Rizespor'un küme düşmesine fena halde üzüldüm.
Öyle üzüldüm ki, Trabzon'a duydukları nefrete,
Yaptıkları küfürlere aldırmıyorum bile.
*
Çünkü zorda olan Rizesporlular Trabzon’dan bir katkı beklemeleri çok doğaldır.
İşte onların canının yanmasına Trabzon'un mani olmaması,
Bana göre olamaması,
Kasıtlıymış gibi algılandı ve öfkeli tepkiler yaşanmaktadır...
*
Efendim,
"Rize spor esnafından koptu.
Seyircisinden koptu.
40 ortaklı bir şirkete dönüştü.
Rizeli neredeyse top yekun Fenerbahçeli oldu. "
*
Bunların tümü doğru olsa da,
Bu aşamada tartışılması gereksiz.
*
Ama Rizespor'un küme düşmesi,
Trabzonspor'un Bursaspor'a  evinde yenilmen ile gerçekleşiyorsa.
Kayseri spora yenilmesiyle Kayseri spor ligde kalıyorsa.
Rizeli buna olumlu bir anlam yüklemez,
Yükleyemez.
*
Öğrendiğim kadarıyla Rizespor ve Trabzonspor Hocaları birbirlerine acayip gıcıkmış.
Oysa Trabzon Rize kardeşliğinin gidişatı,
Hocaların  inisiyatifine  bırakılamamalıydı.
*
Rizespor Küme düşer ve her zaman olduğu gibi yine çıkar.
Bunlar normaldir.
Ama bu tür mevzular toplum hafızasından kolay kolay silinmez...

PARİS ANLAŞMASI NEYİ HEDEFLİYORDU?

Küresel ısınmayı 2 derecenin altında tutmak.
*
Sıcaklık artışını 1.5 derecenin altında tutmaya çalışmak.
*
Zengin ülkeler 2020'den sonra 100 milyar dolar ödeyecek.
Bu miktar 2025 yılından sonra arttırılacak.
*
Gelişmiş ülkeler sera gazını emisyonlarını azaltmaya yönelik çalışmalara öncülük edecek.
*
Gelişmekte olan ülkeler ise, emisyonu azaltmaları konusunda teşvik edilecek.
*
Emisyon hedeflerine bir an önce ulaşılacak.
*
2050 yılından sonra hızlı emisyon azaltılmasına gidilecek.
*
Gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelere destek verecek.
*
Başka ülkelerde gönüllü olarak maliyet paylaşımına çağırılacak.
*
Süreç her 5 yılda bir gözden geçirilecek ve ilk rapor 2025 yılında yayınlanacak.
*
Her rapor önceki süreçle kıyaslanacak ve sonuçları değerlendirilecek.
*
İklim değişikliği nedeniyle kayıp yaşayan ülkeler incelenecek ve bu ülkelerin kayıpları minimuma indirilmeye çalışılacak.
Evet rapor bu.
Öyle ahım şahım bir rapor değil.
Hatta buradaki taahhütlerin pek çoğu tutulmayacağı zaten çok belliydi.
Ki tek başına dünyanın ısınmasına sera gazlarının dünyanın başına bela olmasında en büyük çorabı ören Amerika çark etti.
Bu ne demektir.
Yaşasın açlık!
Yaşasın savaşlar!
Yaşasın ölüm!
Ve yaşasın kıyamet! Demektir.

KTÜ ANKARA'NIN DOĞUSUNDAKİ İLK ÜNİVERSİTEDİR

KTÜ Mühendislik Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Tevfik Küçükömeroğlu ile KTÜ'yü konuştuk.
Çok başarılı sayılacak performanslardan bahsetti.
Tabi eksiklikler de yok değil.
Fakat eksikliklerin bilinmesi, yapılacak hamleler konusunda avantajlar sağlıyor.

