Ekonomi

Bloomberg’ten “hedeflenen enflasyon” iddiası: ÖTV artışında frene basılacak

Bloomberg’in iddiasına göre hükümet, 2026’da akaryakıt ve yönetilen fiyatlardaki vergi artışlarını sınırlı tutarak Merkez Bankası’nın enflasyon hedefini desteklemeye hazırlanıyor.

Abone Ol

Vergi politikalarında yeni dönem sinyali

Türkiye ekonomisi, enflasyonla mücadelede yeni bir yol ayrımında. Bloomberg’in konuya yakın kaynaklara dayandırdığı haberine göre, iktidar kanadı 2026 yılında özellikle akaryakıt ve yönetilen fiyatlar üzerindeki Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) artışlarını sınırlandırmayı planlıyor. Bu hamle, Merkez Bankası’nın yüzde 16 olarak belirlediği 2026 enflasyon hedefi doğrultusunda, para politikasına maliye cephesinden destek verilmesi anlamına geliyor.

Ekonomi yönetimi, geçmiş dönemlerde olduğu gibi otomatik vergi artışlarını Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) üzerinden yapmak yerine, hedeflenen enflasyona paralel daha ılımlı bir artış mekanizmasını devreye almayı amaçlıyor. Böylece yüksek vergi artışlarının fiyatlar üzerinde yarattığı yukarı yönlü baskı, kademeli biçimde azaltılmış olacak.

ÖTV formülünde değişiklik gündemde

Normal şartlarda akaryakıt ürünlerinde ÖTV, her yılın ocak ve temmuz aylarında, bir önceki 6 ayın ÜFE oranı kadar artırılıyor. Ancak iddiaya göre bu formülde 2026 itibarıyla bir sapma yaşanabilir. Hedeflenen modelde, otomatik artış yerine hedeflenen enflasyona paralel, daha sınırlı bir vergi güncellemesi öngörülüyor.

Vergi artışlarının daha düşük oranlarda yapılması sadece akaryakıtla sınırlı kalmayacak. Tütün, alkollü içecekler ve enerji gibi devlet tarafından doğrudan belirlenen veya yönlendirilen “yönetilen fiyatlar” da bu çerçevede değerlendirilecek.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de geçtiğimiz haftalarda yaptığı açıklamada, bazı harç ve vergilerin “yeniden değerleme oranı” yerine hedeflenen enflasyon üzerinden güncellenebileceğinin sinyalini vermişti. Yeniden değerleme oranı 2025 için yüzde 25,5 olarak açıklanmıştı.

Tahvil piyasası olumlu karşıladı

Bloomberg’in haberi sadece ekonomi kulislerinde değil, piyasada da hızlı yankı buldu. Özellikle Türk Lirası cinsinden devlet tahvillerinde pozitif bir hareketlilik yaşandı. İki yıllık tahvil faizinde 26 baz puanlık gerileme görülürken, oran yüzde 37,09 seviyesine indi. Gösterge 10 yıllık tahvil faizi ise 17 baz puan düşerek yüzde 29,74’e geriledi.

Piyasalardaki bu olumlu tepki, maliye politikasının enflasyonla mücadelede daha aktif ve uyumlu bir rol üstleneceği beklentisini güçlendirdi. Uzmanlar, vergi artışlarının sınırlı kalmasının enflasyon beklentilerini dengeleme ve iç talebi daha kontrollü biçimde yönetme açısından önemli olduğunu vurguluyor.

Enflasyon hedefi yüzde 16: Gerçekçi mi?

Merkez Bankası’nın 2026 sonu için belirlediği yüzde 16’lık enflasyon hedefi, bugünkü seviyeler dikkate alındığında iddialı görünüyor. Kasım 2025 itibarıyla yıllık enflasyon yüzde 31 seviyesinde bulunurken, yıl sonunun yüzde 30 civarında kapanması bekleniyor.

Bloomberg tarafından derlenen piyasa beklentilerine göre, enflasyonun önümüzdeki 12 ay içinde yüzde 25’lerin biraz üzerine gerilemesi öngörülüyor. Bu nedenle 2026’daki hedefe ulaşmak için hem sıkı para politikası hem de kontrollü maliye politikası gerekeceği açık.

Özellikle akaryakıt fiyatları, taşıma maliyetleri üzerinden tüm sektörleri etkileyen bir unsur olduğundan, bu alandaki vergi politikaları doğrudan tüketici fiyatlarına yansıyor. Dolayısıyla vergi artışlarının daha ölçülü yapılması, enflasyonist baskının hafifletilmesinde kritik rol oynayabilir.