Daha doğduğu ilk günden beri aileler çocukları için endişelenir. Onun tek bir ağlaması ile herkesi ayağa kaldırabilir. "Neyi var acaba? Gazı mı var? Altını mı kirletti? Bir yerleri mi ağırlıyor? Yoksa doymadı mı?" ve daha nicesi geçer ebeveynlerin aklından. En sık yaptığımız hatalardan biri de çocuğum doymadı diyerek onu sürekli beslenmeye çalışmaktır. Toplumumuzda sağlıklı çocuk kilolu olandır zayıf olan çocuk hastadır gibi bir bakış var ne yazık ki.Güncel araştırmalara göre obezite oranı 0-5 yaş arası çocuklarda %8’ e ulaştı! Önceleri sadece Amerika ya da Almanya’da olacağını zannederdik obezitenin. Ancak  fast-food tüketiminin her geçen gün arttığı, çocukların sadece bilgisayar başında oturduğu ülkemizde de tehlike çanları çalmaya başladı. Üzgünüm ancak günümüzde her 10 çocuktan 1 tanesi obez!



Peki nedir obezite?
 
Obezite aldığımız enerjinin harcadığımız enerjiden fazla olması sonucu vücuttaki yağ miktarının artması durumudur. Unutulmamalıdır ki obezite birçok hastalığın temelini oluşturur.
 
Obezitenin yol açtığı sağlık sorunları nelerdir?
 
Obezite çocukluk çağından başlayarak çeşitli sağlık sorunları ve hastalıklara neden olur. Uzmanlara göre şişmanlık, 40 yaş civarı sigara içmeyen erişkinlerde tahmini yaşam süresini 7-8 yıl, içenlerde ise 13-14 yıl kısaltır. Çocukluktan itibaren başlayan şişmanlığın ise yaşam süresini 15-20 yıl kısaltacağı öne sürülüyor.
• İnsülin direnci sendromu (Metabolik sendrom)
• Tip 2 diyabet (Şeker hastalığı)
• Hipertansiyon (Yüksek kan basıncı)
• Dislipidemi (Kan yağlarında yükseklik)
• Ateroskleroz ve koroner kalp hastalıkları (Damarlarda tıkanıklık)
• Böbrek hastalıkları
• Erken ergenlik
• Kızlarda adet düzensizlikleri ve kıllanma sorunları
• Safra kesesi taşları ve iltihabı
• Karaciğerde yağlanma ve hepatit
• Uykuda solunum düzensizliği, kısa nefes durmaları, horlama
• Solunum yolu enfeksiyonları ve astım
• İskelet sorunları, kalça ekleminde kayma, bacaklarda eğrilme
• Cilt sorunları, iltihaplar, kıvrım bölgelerinde deri renginin koyulaşması
• Kanser riskinde artma
• Ruhsal sorunlar, depresyon gibi bir çok hastalığın temelini oluşturur.
 
Çocuklarda obeziteyi nasıl tedavi edebiliriz?

Tedavisi aslında bir ekip işi olarak gerçekleştirilir. Aile, diyetisyen, doktor, psikolog iş birliğiyle tedavi edilecek bir durumdur.Tedavide ilk aşama hastalığın altında yatan nedenlerin otaya konmasıdır. Öncelikle uzman bir hekim tarafından çocuk değerlendirilerek obeziteye yol açan bir hastalığın olup olmadığı ve obezitenin yarattığı sağlık sorunları araştırılmalıdır.

Sorun beslenmeyse!

Yaptığımız ilk hata bebeklik döneminde başlar. Bu dönemde çocuk için en uygun besin anne sütüdür.İlk 6 ay anne sütüyle beslenmesi gerekir. Ek gıdaya erken başlanmamalıdır.Ek gıdaya geçildiği dönemde ayına uygun besinler verilmelidir. Aslında en büyük hatayı bu dönemde yapıyoruz. Çocuklarımızın doymadığını düşünerek onları sürekli besliyoruz. Sanki çocuk daha çok yerse daha çabuk büyür düşüncesine kapılıyoruz. Ancak bu dönemde bebeğe boş enerji içeren besinler verilmemelidir. Örneğin ona sürekli unla yapılan boş kalorili mamalar yedirmek yerine onun gelişim ayına uygun miktarlarda yumurta, yoğurt çorbaları gibi gıdalar verilebilir.

Okul çocuklarında ise obeziteyle daha sık karşılaşıyoruz. Ebeveynler hastaneye geldiklerinde beslenme sorununun sadece çocuklarında olduğunu düşünüyor. Fakat burada dikkat edilmesi gereken en önemli noktalardan biri tüm ailenin beslenme alışkanlığının değişmesi gerektiğidir. Unutmayın evde bir kişinin diyet yapması sürdürülebilir olmaz. Örneğin bir babanın televizyon karşısında çikolata yerken çocuğun diyetine devam etmesi beklenemez değil mi?

O zaman çocuğumuzun beslenmesinde nelere dikkat edeceğiz?

