Prof. Dr. Abdulvahit İmamoğlu'nun Köprübaşı'yla ilgili olarak kaleme aldığı ikinci kitap "Trabzon Köprübaşı'ndan Anadolu'ya Eğitim ve Kültür Elçileri" isimli eserdir.
Bu kitap merhum Enver Nuri Yazıcı ile merhum Mehmet Uzun ortaklığıyla kaleme alınmıştı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin (aslen Köprübaşılı olan Ekrem İmamoğlu'nun) katkılarıyla basılmıştı bu kıymetli eser. Kitap "Giriş, Köprübaşı ve Eğitim, Köprübaşı Kültürüne Katkı Verenler" adlı üç bölümden meydana geliyordu. Söz konusu kitap bugüne kadar Köprübaşı'yla ilgili kaleme alınan en kapsamlı eserdi. Eserde başta Köprübaşı'nın kültürel değerleri olmak üzere, bu ilçede yetişen birbirinden değerli eğitimcilere (öğretmenlere), şair ve yazarlara yer verilmektedir. Kitabın hazırlanma sürecinde merhum İmamoğlu beni de aramış, kitapla ilgili bilgiler vermiş, benim görüşlerimi sormuş, sonra da kitaba koymak üzere benden güncel biyografimi istemişti. Kitabın "Köprübaşı'ndan Yetişen Şair ve Yazarlar" kısmında 563-585. sayfalarında (11 sayfa) biyografime, eğitimciliğime, Köprübaşı'yla ilgili kaleme aldığım bir şiirime, yine Köprübaşı'yla ilgili deneme türünde kaleme aldığım bir yazıma ve bugüne kadar aldığım 183 ödüle yer vermişti. Bu jesti beni çok mutlu etmişti.
Prof. Dr. İmamoğlu'nun kaleminden "İman ve Aksiyon Adamı Mehmet Akif"
Merhum Abdulvahit İmamoğlu'nun Mehmet Akif'e olan ilgisi ve sevgisi her şeyin fevkindeydi. O, Mehmet Akif Ersoy'un, dünya nimetlerini elinin tersiyle itip her meselede İslâmî tavır takınmasına ve her ne pahasına olursa olsun elif gibi dimdik duruşuna hayrandı.
O, Mehmet Akif'le ilgili olarak "İman ve Aksiyon adamı Mehmet Akif" adlı bir de biyografi kitabı kaleme almıştı. 231 sayfalık söz konusu eser Ravza Yayınları arasında okuyucusuna ulaşmıştı. Söz konusu kitap iki bölüm olarak düzenlenmişti. Birinci bölümde "Akif'in Dinî Hayatı", ikinci bölümde ise "Akif'in İslâm Dinine ve Müslüman'a Bakışı" ana başlıkları yer alıyordu. İlk bölümün alt başlıkları "Dinî Hayatını Besleyen Kaynaklar", "Dinî ve Ahlâkı Hayatı", ikinci bölümün alt başlıkları ise "Kur'an ve Sünnet Anlayışı", "Müslüman ve İnanan İnsan", "Akif'in Din Görevlilerine Bakışı", "Akif'in Hıristiyanlığa Bakışı", "Akif''te İslâm Birliği İdeali" şeklinde sıralanıyor. Kitap "Sonuç" ve "Kaynaklar"la bitiriliyor.
Araştırmacı, akademisyen ve yazar Abdulvahit İmamoğlu "İman ve Aksiyon Adamı Mehmet Akif" adlı kitabının hazırlanmasında izlediği yolla ilgili olarak "Önsöz"de şunları söylemekteydi: "Biz bu çalışmayı gerçekleştirirken malzeme olarak daha çok şairin meşhur eseri Safahat'ı esas almış bulunuyoruz. Bunun dışında şairin Sırat-ı Müstakim ve onun devamı olan Sebilü'r-Reşat dergilerindeki çeşitli yazıları, Safahat dışında kalan şiirleri, zaman zaman değişik camilerde verdiği ve basılmış olan mev'izeleri ve Kur'an'dan tercüme edip yorumladığı birçok ayetleri de değerlendirmeye almış bulunuyoruz. Bu arada şair ile uzun zaman dostluk kuran veya onun hayatını yakından tanıyan dostlarının kendisi hakkında yazdıkları kitap ve diğer yazılardan büyük ölçüde yararlandığımızı belirtmeliyiz. "
Merhum Prof. Dr. Abdulvahit İmamoğlu hocamız ismiyle müsemma bir insandı.
Din psikolojisi alanında çok önemli bir akademisyen olan Prof. Dr. Abdulvahit İmamoğlu, bir süreden beri hastalıktan muzdaripti, sıkıntılı bir süreç geçiriyordu. Takdir edersiniz ki bu dünyada hepimizin nefesleri sayılıdır. Doğumla birlikte kum saatindeki kumlar aşağı doğru dökülmeye başlar. Bu süreçte mevcut kum haznesine bir kum tanesi bile ilâve edilmez. Geriye doğru sayma başlar. Yüce Yaradan'ın takdiriyle insanlar “Ecelleri gelince ne bir saat geri kalabilirler, ne bir saat ileri gidebilirler.” (Nahl sûresi, 61) Herkes nefesini tüketince bu fâni âlemden beka yurduna göç eder. Yani tabir caizse küçük kıyamet kopar.
Merhum Prof. Dr. Abdulvahit İmamoğlu hocamız ismiyle müsemma, adam gibi adamlardan biriydi. "Abd" "kul" demekti. "Abdülvahit" ise "Vahid"in kulu anlamına geliyordu. El-Vâhid "bir, tek" anlamında Allah'ın 99 sıfatından biriydi. O, ömrü boyunca isminin anlamı gereği tek olan Allah'ın kulu olmayı sürdürdü. İş ve eylemlerinde hep Hakk'ın rızasını gözetti. Dünyaya ve onun içindeki fâni nimetlere (mal ve makama) asla meyletmedi. Allah'ın rızasına uygun yaşamayı hayatının gayesi bildi ve öylece vahdet üzere yaşadı.
Kıymetli hocamız Prof. Dr. Abdulvahit İmamoğlu da Üstad Sezai Karakoç'un deyimiyle "dünya sürgünü"nü tamamladı. Bu mübarek Ramazan'ın arefe gününde çok sevdiği Mevlâ'sına kavuştu. Bu dünyada bayramı göremedi ama inşallah ukbada bayram neşesine erişir. Merhum İmamoğlu, hocalık yaptığı şehirde, Sakarya'da Ramazan Bayramı'nın ilk gününde ikindi namazını müteakip Serdivan Sapak Camii'nde kılınacak cenaze namazından sonra ebedî istirahatgâhına dostları ve talebeleri tarafından uğurlanacaktır. Bizler kendisini iyi (mümin ve muvahhit) bilirdik. Rabbim taksiratını hasenata tebdil eylesin. Allah rahmet eylesin. Mekânı cennet olsun. Allah geride kalan eşine, çocuklarına, kardeşlerine ve dostlarına sabr-ı cemil ihsan eylesin. Köprübaşı'mızın (dolayısıyla Trabzon'umuzun) başı sağ olsun.