2017 Öğrenci Seçme Yerleştirme Sistemine göre üniversite sınavına giren öğrencilerimiz tercih işlemlerini bugün tamamlıyor.
 
Geriye dönüp baktığımızda tercih kurbanı yüzbinler var.
 
Az bir mesele değil.
 
Bir karar veriyorsunuz ve bu geleceğinizi bütünüyle şekillendiriyor.
‘Hata yaptım, pardon’ deme şansınız yok.
 
Hiçbir şey olmasa en azından şu oluyor; ÖSYM tarafından herhangi bir yere yerleştirildiğinizde, gidip kayıt yaptırmasanız dahi, orta öğretim başarı puanınız yarı yarıya düşüyor.
 
Buradan şu sonuç çıkıyor: Kayıt yaptırmak istemediğiniz ve mezun olduğunuzda o işi yapmayacağınız bölümleri yazmamalısınız.
 
Yeniden düşünmek isteyenler için hâlâ vakit var denebilir.
 
Ülkemizde üniversiteli işsiz oranı % 25’lere dayandı, sizce bunda tercih kurbanı olan, belirsiz bir maceraya atılanların sorumluluğu yok mu sanıyorsunuz!?!
 
Bugün her ilimizde bir üniversite var. Gençler üniversite eğitimini olmazsa olmaz görüyor.
 
Üniversitede geçirilen en az 4 yılı ne kadar olumlu kullanabiliyoruz!
Son pişmanlık fayda vermiyor.
 
Bugün herhangi üniversite mezununa sorun, en az % 90’ı üniversite yıllarını verimli değerlendiremediğini söyleyecektir.
 
Üniversite eğitiminde boşa geçen süreleri geleneksel tarım yöntemlerine benzetiyorum.
 
Babadan nasıl görmüşsek öyle devam ediyor.
 
Türkiye, dünyanın bir çok ülkesine göre genç nüfusa sahip.
İş gücü, Ar-Ge, üretim ve tüketim noktasında bunlar bulunmaz bir fırsat.
İsteseniz de böyle bir güce birkaç yılda sahip olamazsınız zaman gerekli.
Yaşlı kıta Avrupa, genç nüfusa sahip olabilmek için teşvik üzerine teşvik sunuyor.
 
Türkiye ise potansiyellerini enerjiye gerçek anlamda çevirebilmiş değil.
 
Çok basit bir örnek vermem gerekir, Avrupa sigara kullanımını sınırlandırmak için elinden geleni yaparken Türkiye sigara tüketiminde Avrupa’nın çok ilerisinde.
 
Bizim sağlığımız daha mı alt değerde.
 
Ve korkunç olan eğitimli ve genç nüfusta sigara kullanımı daha yaygın.
Eğitim bir ülkenin en önemli meselelerinin başında geliyor ki hatta en önceliklisi.
 
İşte gençlerin önünde hiç olmazsa kazandıkları puanlara göre bir tercih fırsatı var.
 
Sınav için dökülen ter kadar tercihlerde yapılacak isabette o nispette kıymetli.
evet eğitim sistemimiz çok değişti, sınav sistemi çok değişti, kalitede sıkıntılarımız var; var ama yokluklardan neler çıkmıyor.
 
Nobel ödüllü bilim adamımız Aziz Sancar hangi imkanlarla okumuş, nelerle savaşmış bu noktaya nasıl gelmişti?
 
Üniversitelerimizde kalite boyutu ne olursa olsun, öğrencilerimize çok iş düşüyor.
 
Okuduğunuz bölümde ister ideal sahibi olun ister olmayın okul sonrası planlamalarınızı mutlaka yapın.
 
Tecrübeli insanların fikirlerini sorun, alt yapınızı kurun.
 
Seçtiğiniz bölüm önünüzü aydınlatmayacaksa alternatiflere yönelin, belki yeni bir bölüm okumayacaksınız; ancak hayata atılmak için imkanları olabildiğince kullanın.
 
Günümüz gençlerinin en önemli sorunlarından biri üretimin içine katılamamaları.
 
Aileler haliyle çocuklarının üzerine titriyor.
Gençlerimiz de iş seçiciliği, rahat bir hayat, internet, cep telefonu, arkadaş ortamı tutkularından biraz olsun sıyrılarak anne ve babaların işlerini kolaylaştırmamalılar.
 
Tüm öğrencilerimize ve eğitmenlerimize huzur dolu, başarıdan taviz vermeyen bir eğitim dönemi diliyorum ve ekliyorum,
 
Toplumda her alanda başarı alanlara bakın. Onlar fark yaratanlardır. Üniversiteyi okumak yetmiyor. Fark yaratacaksınız.
1 değil birkaç yabancı lisan bileceksiniz ve üniversite sonrasında da çok çalışacaksınız.