İktidar partisi AK Parti ile MHP bir taraf, CHP ve diğerleri başka taraf.
16 Nisan’daki referandum için kamuoyunu etkilemeye çalışıyorlar.
Bir taraf Evet’ci, diğer taraf Hayır’cı
Anayasa değişikliği ve başkanlık sistemini kimileri iyi diyor, kimileri kötülüyor.
Kimileri rejim değişiyor, iktidar sistem değişiyor diyor
Her ne kadar vatandaşın oy rengi şimdiden belli olsa da kararsızların da var olduğu bir gerçek.
Şöyle geriye doğru bir uzanalım.
Türkiye’nin parlamenter sisteme geçtiği günlere.
Neler yaşandı,
Cumhuriyettin günümüze Cumhurbaşkanı-Başbakan ilişkilerine.
Küçük bir araştırma yaptığımızda bugüne kadar Cumhurbaşkanı ve başbakanların tamamına yakınının birbirleriyle yetki çatışması yaşadığını görürüz.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk ile Başbakan İsmet İnönü arasında çok belirgin durumda yetki çatışması yaşamış.
Atatürk, Başbakan Ali Fethi Okyar ile takriri sükûn kanunu sebebiyle ters düştüğünü görüyoruz.
Sonra Cumhurbaşkanlığı makamına İsmet İnönü oturmuş. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ile Başbakan Recep Peker arasında hükümet işlerinde çatışma yaşanmış.
Aynı İsmet İnönü, başbakanlığa getirdiği Trabzonlu Hasan Saka ile CHP yönetimiyle ters düşmüş ve Saka iki aylık başbakanlıktan ayrılmak zorunda kalmış.
Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, başbakanlığa getirdiği Şemsettin Günalta ile arasında yine CHP tarafından devrimlerinden taviz vermemekle suçlanarak kargaşa çıkarılmış.
Ve 1980 sonrası
Türkiye’ye bir döneme Başbakan olarak damga vuran ve daha sonra Çankaya Köşkü’ne çıkan Turgut Özal ile Başbakan Mesut Yılmaz arasında sürekli tartışmalar yaşanmış. 1991-1999 yılları arasında iki yıl ve üç kez başbakanlık görevinde bulunan Başbakan Mesut Yılmaz ile Cumhurbaşkanı Turgut Özal arasında sürekli çatışma yaşanmış.
Turgut Özal’ın Cumhurbaşkanlığını, gayri meşru ilan eden Başbakan Süleyman Demirel, “O şişko adamın ayağına gitmem” diyerek kriz yaşanmış.
Aynı Baba Süleyman Demirel Cumhurbaşkanı Çankaya’da otururken başbakanlığa getirdiği Tansu Çiller ile ters düşmüş ve koltuğunu kaybetmiş.
Kavgalar bunlarla da kalmamış.
Anayasa Mahkemesi Başkanı iken bir anda kendini Köşkte bulan Ahmet Necdet Sezer, kendini bu ulvi makama getiren Başbakan Bülent Ecevit’e Anayasa kitapçığını fırlatması ülkeyi siyasi gerilime sürüklemiş ve döviz bir anda tarihi rekora fırlamış.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan göreve getirdiği Ahmet Davutoğlu’nu bir gecede görevden alması siyasi istikrarsızlığa yol açmamış mı?
Uzun lafın kısası Cumhuriyetten bugüne Cumhurbaşkanlarının çoğu ile başbakanlar arasında çatışma yaşanmış.
Cumhurbaşkanlarının önemli kısmı veto yetkisini kullandığı için hükümetlerle gerilim ve krizler her dönem yaşanmış.
Demek ki mevcut yapı, Cumhurbaşkanı ile Başbakanı çalıştırıyor.
O halde aklın yolu bir.