BERAT GECESİNİN NURANÎ ESİNTİSİ
 
Üç ayların gelmesiyle beraber gönül dünyamız bir başka şenlendi. Rahmet ve bereketin sağnak sağnak müminlerin üzerine yağdığı bu aylarda bizler de maneviyat denizine sair zamanlara nazaran daha çok dalar olduk. Ne mutlu bu aylarda Allah’ın emrettiği şekilde İslâmı yaşayan ve yaşatanlara!… Onların mükâfatını bizzat Allah kat kat verecektir.
 
Üç aylar denilince şüphesiz ki akla mübarek kandil geceleri gelir. Nur sağanağının gönüllerimize düştüğü bu zaman diliminde her şey bereketlenir. Regaip’le başlayan Miraç, Berat ve Kadir gecesiyle devam eden bu nur halkaları içimizi ve dışımızı mamur eder; ruhumuzu manevî kirlerden arındırır; yozlaşan hayat gerçek anlamına kavuşur.
 
Üç aylar içerisinde yer alan mübarek gecelerden biri de Berat kandilidir. “Berat” kelimesi, günahtan, suçtan, borç ve cezadan kurtulmak manalarına gelir. Müslümanların, Yüce Allah’ın bağışlamasıyla günahlardan kurtulacağı umularak bu geceye Berat gecesi denmiştir. Berat Gecesi, Şaban ayının on dördünü on beşine bağlayan gecedir. Bu mübarek gece aynı zamanda ramazan ayının habercisidir. Ruhlarımızın ramazana hazırlanması ve temizlenmesi için bir dönüm noktasıdır. Bu gecenin feyiz ve bereketi saymakla bitmez. Berat gecesi gökten adeta rahmet ve bereket yağar. Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor:
 
“Apaçık kitaba yemin olsun ki, Biz Kur’an’ı mübarek bir gecede indirdik. Biz, gerçekten uyarıcıyız. O mübarek gecede, her hikmetli iş katımızdan bir emirle ayırt edilir...”(Duhan, 44/1–4) Söz konusu bu ayette geçen, mübarek geceden maksat; bir ihtimale göre Berat  gecesidir. Çoğu tefsir bilginlerinin görüşüne göre, bu mübarek gece, ‘Kadir’ gecesidir. İkrime ve daha bazıları ise Şaban’ın yarısı gecesi demişlerdir.  Bazı görüşlere göre Kur’an bu gecede,  yedinci semadan dünya semasına indirildi. Kadir gecesinde ise ilk kez Peygamber Efendimize indirilmeye başlandı. Bu ayrıntının bilinmesi gerekir. Fakat en doğrusunu ancak Allah bilir. Bu gecede önemli işlerin seçimi ve ayırımı yapılır.
 
Bu geceyi ibadetle geçirenlere yardımcı olması gayesiyle Allah tarafından melekler gönderilir. Bu gece bağışlanma ve af gecesidir. Bu gecede yapılan ibadetlerin fazileti çok büyüktür.  Bu gecede Peygamberimize şefaat yetkisinin tamamı verilmiştir. Resulullah Efendimiz bu gecenin fazilet ve bereketiyle alâkalı olarak şu mübarek sözleri irat etmiştir:
 
“Yüce Allah bu gece ümmetine öyle rahmet eder ki Kelb kabilesinin koyunlarının kıllar sayısınca…”… “Yüce Allah bu gece bütün Müslümanlara mağfiret buyurur ancak kâhin, sihirbaz yahut çok kin güden veya içkiye düşkün olan yahut ana babasını inciten veya zinaya ısrarla devam eden müstesna...”…“Şaban ayının on beşinci gecesini ibadetle geçirin, gündüzünde de oruç tutun. Çünkü yüce Allah, bu gece dünya semasına rahmetiyle tecelli eder ve ‘tevbe eden yok mu, onu affedeyim. Rızık isteyen yok mu, ona rızık vereyim, hastalığından şifa isteyen yok mu, ona şifa vereyim. Yok mu şunu isteyen, yok mu bunu isteyen’  der. Bu durum, sabaha kadar devam eder”
 
“Bu gece göklerin kapıları açılır, melekler müminlere müjde verir, ibadete teşvik ederler.” “Ameller, bu ayda âlemlerin Rabbi yüce Allah’a arz edilir. Ben de amellerimin oruçlu iken Allah’a arz edilmesini isterim”“Bu yıl içinde doğacak her çocuk, bu gece deftere geçirilir. Bu yıl içinde öleceklerin isimleri, bu gece özel deftere yazılır. Bu gece herkesin rızkı tertip olunur. Bu gece herkesin amelleri (işleri) Allahü teâlâya arz olunur.”“Berat gecesini ganimet, fırsat biliniz! Çünkü belli bir gecedir. Şaban’ın on beşinci gecesidir. Kadir gecesi, çok büyük ise de, hangi gece olduğu belli değildir. Bu gece, çok ibadet yapınız. Yoksa kıyamet günü pişman olursunuz.”
 
Mübarek gün ve geceler nefsimizi sorgulamak, gidişatımıza yeni ve nuranî bir yön vermek için birer vesile olmalıdır. Manevi değerlerin iyice aşındığı ve unutulduğu bu ahir zamanda bu kutlu geceler sıkışan ruhlarımızın soluklanması için iyi bir sebep teşkil ederler. Bu vakitleri verimli bir şekilde ihya etmek menfaatimizedir.
 
Günümüz insanı kalabalıklar içerisinde yalnızlık yaşıyor. Çünkü kalabalıklar onun değerlerini yansıtmıyor. Özellikle Müslümanlar gurbet ve hicret hayatı yaşıyor desek yeridir. Nereye giderseniz gidin Allah’ı, ölümü ve ahireti hatırlatan her şey gözlerimizden uzak tutulmaya çalışılmaktadır. Bu hakikatleri ancak yılın belli gün ve gecelerinde tadımlık olarak hatırlayabiliyoruz. Bunlar da sembolik olmaktan öteye gitmiyor.
 
Gelin bu mübarek Berat gecesinin arifesinde kendimize bir çekidüzen verelim. Mahşer günü Rabbimiz bizi hesaba çekmeden nefsimizi sorgulayıp yargılayalım. Nereden geldiğimizi, niçin burada bulunduğumuzu ve nereye gideceğimizi düşünelim. Bir yıl içerisinde gerçekleşecek hadiselerin defterlere geçildiği Berat gecesine bambaşka ve arınmış bir insan olarak girelim. Bu geceyi fırsat, bereket, rahmet ve ganimet olarak bilip öylece kıymetlendirelim. Gerçek manada gecenin adına münasip bir biçimde beraat edelim.
 
Sözlerimin sonunda tüm Müslüman âleminin Berat kandilini en içten dileklerimle kutluyor, bu kutlu gecenin zulüm ve ölüm kıskacında yaşayan esir Müslümanlara çıkış yolu aralamasını yüce Allah’tan niyaz ediyorum. Allah bütün müminlerin yâr ve yardımcısı olsun.