2024 yılı Türkiye’de emeklilik yılı ilan edildi. Nasıl ilan edilmesin ki! Türkiye’de emekli sayısı 15 milyon 751 bin 917’ye ulaştı.

Açık söylemek gerekirse Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) düzenlemesinden yararlanarak emekli olanların da etkisiyle sosyal güvenlik sisteminde dengeler radikal biçimde değişti.

Yılın ilk dokuz ayında toplam sigortalı çalışan sayısı 800 bine yakın azalırken, emekliler ve diğer aylık alanların sayısında 2 milyona yakın artış oldu.

Tablo özetle böyle.

Emekliler dünyanın hangi ülkesinde olursa olsun özellikle de 55 yaşını aşmışsa en ferah şekilde yaşam standartlarına sahip olarak yaşamalılar.

30-40 yıl bilfiil çalışan insan üretimden, çalışmadan büsbütün kopmadan en azami sosyal yaşam standartlarında hayatını sürdürmeli.

Hayat şartlarının ağır baskısı altında özellikle son birkaç yıldır emeklinin daha zor günler geçirdiğini söylemek mümkün.

Emeklilere maaş zamları günlerce çok konuşuldu, memur ve memur emeklisi için % 49 civarında zam gerçekleşirken SSK ve Bağ-kur emeklilerin zammı % 38’lerde kalmıştı, Cumhurbaşkanı Erdoğan iradesiyle % 5 daha ilave yapıldı. Ardından bir % 5 gibi bir rakamın daha güncelleneceği belirtildi.

En son emekli maaşı zammı düzenlemesi Meclis’ten geçti. Ek zam ile en düşük emekli maaşı 10 bin lira olduğu zam oranı memur, SSK ve Bağ-kur emeklisi için yüzde 49,25’e yükseltilmiş oldu.

AK Parti eski milletvekillerinden biri haklı olarak şunları yazmıştı:

‘SSK ve Bağkur emekli maaşlarına ilave yüzde 5 zam yapıldı. Emekli maaşındaki alt sınır da 7.500 liradan 10 bin liraya çıkarıldı.

Lafı eğmeden bükmeden ifade etmek gerekirse bu rakamlar beklentilerin altında kaldı. Türkiye’nin içinde bulunduğu zorlukları biliyorum, imkanların zorlandığının da farkındayım.

En azından emekliler arasındaki farklılık ortadan kaldırılmalıydı.

İyi olmak kolaydır, zor olanı adil kalmaktır. Bu zoru başarmalı, adil davranabilmeliydik.’

Son zamlardan sonra emekli zammında aradaki farkın kaldırılmasını değerlendirerek: ‘Hükümet, SSK ve Bağkur emeklileri için zam oranını yüzde 49.25 olarak belirledi. Böylece emekliler arasındaki farklılık ortadan kaldırılmış oldu. Daha önce farklılığa itiraz edip ‘İyi olmak kolaydır, zor olanı adil kalmaktır. Bu zoru başarmalı, adil davranabilmeliydik’ demiştim.

Bu yapıcı uyarı karşısında farklılığı makul gibi göstermeye çalışanlar şimdi ne düşünüyorlar, bilmiyorum.

Cumhurbaşkanımızın adaletsizliği gideren iradesine alkış. İnşallah, dar ve sabit gelirlilerin şartlarını iyileştirici, sosyal refahı arttırıcı adımların devamı gelecektir’

Emekli maaşı zammının böylesine gidip gelmesi durumu emekli tabanında ciddi memnuniyetsizliklere neden oluyor. Ortaya bir rakam atılıyor, kamuoyu yoklanıyor, tepkilerin ardından vaziyeti kurtarmak Cumhurbaşkanına kalıyor.

Bu hususun da değerlendirileceği kanaatindeyiz.

Dünde ajanslarda yeni haberler dolaşmaya başladı, söz konusu haberler emeklilerde beklentileri yine artırdı.

İddialar seçim dönemine yakın ilave zamların gündeme geleceği yönünde.

Maalesef yüksek enflasyon karşısında hiçbir şey kararında kalmıyor. AK Parti’yi büyüten yüksek enflasyonu tarihe gömmesi olmuştu, aynı sınav karşısında.

Şuan şartlar pek daha bir zor.

Ağır bir pandemi krizi, Rus-Ukrayna Savaşı, Orta Doğu ve Kuzey Irak’ta savaş hali, ABD ile yaşanan gerginlikler. İsrail’in Gazze soykırımı hepsinin maliyeti var.

6 Şubat tarihimizin en ağır depremi, seller ve yangınlar. Son birkaç yılda yaşadıklarımız adeta bin yılda belki de yaşamamışızdır, pencereye buradan da bakmak gerekir.

Bu da bize şunu gösteriyor ki,  Türkiye lüks ve gösterişten uzak, kaynakları verimli kullanarak, etkili denetim mekanizmasını sağlayarak gitmeli.

Aksi çıkış yolları kapalı.