Futbol üzerinden hayatı sorgulamak belki çok doğru değil. Ama bu oyun gerçekten başka bir oyun, insanın ruhuna da dokunuyor, hayatına da… İngiliz yazar Simon Kuper’un efsane sözü‘Futbol asla sadece futbol değildir’.Her şeyi açıklıyor aslında. Kimi zaman bizim gibi büyük bir tarihi geçmişi ve hafızası olan şehrin haykırışı... Kimi zaman karakter gösterisi, kimi zaman büyük camialara karşı ihtilanin simgesi… Futbolun vazgeçilmez muhteşem büyüsü… Hal böyle iken, hayatımızın tam ortasında olan bu güzel oyunu güzelleştirmesi gereken bizler ne haldeyiz? Tek kelimeyle çok öfkeliyiz. Başımız dumanlı, kendi değerlerimize kızgın ve ön yargılı… Sevgiyle ve itinayla bakmamız gereken kendi öz evlatlarımızı değersizleştirmekle meşgulüz. Tribün de atılan naraların, sinkaflı küfürlerin neden sarf edildiği, sarf edenlerin hiç umurunda değil… Rahatladık ya gerisi önemli değil!

Zeki, Caner, Kadir, Mustafa bu mahallenin çocukları! bu sokağın haylazları! bu derenin balıkları! Trabzon’un öz evlatları, ağızlarıyla kuş tutsalar yaranamıyorlar. Özelinde Zeki Yavru… Git dersen gider, gel dersen gelir… Üçe beşe bakmaz. Ama her zaman günah keçisi… Yuhalanan o,horlanan o…61 numaralı formayı geçirmiş sırtına, Manisa’da şehrini temsil ediyor.

Memleketiyle gurur duyuyor. Sağduyulu ve vakur taraftarlarımızı tenzih ederek söylüyorum, bu özevlada hoyratça söylenen sözler, sarf edilen küfürler ve hakaretler yenilip, yutulacak cinsten değil… Ne oldu size? Zeki Yavru üzerinden Türk futbolunu mu kurtaracaksınız? Yüksek Lisans için tez mi hazırlıyorsunuz? Ne istersiniz çocuktan? Kendi tatminsizliklerinizi, hasetliklerinizi çocuğa ne yük edersiniz. Haberiniz olsun bu çocuklarında aileleri var! Anne ve Babalarının gözyaşları var! Aynen bizler gibi onlarda evlatlarının gözlerinin içine bakıyorlar. Gözyaşlarını içlerine akıtıyorlar. Yapmayın, etmeyin diyorlar. Haykırıyorlar… Bu konuda Trabzonspor taraftarına yakışmayan davranışta bulunan kişilere karşı, gözünü budaktan sakınmayan gerçek Trabzonspor taraftarları, sizleri cani gönülden tebrik ediyorum. Bir duruş sergilediniz. Kimseye pabuç bırakmadınız. Helal olsun size. Şunu ifade etmek isterim ki;  bu kardeşlerimizin yetenekleri ve kaliteleri ne olursa olsun, sahaya çıktıkları statlarda bütün enerjilerini, alın terlerini, ekmek yedikleri tekneye olan sorumluluklarının bilincinde üst düzey çabaları için ayakta alkışlıyorum. Yılmayın arkadaşlar, yorulmayın dostlar, kardeşler, öz evlatlar daha çok gidecek yolunuz ve yolumuz var. Bu şehrin çocukları gittikleri her coğrafyada, efsaneyi değerleriyle birlikte ayağa kaldırana kadar…