Trabzonspor ligin başından beri verdiği sınav bana göre sınıfı geçer. Beş hafta geçti. Arzu ve istek bakımından herhalde Trabzonspor'a söz söylemeye kimsenin hakkı yok.
Fakat; Trabzonspor’da; ne hikmetse durulmayan sular var. Mayıs ayı değil ki karlar eriyor da ortalığı sel götürüyor diyelim.
Taraftar elbette her zaman haklıdır. Taraftar maça farklı bakar, teknik heyet farklı bakar.
Lakin futbol; çok bilinmeyenli bir denklem değildir.
Hatta çok basit bir oyundur.
Usta filozof futbolcu nurlar içinde yatsın Cruyff'un ifadesiyle; “Futbol basit bir oyundur. Zor olan basit oynamaktır” demiştir.
Herkesin kendi kafasına göre onbiri, onsekizi vardır. Bana göre; Trabzonspor iyi yoldadır, iyi işler yapacağına inanıyorum. Tabiki iş kazaları olacaktır..
Herkes eteğinde ki taşları dökmelidir ve objektif bakmalıdır.
Bugün yerden yere vurmanın yararı kimedir? Bu işten kim yarar görür, kim zarar görür?
Yönetim Kurulu çatlaklıkları bir yerde taraftarı bağlamaz. O senin işin değil. Senin Başkanın 150 milyon civarında harcama yaptı, transfer yaptı. Bunu kendi için yaptı dense de Trabzonspor'a iyi isimler kazandırdığı da ayrı başarı hikayesi.
Sen kazandırdıklarına bak. Diğer yönü yeri geldiğinde karşılığını alır.
Ha şu denebilir.
Kulüp batıyor neyin başarısı?
Kulüp batıyor dediğimiz yerde;
Beşiktaş'ın 1 milyar 800 milyon
Galatasaray'ın 2 milyar 200 milyon
Fenerbahçe’nin 1 milyar 300 milyon ortalama borçları var.
Trabzonspor'un da ortalama 800 milyon.
Elbette bu kulüpler ortadan yok olacak değil. Gerek devlet desteği gerekse; UEFA kriterleri belli bir düzenlemeyle,  borçlara bir plan program getirecektir.
Peki sen! Trabzonspor seven taraftar!
Sen ne yaptın?
41 bin kişilik stadyumda kombine alımı ne kadar? Sen görevini yaptın mı?
Koskoca bir, HAYIR.
Eee nasıl olacak peki?
En güzel stadı isteyeceksin, en iyi transferleri isteyeceksin, on bin kombine alacaksın..
Kusura bakma öyle başarı gelmez.
Sakın kimse bana ekonomi şu bu demesin. Evde ayağını uzatıp atletle oturup çay içip maç seyretmek varken kim gidecek maça?
Sen gideceksin,  sen!
Gitmeyip de nasıl talepte bulunacaksın? Taraftar mısın, seyirci misin? Takım tüm bedenini ruhunu sarıyor mu seni heyecanlandırıyor mu, mesele yok o zaman.
İşte bunlar oluyorsa maça gideceksin.
Hani meşhur söylem var ya “yenilsen de yensen de...”
Aynen öyle.
Desteklemeyip de yerden yere vurmanın hiçbir faydası yok şimdi.
Hesap sormanın da..
Her şeyin zamanı var.
Sen görevini yap. Takımı şahlandırmak için elinden geleni ardına koyma. Sen ben kavgası sonranın işi.
Kırk yıldır bu yüzden tatlı bir şampiyonluk alamadı Trabzon seyircisi.
Bunu biraz da kendinde aramalı.