İstanbul Bakkallar Odası Başkanı İsmail Keskin TAKA Gazetesi’nin Sorularını Cevapladı
 
Trabzon’dan İstanbul ve Ankara’ya gidenler buralarda önemli yerlere geldiler. Bu isimlerden birisi de Arsin Yeşilköy Mahallesi’nden İsmail Keskin.  İstanbul’da 2002 yılından itbaren Bakkallar Odası Başkanlığı yapıyor. Bakkallar Odası’nı kurumsal bir kimliğe kavuşturması bir yana dev metropolde sosyal sorumluluk projelerini de hayata geçiriyor. Kendisini İstanbul’da ziyaret ettik ve hem hasret giderdik hem de güzel bir sohbet gerçekleştirdik:
  
TAKA: İstanbul’a gelişiniz ve adeta çökmüş olan odayı 25 bin kişinin üye olduğu önemli bir pozisyona getirmenizin öyküsünü öğrenmek istiyoruz?
 
İSMAİL KESKİN: 1983 yılının sonunda İstanbul’a geldim. 1984 yılı bakkal mükellefiyetinin başladığı yıl. Canlı, hareketli bir yapım var. İnsanları ve çalışmayı çok severim. Kafaya koyduk bir ara İstanbul Bakkallar Başkanı olalım diye. Birilerine söylediysem de biraz güldüler.  Olmaz diye düşündüler, İnsanları sevmem, kucaklamam, saymam sohbet etmem bir etki etti. 2002’de görkemli bir genel kurulla İstanbul Bakkallar Odası başkanlığına seçildik. Bu gün itibariyle 15 yılımızı bitirdik. 16 yılımıza girdik. Bu dördüncü dönemimiz. İnşallah 2018 yılında da beşinci dönem için biz orayı son görüyoruz ama Allah en nasip eder bilemem. Dolayısıyla esnafı da seviyoruz. Biz esnaftan gelmeyiz. Esnafın bir bireyi bir parçası olarak hala esnaf için bir şeyler yapmayı düşünüyoruz.
 
Oda Borç Batağına Gidiyordu
 
Oda geçmişte çok büyük aksamalar atlatmış ama benden önce ki başkanın biraz çılgın hareketleri ya da düşünememesi ya da hesap yapamaması, kendini kontrol edememesi, ya da ticareti, şirketleri kontrol edememesi sebebi ile çok büyük borç batağına girdi. Bankalardan kredi alınıyor. Krediler ödenmiyor, faizler yüzde yüz, yüzde yüz yetmiş oluyor. Bankalar batıyor, TMSF’ye devrediliyor. Bizim borçlarımız oradan takip ediliyor ve büyüyor. Bizim borcumuz 12 trilyondu. Bizden önceki yönetimin borcu bu. Sonra piyasaya olan borçlar var.  Bu da 5-6 trilyon civarında. Her gün arttığı için o zamanlar tam sonucu bulamıyoruz. Dolayısıyla böyle bir borç ile aldık biz odayı. 15 yılı bitirdik. Çok çalıştık. Tabi çevremizdeki insanlarda gördü. Farkındaydılar bizimde öyle ya da böyle bir kimliğimiz var. İnsanlar güven duydular.
 
TAKA: Güzel bir başarı elde ettiniz?
 
İSMAİL KESKİN: Hep söylerim birileri bir başarı elde ettiğinde bunu ben kendim yaptım der. Hayır, böyle bir şey yok. Biz bütün dostlarımız ile yaptık bu başarıyı kazandık. Bu başarıya bu sonuca ulaştık. Bize herkes yardım etti. Siyasetçisinden kuruma, kurumdan esnafa, arkadaşlarımızdan basına herkes bize destek oldu.
 
Kanunlara Göre Hareket Ediyoruz
 
Dolayısıyla biz ilk yönetime geldiğimiz 2002 yılında piyasa da 1 trilyonluk çek ve senet topladık. Kurumda onlar duruyor. Yıl 2002’de 1 trilyon çok büyük para. İsmail Keskin’in yapısı belli, biz 15 yıldır bu işi götürüyoruz, çok çalışıyoruz. Esnafı, insanı, kurumu önemsiyoruz. Kanunlara göre hareket ediyoruz kanunları uyguluyoruz. Dolayısıyla başarı kaçınılmaz.
 
52 Bin Üyemiz Var
 
TAKA: 25 bin bakkal 52 bin üye..
 
İSMAİL KESKİN: İstanbul Bakkallar Odasının bu günlerde 52 bin üyesi var. İstanbul’da 25 bin faal bakkal var. Koca, devası bir kurum. Ama tabi bu bizi şımartmadı, havalara sokmadı. Derler ya; sonradan görmüş olmadık. En azından akıllıca hareket ettik. Şuan da farklı yerlere gidiyor oda. Allahım yolunu, yolumuzu açık eylesin. Destek olan herkese teşekkür ediyorum.
 
ARFED Olarak Başarıları Ödüllendiriyoruz
 
TAKA: İsmail Kesken dernekçiliğe önem veren bir isim. Siyaseti yakından takip eden bir isim. Aynı zaman da ARFED’de görev aldınız. Bunlarla ilgili bir değerlendirme de alabilir miyiz?
 
