10 OCAK ÇALIŞAN GAZETECILER GÜNÜ

Dün 1O Ocak Çalışan Gazeteciler Günüydü.
Çalışan gazetecilerle her yıl olduğu gibi, yine bir araya gelindi.
Makul ölçülerde var olan sorunlar dile getirildi.
Vefat ederek aramızdan ayrılan  merhum gazeteciler yad edildi.
Hastalara şifalar dilendi.
*
Ancak bir husus vardı ki,
10 yıldır Trabzon Belediye Başkanlığını yürüten Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu'nun , son 10 Ocak günüydü.
*
Ayrıca 3 yıldır gazeteciler Cemiyeti Başkanlığını yürüten Yusuf Turgut'un da başkanlıkta son 10 Ocak Günüydü.
O nedenle Başkanlarda hissiyatlar öne çıktı.
*
Özellikle hep gülen Gümrükçüoğlu, kürsüden yaptığı konuşma esnasında, bir kaç kere ağlamanın eşiğinden döndü.
Alt dudağı ve sesi titredi.
Tam o esnada aldığı yoğun alkışlarla durumu toparladı.

İnsanın duygulanarak ağlaması ne muhteşem bir andır.
İnsanın sırf sevdiği için,
Sırf ayrılıkların gelmekte olduğu bir zamana doğru ilerken,
Yani vedaların arifesinde ağlaması,
Ağlayabilmesi, aslında insan olduğunu ne güzel yansıtmaktadır.
*
Ben oldum olası gülen insanları severim.
Ama dedim ya, bu gibi durumlarda; ketum olmayan, kalbini kullanan, duygularının yoğunluğunda savrulan ve biraz gözyaşları ile kritik saniyeler yaşanmasını, daha da çok severim...
*
Yani Orhan Bey'i daha çok sevdim dün 10 Ocak'ta.
*
Görevimiz gazetecilik.
Eksikleri yazmak/çizmek vazifemiz.
Ama hiç bir zaman kendisiyle herhangi bir gerilim yaşamadık.
Tam tersi; sabır ve olgunlukla sanatımıza, fikrimize, yazılarımıza, saygı duydu.
Biz eleştirdik, o sabır gösterdi.
Görevi açısından,çıkarımlarda bulundu.
*
Kendisiyle anılarımız çoktur...
Saatlerce baş başa paylaşmışlıklarınız da, hatta dertleşmişliklerimiz de oldu...
Şunu ifade etmeliyim ki,
Orhan Bey Trabzon'da hak ettiği şekilde anlaşılamadı görüşündeyim.
Zira o yaptığı hizmetleri en iyi şekilde anlatmayı bilse de,
Onun kendisini anlatma tarafı çok eksik kaldı görüşündeyim.
*
Biz Trabzonlu olarak hep isteyen taraf olduk.
Ama onun ne istediğini hiç düşünmeden ihtirasla ve ısrarla hep talep eden  olduk ondan...
*
Birkaç yıl öncesiydi.
Almanya'nın Dortmund kendinde, Trabzon Büyükşehir Belediyesi olarak etkinlikte bulunulmuş,
Ben Taka Gazetemiz adına orada sergi açmıştım.
*
Bir ara Dortmund Belediye başkanıyla karikatür sergimi gezmeye başladılar.
 Orhan Bey Başkana, benim çizdiğim karikatürler hakkında bilgi veriyor ve attığı kahkahaları sergiyi şenlendiriyordu...
*
"Bakın, şu gördüğünüz sergiyi işte bu Trabzonlu sanatçımız, üstat Harun Yavruoğlu hazırladı.
Bu karikatürlerin o çizdi.
Kalemi çok güçlü.
Şuraya bakın beni nasıl da eleştiriyor...
Derken inanın gülmekten gözlerinden yaş geliyordu...
*
Dedim ya; bunları söylerken, öyle içten ve gönülden kahkahalar atıyordu ki, kişiliğine alicenaplığına hayran kalıyordum... 
*
Tabi bu arada beni süzen Dortmund Belediye başkanı, bir taraftan şahsıma takdir hisleriyle bakarken, Türkiye'de eleştirinin tepki yerine Orhan Bey nezdinde tevazuuyla, güler yüzle karşılanması, ilgi hatta şaşkınlıkla karşılıyordu.
Başkan Gümrükçüoğlu anlaşılan Dortmund belediye Başkanının kafasındaki algıyı yerle bir ediyordu...
*
Evet, 10 Ocak Gazeteciler Gününde Orhan Başkanın kent kültürüne açmış olduğu Kent Müzesi ile de büyük katkıları olmuştur.
Sanat'la, Sanatçılarla her daim yakın ilişkiler içerisinde olmaya azami  gayret göstermiştir.
*
Öte yandan dün 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günüydü.
Ama maalesef çalışan gazetecilerde büyük bir  azalma vardı.
Gazeteci, gerek mesleğin zorluk ve meşakkatleri ve gerekse ekonomik yetersizlikler ve gerekse gazetelerin yaşamakta oldukları ekonomik sorunlar nedeniyle, dediğim gibi meslekten uzaklaşmaktadırlar.
*
Ayan beyan biline bu sorunların çözümü için, unut verecek bir çözüm çalışmaları görülmemekte dedir.
halen bu meslekte çalışanlar da tabiri caiz ise  kapağı bir yerlere atma gayretindedirler.
*
Ayrıca, bitmeyen davalar...
Yargı süreçleri...
İfadeler...
Zor,
Gazeteci olmak zor...
*
Bir gazeteci arkadaşım ağlamaklı bir vaziyette, "Keşke asgari ücret 2 bin 20 lira olmasaydı.
Bin 800 lira olsaydı da, arkadaşlarım işten çıkartılmasaydı." diye hayıflanıyor...

