,7’ü işsiz.
14-24 yaş aralığındaki genç nüfusun yüzde 21’i,
15-64 yaş aralığındaki nüfusun yüzde 11’i işsiz.
Üretime katkısı yok.
Hazır yiyor.
İşgücüne yani üretime katkı sağlayanların sayısı 1 milyon 239 bin kişi artarak 32 milyon dolayında olduğu tahmin ediliyor.
İŞKUR 2017 yılı içerisinde işe yerleştirdiği 1 milyon 39 bin 481 kişiyle.
Trabzon’da bu rakam9 bin 700 kişi oldu.
Hedef 11 bin.
İş gücüne katılma oranında ilginç sonuçlar var.
Erkeklerde 0,7; kadınlarda ise 1,3 puanlık artış yaşandı.
Kadınların işe yerleştirilme oranı yüzde 41oranında artmış.
230 bin kadın bu yıl içerisinde işe yerleştirildi.
Yani her yere kadın eli değdi.
İŞKUR işe yerleştirmelerde proje üstüne proje üreten bir kurum. Yıl içerisinde istihdama büyük katkı sağladı.
Adeta dev bir sanayi kuruluşu gibi binlerce insana iş imkânı sağladı.
Önceki yıllarda fazla bir başarısı olmayan ancak son yıllarda güzel hamleler yapan İŞKUR adeta dar gelirlinin, fakirin umut kapısı oldu.
En çok insan yoğunluğunun yaşandığı kurum oldu.
İŞKUR proje kapsamında Türkiye genelinde olduğu gibi Trabzon’da da binlerce kişiye evlerine sıcak aş, ekmek getirme imkânını sağladı.
Tencereler kaynamaya başladı.
İşsizliği önleyip üretime kattılar.
Ancak;
İŞKUR’da proje sürelerinin 3 ay gibi (78 gün) kısa süre tutulması ve projeden sonra 3 ay dinlendirilmesi şartı ağır geliyor.
Bir anneyi düşünün. Çocuğuyla ayakta durmaya çalışan bir anne. 3 ay İŞKUR’un projesinde çalıştırıldıktan sonra işten çıkarılarak 3 ay dinlendirilmesi yeni mağduriyetlerin yaşanmasına neden oluyor.
Zaten verilen asgari ücrettir.
Yoksulluk sınırının5 bin 105, açlık sınırının1.536,bekâr bir çalışanın aylık yaşama maliyetinin 1.948 lira olduğu bir ülkede, asgari ücretle bir ailenin nasıl geçineceğini siz düşünün.
3 aylık çalışma süresi en az bir yıla uzatılmalı.
İşe yerleştirilmelerde ihtiyaç sahipleri ile bankamatik işçileri olarak iyi ayırt edilmeli.
Siyasi gücün değil, ihtiyaçlının hakkının korunduğu adalet getirilmeli.
Sınıf ayrımı yapılmamalı.
İş kanununda ağır ve riskli işlerde çalıştırılamaz şartına karşı özellikle bayanların okul camlarına örümcek kadın gibi sarkıtılmalarına müsaade edilmemeli.
2019 seçimlerine hazırlanan AK Parti hükümetinin, yaklaşık 900 bintaşeron işçilere verdiği devlet kadrosunun aynısını veya bir benzerini deİŞKUR çalışanlarına vermeli.
Hükümet zenci- beyazayrımı yapmamalı.
AK Parti sosyal devlet anlayışının hükmünü yerine getirmesi için adaleti tesis etmeli.
İyi bir hafta geçirmeniz dileğiyle…