Öncelikle bir yetişkinde olduğu gibi onun da 3 ana 3 ara öğün şeklinde beslenmesini sağlamalıyız. Ona keyifle tüketebileceği ara öğünler hazırlamayın.
Sebze, meyve, tam tahıllı ürünler, kurubaklagil tüketimini artırmalıyız. Yeterli miktarda vitamin ve mineral almasını sağlayın.

Yemediği besinleri öteki yiyeceklere karıştırıp verebilirsiniz. Örneğin çocuğunuz peynir sevmiyorsa omlet yaparken içine az peynir katıp yapabilirsiniz, peynir tüketmesini bu şekilde sağlayabilirsiniz. Ya da et sevmeyen çocukların çorbalarına tadını çok hissetmeyecekleri şekilde kıyma katabilirsiniz.

Yemeklerin görüntüsü çocukların o yemeğe bakışını değiştiren en önemli etmenlerden biridir. Bazı yiyecekler besleyici değeri yüksek olduğu halde görüntü olarak onlara hitap etmeyebilir.Bu yüzden bu besinleri tükettirmede zorluk çekmeniz kaçınılmazdır. Önce onların gözüne hitap etmeli yemek. Bunun da çözümü sizin hayal gücünüzde saklı. Onun tabağını eğlenceli hale getirin. Örneğin asla tüketmediği peynirden bir koyunun gövdesini, zeytinden gözlerini, salatalıkla ayaklarını yaparak tabağını zevkle tüketmesini sağlayabilirsiniz.

Çocuğunuzun tabağını fazla doldurmayın. Unutmayın o bir yetişkin kadar yiyemez.
Çocuğunuza kulak verin. Artık doydum dediği zaman ısrar etmeyin. Nasıl olsa acıkınca kendi isteyecektir.

Çocuğunuza ceza-ödül uygulaması yapmayın. Onun hep daha fazla yemesi için, ilk olarak yemeklere ödül koyarsınız. Ama gözden kaçırdığınız bir nokta var: sizden daha zeki olan çocuğunuz, yiyeceği yemeğin sonuna ödül konduğunda tadının kötü olduğunu düşünecektir. Belki de çok seveceği bir yemek; ödül yöntemi sonrası, direk sevilmeyen besinler grubuna alınacaktır. Ödül yönteminden sonra sıra, daha etkili olacağı düşünülen ceza yöntemine gelir. “Tabağını bitirmezsen, dışarı çıkamazsın”! Böyle yaparak belki de kendini en iyi hissettiği ortamı, ellerinden almış oluyorsunuz!

Yemek masasında çocuğunun oyun oynaması ne kadar besin tükettiğini fark etmesini engeller. Bu da ileri dönemde obeziteye yakalanma riskini arttırır! Yemek yerken çocuğunun ilgisini dağıtacak şeyleri ortadan kaldır. Yemek masası sadece yemek için olsun. Yemek yemek için televizyon karşısına izin vermeyin.

Okula giden çocukların kantindeki alışverişini sorgulayın. Kantinden kalorisi yüksek besleyici değeri olmayan yiyecekler alması yerine onun zeka ve vücut gelişimini olumlu etkileyecek evde hazırlayacağınız yiyecekleri tüketmesini sağlayın.

Tabiki de bunlar tek başına yeterli olmayacaktır. Tedavideki temel şartlardan biri olan egzersizi atlamamak gerek. Çocuğunuza"Aman düşersin. Hastalanırsın."  diye baskı yapmayın. Bırakın dışarı çıksın, enerjisini atsın.
Çocuğunuzun bayılarak yiyeceği bu tarife ne dersiniz?

RENKLİ KÖFTE (18 ay ve sonrası, 3 porsiyon)
 
• 6 adet ıspanak yaprakları
Köfte için;
• 60 g yağsız kıyma
• 20 g kuru soğan
• 20 g rendelenmiş havuç
• 1 tatlı kaşığı tam buğday unu
• 1 minik diş sarımsak (dövülmüş)
• Tuz, karabiber
• 1 çay kaşığı zeytinyağı
• ½ yumurta
Üzeri için;
• 2 dilim dilimli light kaşar peyniri
 
Ispanak yaprakları, buharda hafif haşlanır. Ispanaklar soğurken, köfte malzemeleri karıştırılır ve buzdolabında yarım saat dinlendikten sonra 6 adet top köfte oluşturulur. Ispanak yaprakları ayrı ayrı top köftelerine sarılır. Ve üzerine 6 parçaya kesilmiş kaşar dilimleri konulur. Yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine yerleştirilerek 190 derecelik fırında kaşar peynirleri eriyip, hafif kızarana kadar pişirilir. Sonra da minik afacanlar onları afiyetle yer
 
Unutmayın sizin ve çocuğunuz için en doğru beslenmeyi diyetisyeniniz bilir. Bu konuda sadece beslenme uzmanlarından bilgi alın. Kulaktan dolma bilgileri ya da televizyonda konuşan bu işin uzmanı olmayan kişilerin görüşlerini önemsemeyin. Sağlıcakla kalın…
Sümeyye YAZICI
Editör: TE Bilisim