Evet devlet, asgari ücrete yüzde 26  zam yapıyor ve bunun yükünü özel sektöre yıkıyor.
Özel sektör dayanamıyor yıkılıyor.
İşte görülen o ki,
Kaş yaparken göz çıkartılıyor...
*
Kaldı ki, devlet kendi çalışanına yüzde 10 maaş artışı yapıyor.
İşte bu da ayrı bir çelişki.
*
Yine de diyeceğim o ki,
Çalışan/çalışmayan, çalışamayan gazeteciler günümüz kutlu olsun.

Demek Ki Kader Değilmiş

İçişleri Bakanlığı açıklamada bulundu.
"Karayollarında alınan trafik önlemleri sayesinde,
2018'in son iki ayında ölümlü trafik kazası sayısının yüzde 26.7 azaldı."
*
Evet, önlem alınıyor ve yüz trafik kazasından 26'sı önleniyor.
*
Demek ki neymiş,
Kader diye bildiğimiz mevzular meğersem insan kusurlarıymış.

Yani gördük ki,
Devlet önlem aldığında,
Müeyyideler uyguladığında,
Sürücü hata yapmaması için kontroller sıklaştığında ölümler gerçekleşmiyor.
*
Oysa kader olsaydı,
Bu ölümler asla önlenemez, kader mutlaka tecelli ederdi.
Bu demektir ki, artık Allah'a iftira atmayalım.
Önlem alalım.

Teşekkürler Yusuf Erdem

Emekli öğretmen.
Babasının,
Dedesinin ve daha ötesinin kullandıkları tarım ve ev araç gereçlerini biriktirmiş ve hiç bir menfaat beklemeksizin Trabzon Büyük Şehir Belediyesinin Müzesine bağışlayan  erdemli bir insan.
İşte o müzede yer alan eserleri hazırlamış olduğu ve zevkle göz gezdirdiğim,
"Geçmişten Geleceğe"  adlı kitabında neler gördüm neler...
Bakır kazanlar,
Çalparalar.
Bileği taşları,
Gaz lambaları,
Sacayakları,
Beller,
Gazocakları,
Çarıklar,
Menteşeler,
Ahşap külekler,
Daha neler neler...
*
Bu eğitim insanına,
Bu güzel yürekli dosta,
Dünü bu güne taşıyan,
Bu değerli kalıtlarından ötürü gönülden teşekkürler...

Ahmet Külekçi "Adayim" Dedi

Önceki gün Ahmet Külekçi'den bir mesaj aldım.
"Adayım, desteklerinizi istiyorum"  dedi.
Ben de "Hayırlı olsun" dedim karşı mesajımda.
*
Ardından yarım saat geçmedi ki, bir restoranda karşılaştık.
Ortam gereği bol bol konuştuk.
Kendisine,
"Bütünleştirici olacaksanız.
Şu fikir, bu görüş, onun bunun adamı şeklinde bir ayrıştırma yapmayacaksanız,
Huzurlu ve hakkaniyetli bir yönetim gerçekleştirecekseniz, adaylığınızın  hayırlı  olmasını diliyorum."  Dedim.
Ahmet Külekçi,
"Çok daha fazlasını yapmaya talibim.
TGC Türkiye'de saygın bir kuruluştur.
Ama hala kendine ait bir mekanı yok.
Bu durumda olan Türkiye'de neredeyse hiçbir Gazeteciler Cemiyeti yoktur.
Benim hedefim,  seçildikten en fazla bir yıl içerisinde Cemiyetimize yakışır ve mülkiyeti bize ait bir bina temin etmek olacaktır.
Bunu yapacağım.
Söz veriyorum...
Yine söz veriyorum ki,
Bir yıl içerisinde bu sözümü şayet başaramazsam, kesinlikle başkanlıktan istifa edeceğim."
*
Ahmet Külekçi  kısa ,net ve güzel konuştu.
Umarım seçildiğinde bu zor ve önemli vaadini gerçekleştirir.
Adaylık kararının tekrar hayırlı olmasını diliyorum.

FIKRA

Ögretmen sınıfta ders anlatıyordu.
Bir ara arka sırada oturan örgencilerden birini işaret ederek:
-Söyle bakalım oğlum, köylüler kurtları niçin öldürürler?
-Kuzuları öldürdükleri için, efendim.
Ön sıralarda oturan Ayla, hemen atıldı:
-Öyleyse kasapları niçin öldürmüyorlar?