2026 yılı için asgari ücretin net 28 bin 75 TL olarak belirlenmesi, yalnızca asgari ücretle çalışanları değil, özel sektörde maaş alan milyonlarca kişiyi de yakından ilgilendiriyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) geçmiş yıllara ait verilerle yaptığı “yayılma etkisi” analizi, asgari ücret artışlarının genel ücret seviyeleri üzerindeki belirleyici rolünü bir kez daha ortaya koydu. Analize göre, asgari ücretteki yüzde 27’lik artışın, özel sektördeki ortalama maaşlara yaklaşık yüzde 25 oranında yansıması bekleniyor. Bu tablo, yeni yılda ücret pazarlıklarının seyrine dair önemli ipuçları sunuyor.
Merkez Bankası’ndan Yayılma Etkisi Analizi
TCMB’nin teknik çalışmalarında, asgari ücret artışları ile özel sektördeki ortalama maaşlar arasındaki ilişki detaylı biçimde incelendi. Elde edilen bulgular, asgari ücrete yapılan her 1 puanlık artışın, asgari ücretin üzerinde maaş alan çalışanların ücretlerini ortalama 0,93 puan yukarı çektiğini gösteriyor. Bu katsayı, “yayılma etkisi” olarak adlandırılan mekanizmanın ne kadar güçlü olduğunu ortaya koyuyor. Asgari ücret, yalnızca taban ücret olmanın ötesinde, işverenler için referans noktası haline geliyor ve genel ücret skalasını yukarı taşıyor.
%27’lik Artış Maaşlara Nasıl Yansıyacak?
Yeni yıl için belirlenen brüt 33 bin 30 TL, net 28 bin 75,50 TL’lik asgari ücret, simülasyonlara göre özel sektördeki ortalama maaşları yaklaşık yüzde 25 oranında artırabilecek bir etki yaratıyor. Bu durum, özellikle asgari ücretin biraz üzerinde gelir elde eden çalışanlar için kritik önem taşıyor. Uzman değerlendirmelerine göre, birçok sektörde ücret artış oranları doğrudan asgari ücret zammına paralel belirlenecek. Böylece piyasadaki genel ücret eğilimi, Merkez Bankası’nın hesapladığı yayılma katsayısına yakın bir seyir izleyebilir.
İşveren Maliyetleri Zamları Sınırlandırabilir mi?
Haberde öne çıkan bir diğer başlık ise işveren maliyetleri oldu. Asgari ücret desteğinin 1270 TL’ye yükseltilmesine rağmen, prim kesintilerindeki artışlar şirketlerin bütçelerini zorlayabiliyor. Özellikle imalat dışı sektörlerde prim teşviklerinin azaltılması, hizmet ve ticaret alanında faaliyet gösteren firmaların maaş artış kapasitesini sınırlayabilecek bir risk unsuru olarak görülüyor. Uzmanlar, bu maliyet baskısının nitelikli iş gücüne yapılacak zam oranlarını aşağı çekebileceği uyarısında bulunuyor.
Çalışanların %60’ı İçin Kritik Yıl
Türkiye’de çalışanların yaklaşık yüzde 40’ı doğrudan asgari ücretle geçimini sağlarken, geri kalan yüzde 60’lık kesim asgari ücretin üzerinde maaş alıyor. Merkez Bankası’nın öngördüğü yüzde 25’lik yayılma etkisi, bu geniş kesimin 2026 yılında enflasyon karşısındaki alım gücünü doğrudan etkileyecek. Ücret artışlarının beklentilere paralel gerçekleşip gerçekleşmeyeceği ise sektörlerin mali yapısına ve işverenlerin kararlarına bağlı olacak.