Prof. Küçükömeroğlu,
"Biz KTÜ olarak ARGE Üniversitesi olmak istiyoruz.
ARGE  Üniversitesi her yönüyle çok önemli bir fırsat.
YÖK, 5 olan ARGE Üniversitesi sayısını 10'a çıkartacak.
KTÜ olarak biz ilk 25 arasında yer almaktayız.
YÖK bizden 7 hazirana kadar bir rapor istemektedir.
Tabi dediğim gibi hedefimiz ilk 10'da yer almaktır.
*
Bunun çok önemli artıları olacaktır.
Bunlardan birisi, ekonomik bütçe artışı,
Personel istihdamı,
Ve nitelikli personeldir.
*
Harun Bey, kurumlar bilirsiniz piramidi andırır.
Taban kısmı geniş, yukarı çıktıkça daralır.
Ama maalesef bizde durum piramit olmaktan çıkmış vaziyettedir.
Mesela 10 prof var ise 100 araştırma görevlisi olmalıdır.
Ancak bizde araştırma görevlileriyle poflar eşitlenmiş gibidir.
Ayrıca araştırma üniversitesi olmak saygındır.
*
Öğrencilerimize gezin diyorum.
Gezin, görün, öğrenin...
Farkımız nedir değerlendirin.
Göreceksiniz ki, KTÜ diğer üniversitelerden çok daha iyi durumdadır.
*
KTÜ Türkiye'de kurulan 5.
Ankara'nın doğusunda ise kurulan ilk Üniversitedir.
KTÜ Mühendislik fakültesi KTÜ' nün lokomotifidir.
 *
Temel Bilimler maalesef performansımızı aşağıya çekiyor.
Mezunların iş bulma sorunu tercihleri olumsuz etkilemektedir.
*
Temel Bilimlerden Fizik bölümüne 15 kişilik kontenjan verilmiştir.
 Akademisyen sayısı ise 17 olup, bunların 8'i prof.
Şimdi bu şu demektir.
Öğretim görevlisi sayısı öğrenciden fazla ve her öğrenci birebir öğrenim görecektir..
Bu, tercihler yapılırken gözden kaçmaması gereken bir büyük avantajdır.
*
KTÜ'de bir öğretim görevlisine 46 öğrenci düşerken bazı üniversitelerde bu oran 1'e 100 oranına kadar çıkmaktadır.
Oysa en ideali, 1 öğretim görevlisine 22-26 arasında öğrenci düşmesidir.
*
İşte o bakımdan Öğrencilerimizin Fizik Bölümünü tercihleri mükemmel yetişmelerini sağlarken,
Yan dal ve çift dal yapmalarına olanak sağlayacak,
Böylece asıl okumak istedikleri bölümü de okumuş olacaklardır.
*
Gençler maalesef, kendilerini ve meslekleri tanımıyorlar.
Haliyle rol/model kavramına göre seçim yapıyorlar.
Ama bu tür tercihler çoğu zaman isabetli olmamaktadır.
*
Bana göre üniversiteler bilgiye dayalı sınav yapmamalıdır.
Yeteneğe göre sına yapılmalıdır."
Şeklinde açıklamalarda bulundu.
*
Evet, KTÜ ardı ardına katıldığı bilim fuarlarında birincilikler kazanıyor.
Gurur duyuyoruz.
Son başarıları da KTÜ İnşaat Fakültesinin elde ettiği dünya birinciliği.
Mutlu olmamak,
Umutlanmamak, mümkün mü...

HAKARETİN BEDELİ

Güya tarihçi.
Güya adam.
Televizyon programında Atatürk'e ve annesine en çirkin küfürleri sallıyor...
Toplumda infial oluyor.
Bu zevatın adı Süleyman Yeşilyurt,
12 Mayıs'ta güya tutuklanıyor.
Güya yargılanıyor.
Güya adalet yerini buluyor.
Ve güya suçsuz bulunuyor ve 20 gün sonra serbest.
*
Aklıma bir fıkra geldi.
Adam Hoca Nasrettin'e küfreder.
Hoca kadıya şikayet eder.
Kadı küfürbaza on para ceza keser.
Hoca ,
Kadı efendi küfrün cezası bu kadar mı? diye sorar.
kadı,
 Evet der Hocaya.
Hoca da kadıya on para verir ve kadıya küfrü basar.