15 Temmuz darbe girişiminden sonra kamu kurumlarında başlayan ayıklama ve iş dünyasındaki operasyonlar devam ediyor.
 
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “At izi ile it izi birbirine karıştı” söyleminin ardından paralel yapıyla ilgili mücadelede daha temkinli davranılmaya başlandı.
 
Çünkü doğru veya yanlış olduğuna bakılmaksızın, hatta detaylı araştırma yapılmaksızın her gelen ihbarı dikkate alıp çok sayıda isim gözaltına alınmış. Yapılan sorgulama sonunda bir çokkişinin serbest bırakıldığını gördük.
Şimdi daha temkinli ve sağlam gidiliyor.
Doğru olan da budur.
 
Devletin ve hükümetin paralel yapıyla ve diğer terör örgütleriyle mücadelesinde ne kadar kararlı olduğunu bugün daha iyi görüyoruz.
 
İçerde paralel yapılanma ve bölücü terörle mücadele, sınır ötesinde Fırat Kalkanı Operasyonu ve Türk Silahlı Kuvvetlerin Başika Kampına konuşlanması, Musul’a 12 Km mesafeye kadar ilerlemek devletin kararlılığını bir kez daha gözler önüne serdi.
 
Türkiye içerde ve dışarda terör ve bağlantılarıyla mücadelesini sürdürürken diğer taraftan köklü siyasi değişimlere gidiyor.
 
Anayasa ve Başkanlık sistemi ile ilgili çalışmalar sürüyor.
Yani Türkiye yeni bir siyasi sürece giriyor.
 
Devlet paralel yapılma mücadelesini başlattığı kamu kurum ve kuruluşlarında ince eleyip sıkı dokumaya devam ediyor.
 
TSK’da, Emniyette, Sağlıkta, Milli Eğitimde, Üniversitelerde yani devletin her kademesinde operasyonunu sürdürüyor.
 
Ama olayın siyasi boyutuna henüz girilmedi.
Yani bu operasyonun bir de siyasi boyutu var.
Ak Parti’nin içinde var olan ancak kendini kamufle eden bir çok siyasetçi var. Teşkilatlardan tutun da bakanlıklara kadar uzuyor.
 
Bir milletvekilinden ciddi bir iddia var,
“AK Parti milletvekilleri arasında 80’e yakın milletvekili bylock kullanıyor. 4 de bakan. Bu isimleri devlet biliyor”
 
O zaman akla şu geliyor,
Olası erken seçimde bu milletvekillerin yarısı belki de tamamı listeye giremeyecek, yani yeni dönemde olmayacak. Olamayacağı gibi belki de adalete teslim edilecek.
 
O zaman ocak ayında TBMM’ye gelecek Anayasa değişikliğine “evet” diyecekler mi?
Demezler.
Demek ki anayasa değişikliği ve başkanlık sisteminde AK parti milletvekili sayısı olan 317’yi banko göremez.
 
AK Parti içinde “Hayır” oyu vereceklerin sayısı bir hayli fazla olduğu akla gelir.
Aslında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin anayasa değişikliğiyle ilgili, Meclis’in ve Türk milletinin kararını saygıyla karşılayacaklarını söylemesi başkanlık sistemine yeşil ışık yaktığı anlamı taşımamaktadır.
 
Her zaman söyledim yine de söylüyorum
Türkiye Cumhuriyeti’nin öncelikli sorunu Başkanlık sistemi değildir ama paralel yapılanmanın siyasi kanadının temizlenmesi ancak erken seçimle olur.
Ama AK Parti bu işi en az zararla nasıl atlatabilirimin önce onun hesabını yapıyor.