ÖĞRETMENİN PERFORMANSI DÜŞÜKSE…

Milli Eğitim Bakanlığının en güncel konularından biri, öğretmen performansının değerlendirilmesi olmaya devam ediyor. Henüz bir netlik yok. Eğitimin paydaşlarının eğitimde söz sahibi olmaları gerekir. Bakanlık sanıyorum bu fikirden hareketle böyle bir uygulamayı başlatmaya karar vermiştir. Kararın iyi niyetli olmadığını söylemek haksızlıktır. Ne var ki, böylesi önemli bir yeniliğin, daha geniş bir toplumsal mutabakatla uygulanmasının daha bilimsel olacağı kuşkusuzdur.

Diyelim ki, öğretmenin performansı düşük çıktı. Ne olacak? Efendim performansı düşük öğretmen hizmet içi eğitime alınacak. Bu daha büyük bir yanlış. Çünkü hizmet içi eğitimin bir ‘ceza’ olarak düşünülmesi, eğitimin doğasına hiçbir şekilde uygun düşmez. Hizmet içi eğitimi zaten ‘angarya’ olarak kabul eden öğretmene siz bunu bir ceza olarak verirseniz, öğretmenin performansını yükseltmez, düşük olan moralini daha da düşürürsünüz. Herhalde hiçbir yetkili, öğretmenlerin moralini düşürmek amacıyla böyle bir yeniliği yapmayı düşünmüyor. Öte yandan performansı düşük öğretmene herhangi bir yasal yaptırım uygulama imkânı olmadığına göre, bu uygulama birkaç uygulamadan sonra ‘formaliteye’ dönecektir. Bunun da hiç kimseye bir faydası olmayacağı açıktır. Bizim ülkemizde “ömür boyu memuriyet” gibi hiçbir gelişmiş ülkede olmayan bir memuriyet politikası varken, öğretmenin performansını nasıl değerlendirirseniz değerlendirin, öğretmenin kalitesini artırmaya katkı sağlayamazsınız. Evet, çalışanla çalışmayana ayırt etmek gerek. Ama bizim sistemimizde böyle bir mekanizma yok, bu uygulamanın da böyle bir işlevi maalesef yoktur.

Öğretmenlerin en önemli sorunu, motivasyonlarının düşük olmasıdır. Motivasyonu yükseltmek için öğretmenlerin önemsendiklerini ifade eden bazı uygulamalar hayata geçirilebilir. İl yöneticileri öğretmenleri her buldukları yerde onlara nutuk atmak yerine, öğretmenleri merkeze alarak, onların önemsendiklerini ortaya koyan ilişki biçimleri öğretmenlerin motivasyonlarını yükseltmeye yarayabilir. Milli Eğitim Sisteminde öğretmenlerin temel unsur olduklarını kabul ediyoruz da bu temel unsurun önemsenmesinin,  sistemin başarısının anahtarı olduğunu göz ardı ediyoruz. Motivasyon öğretmenlerin başarısının temel aracıdır. Kişi bazen başarısını görerek de motive olabilir. Bu açıdan öğretmenlerin performanslarının değerlendirilmesi işe yarayabilir. Ama böylesine yeni bir uygulamayı hemen uygulamaya geçirmek, öğretmenin düşük motivasyonunu daha bir düşürecektir.

Böyle bir yeniliği yapmadan önce Milli Eğitim Bakanlığı, Milli Eğitim Şurası’nı toplayıp,  bu uygulama burada tartışılabilirdi. 28 Şubat öncesinde 8 yıllık kesintisiz zorunlu eğitim uygulamasına geçebilmek için zamanın Milli Eğitim Bakanı, derhal Milli Eğitim Şurası’nı toplayıp, bu toplantıdan çıkardığı kararlar doğrultusunda kesintisiz zorunlu eğitime geçmişti. Bu uygulama hiç olmazsa biçimsel olarak ‘bilimsel’ bir temele dayanıyordu. Bugün aynı uygulamayı yaparak, eğitim sisteminde düşünülen bu yeniliği uygulamaya koymak, daha kolay ve kabul edilebilir olur.
Performansı düşük öğretmen, sadece öğrenci ve veli nezdinde değersizleşecek gibi görünüyor…