Torul İlçesi Kocadal Köyü Dörene Mahallesi’nde yaşayan 70 yaşındaki Veysel Yetimoğlu, 45 yıldır hayatının bir parçası haline gelen 45 yaşındaki kamyonuna gözü gibi bakıyor. 1980 yılından bu yana direksiyon sallayan Yetimoğlu, ikinci sahibi olduğu Ford D.1210 marka kamyonuyla Türkiye’nin dört bir yanına yük taşıdı, zaman zaman sınırları da aştı, İran yollarına kadar uzandı. Bir dönem yük dolu yolların vazgeçilmez şoförlerinden biri olan Yetimoğlu, artık emekliliğini köyünde geçiriyor. Kendisiyle birlikte kamyonunu da “emekli eden” Yetimoğlu, yol arkadaşını yalnız bırakmadı.

Artık o efsane kamyon, Torul’un dağ yollarında, tarlalarda, köy işlerinde ona eşlik ediyor. “Alırsın Ford, olursun lord” diyen kuşağın mirası Veysel Yetimoğlu’nun kamyon sevdası gençlik yıllarına dayanıyor. 1980 yılında o dönem dillere pelesenk olan “Alırsın Ford, olursun lord” sözlerinden etkilenerek satın aldığı kamyon, onun için bir araçtan çok daha fazlası olmuş.

Veysel Amca 2

KTÜ Rektörü Öğrencilerle Aynı Masada: “Onları Merkeze Alan Bir Anlayışla Hareket Ediyoruz”
KTÜ Rektörü Öğrencilerle Aynı Masada: “Onları Merkeze Alan Bir Anlayışla Hareket Ediyoruz”
İçeriği Görüntüle

PEK ÇOK ŞEY YAŞADIM

Yetimoğlu, “Hayatımı nakliyecilik yaparak kazandım. Bu kamyonu orman emvali taşımak için almıştım ama kader bizi çok farklı yollara götürdü. Ankara, İstanbul, İzmir başta olmak üzere Türkiye’nin neredeyse her köşesine yük taşıdım. Altı kez de İran’a gittim. Kamyonumla birlikte çok şey yaşadım; her bir kilometresi ayrı bir hatıra oldu” dedi.

EN ÇOK ZİGANA ZORLARDI BİZİ

Yetimoğlu, o yıllarda İran’ın Tebriz kentine konteyner ve demir yükleri taşıdığını, uzun ve zorlu yolculukların ise adeta bir macera havasında geçtiğini belirterek; “O dönemde yollar bugünkü kadar iyi değildi. Sabah erken saatlerde Trabzon’dan yola çıkardık. Gümüşhane’de konaklar, ertesi sabah yeniden yola koyulurduk. Gürbulak sınır kapısına ulaştığımızda gece yarısı olurdu. Geçiş işlemleri günler sürerdi. Üçüncü günün sonunda Tebriz’e varırdık. Yükü boşaltıp hemen geri dönerdik. Bizi en çok Zigana Dağı zorlardı ama o zamanlar kimsenin acelesi yoktu. Herkes sabırlıydı, yollar da bereketliydi. Üstelik kamyonculuğun kazancı da fena sayılmazdı” ifadelerini kullandı.

Kaynak: Gümüşkoza