Çarşambanın gelişi perşembeden belliydi. İyi Parti’nin 31 Mart seçimlerinde hiçbir başarı gösteremeyeceği aksine oy oranının önemli oranda düşeceği izlediği politikalardan belliydi. Aslında seçmenin nezdinde İYİ Parti’nin kalemi ne zaman kırıldı biliyor musunuz? Genel Başkan Meral Akşener’in 6’lı masayı derk edip sonra geri dönmek zorunda kalmasıyla.

Geri dönmeseydi yükselmeye devam edecekti

Geri döndü sonunu hazırladı.

İşte İYİ Parti’nin kalemi o zaman kırılmıştı.

Genel Başkan Meral Akşener’in 6’lı masanın sonrasında izlediği siyaset, halk tarafından da itibar görmeyince İyi Parti’nin erime sürecini resmen başlatmış oldu.

AK Parti’ye kızan, CHP’yi oy vermek istemeyen milliyetçi muhafazakâr kesimin bir bölümü İYİ Parti’den kaçıp kendi mahallelisi olarak gördüğü Yeniden Refah Partisi’ne kaçtı.

Yani en azından mahalleyi terk etmeyelim demek istemiş.

31 Mart seçimlerinden önce yazdığım birkaç makalemde İYİ Parti’nin erime sürecine girdiğini ve bundan istifade eden Yeniden Refah Parti’sinin de yükselişe geçip yıllar önce İYİ Parti’nin arkasına aldığı rüzgârı yakaladığını yazmıştım.

Daha açık söyleyeyim İYİ Parti’nin yerini Yeniden Refah Partisi’nin alacağına değinmiştim.

Nitekim yanılmadım, seçim sonuçlarında aynısını gördük.

Yeniden Refah Partisi Türkiye’de üçüncü partisi durumuna gelmesinde en büyük etken İYİ Parti ve AK Parti olmuştur.

Gelelim asıl meseleye

Seçim mağlubiyetinden sonra hafta sonu olağanüstü kongreye giden İYİ Parti’de erime süreci devam ediyor.

Açıkça söyleyeyim bu iş Müsavat Dervişoğlu’nun işi değildir.

O karizma yok onda.

Onunla da bu iş yürümez

Nasıl Turgut Özal’sız ANAVATAN Partisi eriyip gitmişse, nasıl Necmettin Erbakan’sız Saadet Partisi erimişse, nasıl Bülent Ecevit’siz DSP erimişse, nasıl Süleyman Demirel’siz Demokrat Parti eriyip gitmişse Meral Akşener’siz İYİ Parti’nin de sonu budur.

Onlar gibi eriyip gitmeye mahkûmdur.

Partiler liderleriyle kaimdir

Elbette Recep Tayyip Erdoğan’sız AK Parti’nin de akıbeti aynı olacaktır.

Çünkü taş yerinde ağırdır

Bundan sonraki süreçte ne olur?

İYİ Parti’de erime süreci devam edip yüzde 1’lik partilere kadar inip orada kalabilir.

Veya MHP ile birleşerek misyonunu devam ettirebilir

Ya da Devlet Bahçeli gibi Recep Tayyip Erdoğan’a sırtını verip varlığını küçük bir misyon partisi olarak sürdürmeye devam eder.

Koray Aydın, Musavat Dervişoğlu, Tolga Akalın ve son anda Günay Kodaz’ın yarıştığı genel kurulda birinci turda 327 gibi iyi bir oy almasına rağmen Tolga Akalın’ın ikinci turda çekilmesine bir anlam veremedim.

Kim veya kimler çektirdi.

Onu yapanlar partinin geleceğini düşünmeyenlerdir.

Ama Meral Akşener ama bir başka güç

Şayet Koray Aydın’ın genel başkanlığı engelletilmeseydi İYİ Parti, Türki siyasetinde bir süre daha sözü dinlenen parti konumunda kalabilirdi.

Artık o şansı da kalmadı.

O eski gücünü hiçbir zaman yakalamayacak ama en azından belirleyici bir parti olarak varlığını sürdürmeye devam edebilirdi.

Koray Aydın’ın bundan sonra izleyeceği yol da merak ediliyor.

İYİ Parti’de kalıp kalmayacağı da bir muammadır.

Ona bağlı olarak da Yomra Belediye Başkanı Mustafa Bıyık’ın da İYİ Parti’de kalıp kalmayacağı da merak ediliyor.

Yeniden bir durum değerlendirmesi yapacağını düşünüyorum.

Kim bilir belki de CHP veya AK Parti’ye geçen bir başkan olur.

İyi Parti Trabzon İl Başkanı Fatma Başkan ve yönetiminin de nasıl bir yol izleyeceği de merakla bekleniyor.

Kısacası meselenin özü şu;

Genel Başkanları değişen partilerde hiçbir zaman bir yeni hamle olmamıştır, küçülüp eriyip gitmiştir.

İYİ Parti’yi de öyle bir süreç bekliyor

Meral Akşener’siz İYİ Parti’den bundan sonra bir cacık olmaz vesselam.