SÜRESİNİ YENİLEYEMEDİM

Özer, “Vatanımız ve bayrağımız için mücadele içinde oldum. Kahramanlarımızın Güneydoğu’daki mücadelelerine destek olmak ve halkla kaynaşmak için mücadele ettik. Taşıma ruhsatlı bir tabancam vardı. Hendek terörü zamanında silahımın ruhsatı bitti. Yenileme imkanım olmadı. Ruhsat süreci bitmiş tabancamla Tunceli Pülümür’de 2017 şehit Necmettin Yılmaz’ın anısına bayrağımızı ve resmini asarak PKK ile çatışmamız oldu. Tunceli il jandarmaya giderek silahımı teslim ettim. Silahımı tekrar geri aldım” diye konuştu. 

Eğitimci Yazar Dursun Ali Taşçı Rize'de Son Yolculuğuna Uğurlandı Eğitimci Yazar Dursun Ali Taşçı Rize'de Son Yolculuğuna Uğurlandı

DENETİMLİ SERBESTLİK ALDIM

Özer, şöyle devam etti: “2017 yılındaki çatışmadan sonra Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan şahsımı külliyedeki 30 Ağustos resepsiyonuna davet etti. Arkamızdan mahkeme üzerine mahkeme görüldü. Şahsımı hükümlü konumuna getirdi. Araklı cezaevine bir gün girip çıkıp denetimli serbestlikten yararlandım.”

KENDİMİZİ KORUDUK

Özer, “İş kanunundaki maddelerden faydalanıp firmamızdan haraç almaya çalışan eski personelimizle olmaması gereken bir olay vuku buldu ve denetimli serbestlik hakkımı yaktım. Bunun akabinde de 138 gün yatar hapis cezası aldım. Yıllar sonra silah ruhsatından gelen ceza pek adil değil. Ben bu cezanın sicilimden kaldırılmasını talep ediyorum. Şehirlerde, düğünlerde silahımla ateş etmedim. Güneydoğu Anadolu’da kahramanlarımıza giderken kendimizi korumak için yanımızda silah bulunuyordu. Devletimizden yanımızda bulunan silahtan dolayı aldığım cezanın kaldırılmasını istiyorum” ifadelerine yer verdi.

Editör: Birol Sancak