Özgür Aksa Platformu her hafta gerçekleştirdiği ‘Gazze için ayağa kalk’ programını bu haftada gerçekleştirdi. İskenderpaşa Camii önünde toplanan kalabalık Maraş Caddesi’nden yürüyerek Ziraat Bankası önüne kadar geldi.
ÖLÜMÜN KENDİSİ
Platform adına açıklamayı okuyan Hüseyin Çakır, şöyle konuştu: “Bütün dünyanın gözü önünde Gazze’de bir insanlık suçu işleniyor. Bu yaşananlar ne bir afetin sonucudur ne de bir savaşın doğal akışıdır. Bu, planlı, sistematik ve alçakça yürütülen bir soykırım mühendisliğinin son aşamasıdır. Gazze’de çocuklar, bebekler, yaşlılar, yaralılar ve hastalar, günlerdir değil, aylardır değil, yıllardır insan onuruna aykırı bir şekilde açlığa, susuzluğa ve ilaçsızlığa mahkûm ediliyor. Ve bugün artık bu açlık, bu yokluk, bu sefalet bir tercih değil, ölümün ta kendisi haline gelmiştir.”
İNSANLIK ONURU İMHA EDİLİYOR
“Bombardımanlarla yıkılmış şehirlerin molozları arasında hayatta kalmaya çalışan insanlar, şimdi bir lokma ekmek, bir damla su için onurlarını çiğnetmek zorunda bırakılıyor. Yardım kuyruklarında bir lokma ekmek için itiş kakış sırasında aşağılanıyor, gözlerinin önünde çocukları açlıktan ölürken sessiz kalmak zorunda bırakılıyorlar. Sınırlardan içeri giren ve ihtiyacın yüzde birini bile karşılamayan yardımlar damla damla dağıtılıyor, insanlara dilendiriliyor ve bu onurlu halk, hayatta kalabilmek için zulmün kurduğu tuzaklarda aşağılanmaya zorlanıyor. Dünya tarihinin en onurlu direnişlerinden birini veren bu halk, şimdi aç bırakılarak teslim alınmak isteniyor. Bu, topyekûn bir halkı yavaş yavaş yok etme projesidir. Bugün Gazze’de yaşanan, sadece Gazze’nin değil, bütün insanlığın onurunu imha eden bir barbarlıktır.”
DUVARLARI YIKIN
“Artık zaman tükeniyor. Sadece yiyecek değil, hayat tükeniyor, umut tükeniyor, insanlık onuru tükeniyor. Gazze’de bugün yaşanan bu trajediye sessiz kalan herkes, yarın bu utancın hesabını vermek zorunda kalacaktır. Gazze’de çocuklar açlıktan can verirken, sessiz kalmak hiçbir insan vicdanının kabul edebileceği bir durum değildir. Bu çağrımız, yalnızca Gazze için değil, insanlığın onuru içindir. Bütün yöneticilere, yetkililere, sivil toplum kuruluşlarına, gazetecilere ve vicdan sahibi herkese çağrımızdır. Lütfen bütün önceliklerinizi değiştirin, dikkatinizi yeniden Gazze’de yaşanan bu insanlık dramına çevirin. Bu zulmün durdurulması için ne yapılması gerekiyorsa, bütün diplomatik, insani ve hukuki imkânlar derhal harekete geçirilmelidir.
Gazze’deki katliam bugün durdurulmazsa, tıpkı Bosna gibi, insanlık bu utancı her yıl hatırlamak zorunda kalacaktır. Vallahi ahirette Gazze’den sorulacağız. Vallahi ahirette bunun hesabını veremeyeceğiz. Gazze’de açlıktan titreyen küçücük eller, bu dünyada bize dokunamaz belki ama ahirette yakamıza yapışacaktır. Bugün Gazze için ses olmak, insan olmak demektir. Bugün Gazze için ayağa kalkmak, insanlığa sahip çıkmak demektir. Bugün Gazze’yi savunmak, insan onurunu savunmak demektir. Unutmayalım, yarın çok geç olacak. Gazze’nin sessiz çığlıkları dünyanın vicdanında yankılanmadan önce, zulmü durdurmak için harekete geçmek zorundayız. Gazze’nin, insanlığın, vicdanın sesi olun. Gazze için ses verin, Gazze için harekete geçin, Gazze için utanç duvarlarını yıkın. Bugün Gazze için ayağa kalkmayanlar, yarın bu sessizliğin utancını omuzlarında taşımak zorunda kalacaktır.”
