Avukat  Hasan Oymak, Ankara’nın önemli hukukçularındandır. Ailemizin de özel avukatıdır. Hukukçu olmasına rağmen ”Siyasal İletişim” alanında doktorasını yapıyor. Denizli siyasetinde de önemli aktördür.

Önceki akşam, ailece Ankara Gölbaşı-Mogan Parkı’na davet etti, gittik... Dinleme, piknik ve eğlence gibi ortamlarda ev sahipliği yapan Mogan, yaklaşık 655 bin metre kare alan üzerinde bulunuyor.

Belediye önünde başlayıp Vilayetler Evi’ne kadar uzanan ve Haymana yolu üzerinde devam eden sahil mükemmelin ötesinde.

Kafeler, restorantlar ve eğlence merkezlerinin yanında, göl kenarında yürümek, havayı teneffüs etmek, Ankaralılar için ayrıcalıklı bir yer oldu. Belediye başkanı Ramazan Şimşek ve ekibini kutluyoruz.

Söğüt alt Tesislerine uğradık. Güzel bir yer. Çalışanlar özverili ve güler yüzlü. Müşteri kitlesi kaliteli. Trabzonlu Sanatçılarımızdan Necati Tüfekçi ile Murat Çakmak,FORA OFFİCİAL” gurubu kemençe ve gitar eşliğinde söyledikleri Karadeniz türküleri ile müzikseverleri coşturdular. Haftada bir Salı günü akşamları program yapıyorlar. Hem ezgileri, hem de şarkıları mükemmeldi..

Sevgili okurlarım; kemençe sesi öyle bir sestir ki,  duyduğunuz anda sizi alır, Kaçkar’ın yüce tepesine, Ayder’in muhteşem manzarasına, Karadeniz’in eşsiz benzersiz güzelliklerinin içine götürür. Karadeniz’in hırçın ama sevecen denizine çeker sizi.Necati ile Burakikilisi savurdu bizi yaylalara…

Nerede, hangi durumda olursanız olun, o an aklınıza tek bir yer gelir. Güzelim Karadeniz..O yer özlemdir. Özlemin adresi Trabzon’ dur, Rize’dir,Artvin’dir,dahası Karadeniz’in her yeridir.

O özlemin adresi, Tulumdur, Kemençedir. Yeşil ile denizin büyülediği yerdir. Ayder’dir. Uzungöl’dur, Kaçkar, Sultan Murat’tır. Lahanadır, turşudur, mısır ekmeğidir.

Hele de Karadeniz’den uzak yaşıyorsanız kemençenin sesini duyduğunuz anda içinizde bir sızı, burnunuzda memleket özlemi tüter.

Sizin için o sesin adı özlemdir, hasrettir, duygudur, umuttur, doğup büyüdüğünüz yerdir, memlekettir, ana kucağıdır, baba ocağıdır. İlk sevdanız, ilk bakışınızdır.

Hayallerinizi yüzdürdüğünüz göllerdir, ayrı kaldığınızda özlediğiniz yayladır, mezradır, siyah üzümdür, incirdir, kara lâhanadır, muhlamadır, billur gibi akan derelerdir. Kırmızı benekli alabalıktır, tarihtir, çınardır.

Sağlığında kıymetini bilmediğimiz, yokluklarında hasret çektiğimiz anadır, babadır. Trabzon lastiği ve yamalı pantolonla gezdiğimiz köydür. İlk âşık olduğum, onu uzaktan gördüğümde kalbimin fırladığı, ayaklarımın titrediği, dilimin tutulduğu kara sevdamdır,

Aynı duyguları yaşar mıyız bilemem, ama kemençe sesi benim içime işler, duyduğumda bana “sen benim memleketimdensin” der, ayrı bir aitlik ve kültür içinde olduğumu hissettirir.

Mevsimler en güzel yaylalarda somutlaşır; kışın beyaz perdeleri, baharın mis kokan çiçekleri, yazın serin temiz havası, son baharın mahmurluğu daima bambaşka yaşanır.

Aynı gökyüzünün altında farklı iklimler barındırır. Göçmen kuşların eşsiz misafirhanesidir gökyüzünün altındaki yaylalar.

Nasılda kışkırtıcıdır bir ucu gökte bir ucu yerde davetkâr duruşuyla. Renk cümbüşüyle en beklemedik zamanlarda yeryüzüne gökyüzünden sesiz bir ihtişamla kurulduğu manzara ilaç gibi gelir ruhumuza.

Bütün Karadeniz’e kucak dolusu sevgiler…