İSMAİL KESKİN: Arsin Federasyonu İstanbul’da Trabzon Federasyonu’ndan önce kurulmuş bir federasyon. Herkes etkinlik yapıyor kutlamak lazım. Bu gün Trabzon Federasyonu var. İstanbul- Trabzon federasyonu var. Ben aynı zaman da onların kurucu başkan vekilliğini yaptım. Her ikisinde de 2 dönem. Bugün hiç biri ile birlikte değiliz. Şimdi biz Trabzon Federasyonu’nu kurduk 2 dönem başkan vekilliğini yaptım. 3’üncü dönem listeyi yaptılar o zamanın genel başkanı yazacağım seni dedi. Yazma dedim, yazdı. Kazandık kazanmamıza rağmen burada Fatih’te arkadaşlarla bir toplantı yaptık. Dedim ki ben istifa ediyorum. Yani seçilmiş listeden istifa ettik. Dursun Çağlayan, ben ve bir arkadaşımız. Ondan sonra İstanbul- Trabzon Federasyonu’nu kurduk, orda yine 2 dönem federasyon başkan vekilliğini yaptık. Yani hareketli birisiyim insanlarla sohbet etmeyi çok severim. Ama demek ki istediğimizi bulamadık ikisinden de ayrıldık.
 
Arsin Federasyonumuz var. Onlarda çok büyük etkinlikler yapıyor kabul etmek lazım. Boş konuşmanın bir anlamı yok ama ARFED’in bir farkı var. Tahmin ediyorum iki federasyon da bu yok. Biz kurulduğu yıldan bu güne kadar öğrencilere burs veriyoruz. Aşağı yukarı müracaat eden her öğrenci bizden burs almıştır. Biz kendi dalında başarılı gördüğümüz ya da başarıya el kaldırmış olan tüm öğrencilerimize tablet bilgisayar hediye ediyoruz. Hatta en son Arsin’de bir ilkokul öğrencisi geçen sene TEOG’da birinci oldu. Birkaç tane birinci var ama Arsin’in birincisi oldu. Taka’dan öğrendik. Hemen tabletini aldık arabaya atladık ve gittik teslim ettik. Sordum kendimi imtihan etme adına sordum. Hakikaten yapabiliyor muyuz, oluyor mu? Ya da başkaları neler yapıyor? Hiç birinde kutlama ya da bir hediye aldın mı? Dedi ki birisi kutladı başarılar dilerim dedi. Birisi de bir kitap getirdi. Şimdi ARFED’in farkını görüyoruz. Arkadaşımızın bir tanesinin oğlu sporda yarışıyor. Ben takip ediyorum ama arkadaşlara dedim ki ben kaçırabilirim birinci olursa beni arayın. Herkes yapıyor ben bütün arkadaşlarımı kutluyoruz. Herkes başarılı ama ARFED’in bu yönden sanki farklı.
 
TAKA: 50’ye yakın patentiniz var. Marka önemli midir? İnsanlar isimlerini Türkiye patent enstitüsünden almalılar mı?
 
İSMAİL KESKİN: Ben her gördüğüme söylüyorum diyorum ki; ben esnafım adam yazmış dükkânına bir isim. Dedim ki bunun patentini aldın mı? Almadım dedi. Çünkü onun patenti alınmış. Niye koydun o zaman dükkânına bir anlamı yok. O patent kiminse onun adına çalışıyorsun. Yani marka da onun adına çalışıyorsun. Geçen bir tane arkadaşımız dükkâna bir şey yapmış. Yine tabela takmış. Eyvah dedim bunu nerden düşünmüşler. Patentini aldınız mı? Hayır dediler Patenti alınmış. Niye koydun o zaman oraya. Yani kim ne yaparsa yapsın bakkaldan imalata, imalattan sanayiye, sanayiden basına yapacağı işte patentini alsın. Yoksa yaptığının bir anlamı yok.
 
Yüzde 60’ı Yakalamalıyız
 
TAKA: 16 Nisan’a doğru gidiyoruz. 16 Nisan ile ilgili olarak hem şahsınızın, hem de İstanbul’da ki esnafın pozisyonunu da yani esnaf bugün ki siyasi iktidardan memnun mu? Sıkıntıları var mı? Bir değerlendirme yapabilir misiniz?
 
İSMAİL KESKİN: Esnafın sıkıntısı yok desem çok yerine oturmaz ama sıkıntı olmak ayrı şey, memnun olmak ayrı şey. Bide ülkenin dünya ülkeleri arasında yerini tespit etmek görmemek, onunla ilgili bir şeyler yapmamak elde değil. Dolayısıyla benim zaten geçmişte aday adaylığım var. Bizim düşüncemizde sıkıntı yok. Biz esnafa ‘Evet’ konusunda ışığı yaktık. Esnaf ağırlıklı olarak bizim bildiğimiz gördüğümüz kadarıyla ‘Evet’ ten yana. Reis’te yüzde 52 gibi bir rakam telaffuz ediyor. Ama bizi rahatlatmaz esnaf teşkilatı olarak. Biz şöyle biraz daha 60’ı yakalamamız lazım diye düşünüyoruz. Bununla ilgili toplantılar bizde yapıyoruz esnaflar, esnaf odaları olarak. Siyasilerin toplantılarına katılıyoruz. Desteğimiz onlarla. İnşallah hayırlısı olur. Yani dış ülkelerin bize bakış açısını herkes biliyor. Basın bunu zaten hiç göz ardı etmiyor. Hemen kaleme alıyor toplumda bunun farkında.
İnşallah ‘Evet, Evet, Evet’
 
HAKAN ŞENER