Ülkemizin güvenliği, huzuru ve vatanın bölünmez bütünlüğü için gece gündüz demeden görev yapan 350 binden fazla polis memurumuz var. Canımızı, bayrağımızı, çocuklarımızı korumak adına en ön safta duran bu kahramanlarımız, kimi zaman ailelerinden uzak, kimi zaman da kendi sağlıklarını hiçe sayarak kutsal bir görevi yerine getiriyor. Toplumun her kesiminde huzurun tesisi için var güçleriyle mücadele eden polislerimiz, ne yazık ki yaptıkları fedakârlığın karşılığını alamıyor.
Aldıkları maaş, artan hayat pahalılığı karşısında her geçen gün eriyor. Çok fazla mesai yapmalarına rağmen hak ettikleri ücret ödenmiyor, izin dağılımları adil yapılmıyor. İş yükü ağır, çalışma şartları insani sınırların çok ötesinde… Ve bütün bu tabloya rağmen iktidar, polislerimizin feryadına kulaklarını kapatıyor.
Mali Yetersizlik: Maaşların yaşam maliyetine kıyasla yetersiz kalması ve fazla mesai ücretlerinin karşılanmaması, polislerimizi ekonomik olarak çıkmaza sürüklüyor.
Ağır Çalışma Koşulları: Uzun ve düzensiz çalışma saatleri, adil olmayan izin dağılımları, görev baskısı ve mobbing uygulamaları, polislerimizin fiziksel ve zihinsel sağlığını tehdit ediyor.
İntihar Vakalarındaki Artış: Bu ağır tablo, ruhsal sıkıntıları artırıyor ve intihar vakalarını ürkütücü seviyelere taşıyor.
Psikolojik ve Sağlık Tehlikeleri: Yapılan araştırmalar, polislik mesleğinin depresyon, travma sonrası stres bozukluğu ve kalp hastalıkları gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açtığını ortaya koyuyor.
Bazı sivil toplum örgütleri ve polis hakları savunucularının derlediği bilgilere göre, 2024 yılında 73 polis memurumuz intihar etmiştir. 2025 yılının ilk yarısında ise şimdiden 40 polis memuru yaşamına son vermiştir. Ancak bu rakamların resmi makamlar tarafından onaylanmadığını özellikle vurgulamak gerekir. Yine de ortaya koyduğu tablo endişe verici bir artışa işaret etmektedir. Resmi verilerin düzenli olarak kamuoyuyla paylaşılmaması, sorunun şeffaf şekilde tartışılmasını ve çözüm üretme çabalarını engellemektedir.
